Haberler
Türkiye sınırındaki kaosa Putin desteği! Rusya Ordusu Halep'e operasyon başlattı

Esed'e Putin desteği! Rusya Ordusu, Halep'teki muhalifleri vuruyor

Halep düştü! Muhalifler camilerden ezan okumaya başladı, kamu binalarını ele geçirdi

Muhalifler camilerden ezan okumaya başladı, kamu binalarını ele geçirdi

Antalya açıklarında 4.8 büyüklüğünde deprem

Antalya'da 4.8 büyüklüğünde deprem! Açıklamalar peş peşe geldi

Bakan Uraloğlu açıkladı: Özel araçlara kış lastiği zorunluluğu geliyor

Özel araçlara kış lastiği zorunluluğu geliyor

Göç Filmleri Seçkisi

Göç Filmleri Seçkisi
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türkiye'den Almanya'ya Göçün 50. yıldönümü nedeniyle Goethe-Institut'un düzenlediği etkinlikler çerçevesinde gerçekleşecek.

Türkiye'den Almanya'ya göçün 50. yıldönümü nedeniyle Goethe-Institut'un düzenlediği etkinlikler çerçevesinde gerçekleşecek Karşıdan Bakış/Der andere Blick isimli film seçkisi, 11-14 Ekim tarihleri arasında Ankara'da, 17-20 Ekim tarihleri arasında İzmir'de ve 20-30 Ekim tarihleri arasında İstanbul'da, İstanbul Modern Sinema'da seyirciyle buluşacak.

Küratörlüğünü sinema yazarı Engin Ertan'ın yaptığı seçki; göç çerçevesinde Almanya ve Türkiye arasındaki bağa ve kültürel alışverişe odaklanıyor. Bu dönem dâhilinde çekilmiş Türk ve Alman filmlerinde diğer ülkeden karakterlerin nasıl temsil edildikleri, seçkinin çıkış noktasını oluşturuyor. Seçki, birbirinden çok farklı türlerden örnekler ve farklı zamanlara ait hikâyeler aracılığıyla, birbirimizi nasıl gördüğümüz ve algıladığımız fikrine yoğunlaşıyor.

Gösterim programının İstanbul ayağının açılışını yapacak filmler, Halit Refiğ'in yönettiği 1969 yapımı "Bir Türk'e Gönül Verdim" ve Jörg Gförer'in yönettiği 1986 yapımı "Ganz unten/En Alttakiler". "Bir Türk'e Gönül Verdim", çocuğunun babası olan Türk göçmen işçinin peşinden Kayseri'ye gelen ve burada Türk kültürünün etkisi altında kalan Alman bir kadının hikâyesini anlatıyor. "En Alttakiler" ise Günter Wallraff'ın 80'li yıllarda çok ses getiren aynı isimli kitabının belgesel versiyonu. Wallraff, bir Türk göçmen işçi kılığında Almanya'da çeşitli işlerde çalışmış ve deneyimlerini kitabında aktarmıştı. Göçmen işçilerin sorunlarına içeriden bir bakış sunmayı hedefleyen kitap ve ondan uyarlanan film, o dönemde Türkiye'de de yayımlanmış ve vizyona girmişti.

Seçkide yer alan filmler:

Der Schut/Haydut (1964/Batı Almanya-Fransa-İtalya-Yugoslavya)

Yellow Devil

Yön.: Robert Siodmak

Oyn.: Lex Barker, Marie Versini

Karl May'ın Şark Çemberi serisinin altıncı ve son romanı olan Der Schut/Haydut, 1964 yılında aynı isimle sinemaya uyarlanmış ve büyük bir gişe başarısı elde etmişti. Serinin başkarakteri Kara Ben Nemsi'nin Osmanlı topraklarındaki maceralarından birisi olan "Haydut", Balkanlar'da geçiyor ve Alman gezginin halkı perişan eden bir eşkıyaya karşı verdiği savaşı konu alıyor.

Bir Türk'e Gönül Verdim/Ich habe mich in einen Türken verliebt (1969/Türkiye)

I Lost My Heart to a Turk

Yön.: Halit Refiğ

Oyn.: Eva Bender, Ahmet Mekin

Çocuğunun babası olan göçmen Türk işçi İsmail tarafından terk edilen Eva (Eva Bender), oğlunu da yanına alıp Kayseri'nin yolunu tutar. İsmail'i bulduğundaysa onun evlenmiş olduğunu görür. Yalnız kalan kadına, İsmail'in iş arkadaşı Mustafa (Ahmet Mekin) sahip çıkar. Halit Refiğ'in öncüleri arasında yer aldığı Ulusal Sinema akımının bir örneği olan "Bir Türk'e Gönül Verdim", Türk kültürü üzerindeki Batı etkisini ters yönde ele alıyor ve hem bir Türk'e hem de Türkiye'ye gönül veren Eva'nın hikâyesini anlatıyor.

Ankara Ekspresi/Ankara Express (1970/Türkiye)

Yön.: Muzaffer Arslan

Oyn.: Filiz Akın, Ediz Hun

II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye'de geçen bu casus filmi, Alman ajan Hilda (Filiz Akın) ve Binbaşı Seyfi (Ediz Hun) arasındaki aşkı konu alıyor. Esat Mahmut Karakurt'un aynı adlı romanından uyarlanan film, