Haberler
Netanyahu'dan ateşkes sonrası ilk açıklama: Hizbullah anlaşmayı bozarsa onları vururuz

Netanyahu'dan ateşkes sonrası ilk açıklama: Hizbullah anlaşmayı bozarsa onları vururuz

İsrail kabinesi, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını onayladı

İsrail kabinesi, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını onayladı

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler: Suç kılıç çatmak değil, kasıtlı organize disiplinsizliktir

Milli Savunma Bakanı Güler: Suç kılıç çatmak değil, kasıtlı organize disiplinsizliktir

Rusya bir kez daha ABD füzeleriyle vuruldu, Savunma Bakanlığı 'Yanıt verilecek' dedi

ABD füzeleriyle bir kez daha vurulan Rusya'dan dünyayı korkutan açıklama

Libya'da Göçmen Sayısı Arttı

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Libya'da, Kaddafi'nin devrilmesinin ardından son dönemde ülkeye gelen göçmen sayısında büyük artış yaşandı.

ASSED BAİG/UMUR KOÇAK SEMİZ - Libya'da, Muammer Kaddafi'nin devrilmesinin ardından ortaya çıkan istikrarsızlık, kaçakçıların daha özgürce faaliyette bulunmasına imkan verirken, son dönemde ülkeye gelen göçmen sayısında büyük artış yaşandı.

Ülkede yönetimin değişmesinden bu yana çoğunluğu Çad, Nijer ve Mali'den gelen göçmenler, İtalya'ya gidecek bir bota binme umuduyla Libya'ya akın ediyor.

Trablus'taki bir gözaltı merkezinde göçmenlerle görüşen AA muhabiri, yaşanan sefalete tanıklık etti.

Libya'nın başkenti Trablus'ta, girişinde kimileri askeri üniformalı bir grup silahlı adamın ellerinde sigaralarıyla beklediği hayvanat bahçesinin bir kısmı, "gözaltı merkezi"ne ev sahipliği yapıyor. Önceleri milislerin elinde bulunan merkez, daha sonra İçişleri Bakanlığı kontrolüne geçmiş.

Bir zamanlar Libya halkını hayvanat bahçesine çekmek için tasarlanan ihtişamın izleri, giriş kapısı çevresinde hala görülebiliyor. Hayvanat bahçesindeki hayvanların bakımından sorumlu milislerin işleri, Libya'daki sorunların giderek çoğalmasına paralel olarak artmış. Artık göçmenlerden de sorumlu olan milisler, başkent sokaklarında geçerli vizesi ya da belgeleri bulunmayan göçmenlerin peşine düşüyor.

Gözaltı merkezinin dışında, gölgelik bir yere yerleştirilen kanepesinde oturan komutan Said Gars Alaha'nın önündeki küçük masada bir dosya, bir de boş fincan var. İçerde ise göçmenler, yüzleri duvara dönük sıra oluyor. Yüzleri maskeli üniformalı adamlar, bir yandan soru sorarken bir yandan da göçmenlerin evraklarını kontrol ediyor.

Mavi üniformasını siyah asker botlarıyla tamamlayan Gars Alaha, AA muhabirini, kısa gri sakalını sıvazlayarak karşılıyor. Alaha, gözaltı merkezini işaret ederek hevesle bunun bir işlem tesisi olduğunu, göçmenlerin merkezde 72 saatten fazla tutulmadıklarını söylüyor. Alaha, "Burası bir hapishane değil" diyerek, göçmenlere tutumlarını anlatmaya çalışıyor.

-  "Gerçeği söylediğin sürece içeri girip bakabilirsin"-

Gözaltı merkezindeki gardiyanların hiçbiri, silah taşımıyor. Yabancı gazetecilerin olayı çarpıtıp göçmenlerin hayvanlarla bir arada tutulduğuna dair haberler yazmasından büyük üzüntü duyduklarını belirten Alaha, "Gerçeği söylediğin sürece içeri girip bakabilirsin" diyerek yolu gösteriyor.

Hayvanat bahçesinde park etmiş kamyonetlerle polis araçlarının yanı sıra bir de pencereleri parmaklıklı bir minibüs var. Minibüsün, göçmenlerin diğer tesislere nakledilmesi için kullanıldığı söyleniyor.

İçeride çoğu Afrika kökenli, siyahi göçmenler sıra olmuş bekliyor. Gardiyanlardan Abdullah, göçmenlerin pasaportunu kontrol ediyor. Göçmenlerin evraklarında geçerli giriş mührüne genellikle rastlanmıyor. Bazılarının pasaportu bile yok.

Mali'den gelen 27 yaşındaki Fafuna Musa, AA muhabirine, Libya'ya ailesinin karnını doyurmak için geldiğini söyleyip şunları ekliyor: "Sadece biraz para kazanmak, sonra da evime dönmek istiyorum".

Musa'nın öyküsü, aslında diğerlerinin de öyküsü. Hiçbiri, daha öteye, İtalya'ya gitme hayalinde olduklarını söylemiyor. Zaten çoğu, bu hayali gerçekleştiremiyor. Libya'da bir işe girip, kendileri ve aileleri için para kazanmaya çalışıyorlar. Bazıları ise tekneyle İtalya'ya doğru tehlikeli bir yolculuğa çıkıyor.

Muammer Kaddafi rejimi sırasında Libya'dan Avrupa'ya giden Afrikalı sayısı çok daha azdı. Çünkü Kaddafi, "Siyahi bir Avrupa"ya engel olmak için Avrupa ülkelerinden para istiyordu. Kaddafi rejiminin yıkılmasından sonra ortaya çıkan istikrarsızlık, kaçakçıların daha özgürce faaliyette bulunmasına olanak tanıdığı için göçmen sayısında büyük bir artış kaydedilmiş.

Libya'ya ulaşmak için çölü geçenler var-

Yorgun görünen göçmenlerin kıyafetleri yırtık pırtık. Kiminin ayakkabısı yok. Büyük bir kısmı, Libya'ya ulaşabilmek için çölü geçmiş. Bu tehlikeli yolculuk, geldikleri yere göre kimi zaman bir aydan uzun sürüyor. Kimi ta Nijerya'dan gelmiş. Giysileri toz toprakla kaplı göçmenlerden bazıları, inşaatlarda çalışıyor. En gençleri, 18 yaşında.

Yaşı 50'den fazla gösteren Fafuna, sadece 27 yaşında olduğunu söylüyor. Sonra sözlerine Arapça "Ene misken" diye devam ediyor. Bu, "ben, yoksulum" demek. Gardiyan, her göçmenin öyküsünün aynı olduğunu söyleyerek "hepiniz miskensiniz biliyorum" diyor.

Göçmenlerden bazıları, yaralı ve kanamaları var. Gardiyan, bu kesiklerin polisten kaçarken olduğunu söylüyor. Göçmenler, gardiyanın söylediklerini doğruluyor. Gözaltındakilerden bir diğeri olan Badara, restoranda çalıştığını söylüyor ve cep telefonundan patronunu arıyor. Evraklarının patronunda olduğunu söyleyerek restoran sahibi ile konuşması için telefonu gardiyana uzatıyor.

Çaresizlik duygusunun gölgelediği yüzü, patronunun serbest bırakılmasını sağlayacağı umudu ile bir anlığına aydınlanıyor. Libya'da birçok işyeri, göçmen çalıştırıyor. Libya da birçok ülke gibi hem ucuz insan gücü hem de yapmak istemediği işleri yaptırmak için göçmenleri kullanıyor.

Merkezin sahip olduğu olumsuz ünün farkında olan Abdullah, çabucak yerdeki kan izine işaret ediyor ve kanın nereden geldiğini anlatıyor. Avlunun hemen dışında Mısırlılar ile Tunuslular, küçük bir odanın kapısı önünde sıra bekliyor. Abdullah, bu odada göçmenlere özellikle HIV ya da Hepatit virüsü taşıyıp taşımadığını belirlemek için kan testi yapıldığını söylüyor.

Abdullah, daha sonra büyük gözaltı salonlarından birinin yolunu gösteriyor. İçeridekilere ayağa kalkıp öne doğru gelmeleri için işaret eden Abdullah, demir parmaklıklı odanın asma kilidini açarak AA muhabirinin göçmenlerin fotoğrafını çekmesine izin veriyor.

Yerdeki iki hasırın üzerinde 12 kişi var. Gardiyanın merkezde klimalı iki oda ile bir tuvaletin bulunduğunu, gözaltındakilere şişe içme suyu verdiklerini söylemesine karşın oda, hiç de temiz değil.

Dışarı çıkarılan göçmenler, gazetecilerin girmesine izin verilmeyen başka bir gözaltı merkezine nakledilmek üzere bir minibüse bindirilecekleri girişe götürülüyor. Komutan, geçerli vizeleri, evrakları ya da pasaportları olmayan göçmenlerin ülkelerine iade edileceğine işaret ediyor.

Gazetecilerin girmesine izin verilmeyen birçok gözaltı merkezi ve hapishane bulunuyor-

Uluslararası Af Örgütü, daha önce yaptığı açıklamada, mülteciler, sığınmacılar ve göçmenlerin Libya'da "içler acısı" koşullarda gözaltında tutulduğunu açıklamıştı. Nisan ve mayıs aylarında 7 "bekletme merkezini" ziyaret eden örgüt yetkilileri, "kötü muamele ve bazı vakalarda da işkence kanıtları" bulduklarını belirtmişti.

Örgüt, birçok yabancı uyruklunun Libya'da gözaltında tutulduğunu, "keyfi tutuklamalara maruz kaldığını ve Libyalı yetkililer tarafından 'bekletme merkezi' olarak adlandırılan gözaltı merkezlerinde çok kötü koşullar altında ne zaman serbest bırakılacaklarına dair hiçbir açıklama yapılmadan uzun süre boyunca alıkonulduklarını" dikkat çekmişti.

Ülkede gazetecilerin girmesine izin verilmeyen birçok gözaltı merkezi ve hapishane bulunuyor. Bir süre Trablus'un doğusunda yer alan Hums'taki merkezde tutulan bir göçmen, AA muhabirine, sürekli dayak ve cinsel tacize maruz kaldıklarını anlatıyor. Adının açıklanmasını istemeyen göçmen, kadınların serbest kalabilmek için gardiyanlarla cinsel ilişkiye girmeye zorlandığını söylüyor.

Merkezde göçmenlere bağıran ya da güç kullanan gardiyan olmadığını söyleyen Gars, "Biz ne yiyorsak onlara da onu veriyoruz. Kadın göçmenlerle ilgilenmeleri için kadın gardiyanlarımız var. İnsanlara kötü davranmıyoruz" diyor.

Kamyonlara doldurulup ülkelerine gönderiliyorlar-

AA muhabirinin, ülkenin güneyindeki en büyük kent olan Sabha'da bir başka gözaltı merkezini ziyaret etmesine olanak tanınıyor ancak göçmenlerin tutulduğu yeri görmesine izin verilmiyor. Komutan Yardımcısı el-Medani Muhammed el-Zaruk, merkezde yaklaşık 600 göçmenin bulunduğunu söylüyor.

Kent sakinleri, merkezin son derece pis olduğunu, koku yüzünden içeri girmenin imkansız olduğunu söylüyor. Yüzlerce kişinin Libya sıcağında küçücük odalarda bir arada tutulduğu merkezde klimanın adı bile geçmiyor. Genellikle Nijer, Çad ve Mali'den gelen göçmenler, geldikleri ülkeye göre gruplara ayrılıyor.

El-Zaruk, "Somali, Eritre, Çad ve Mali'den gelen göçmenleri, mülteci oldukları için ülkelerine geri gönderemiyoruz" diyor. Nijer'den gelen ve gerekli evraklara sahip olmayan göçmenler, kamyonlara doldurulup ülkelerine geri gönderiliyor.

Tesisin mutfağına girmesine izin verilen AA muhabirinin, fotoğraf çekmesine, gözaltındaki göçmenlerle konuşmasına karşı çıkılıyor. Göçmenler için pişirilmiş ve paketlenmiş yemekleri gösteren El-Zaruk, göçmenler ile gardiyanların aynı şeyi yediğini söylüyor. Buharı halen tüten her bir minik pakette bir parça tavuk ile makarna var. Tamirat işlerinin devam ettiği tesiste gardiyanların çoğu silahsız.

Bir çok gözaltı merkezi ve hapishanenin bulunduğu Libya'da kaç kişinin gözaltında tutulduğu, kaçının serbest bırakıldığı ya da bir tesisten diğerine nakledildiği bilinmiyor. Evrakları olmayan göçmenler, uzun gözaltılara ve kimi durumlarda da fiziksel tacize maruz kalıyor. Hükümet gözaltı merkezlerini kontrol altına alana ve uluslararası standartları sağlayana kadar bu merkezlerdeki durum belirsizliğini koruyacak gibi görünüyor.

AA muhabiri, Trablus'taki gözaltı merkezinden ayrılırken bazı göçmenler, akşam namazı kılmaya çıkıyor. Libyalı gardiyanlar namazlarını bitirdikten sonra onlar da hasırların üzerinde namaza duruyor. Allah'a yakarmak için ellerini göğe açıyorlar. Başları solmuş çiçekler gibi öne düşük, hem aileleri hem de kendileri için bir mucize adına dua ediyorlar. - London, City of

Kaynak: AA / Güncel
title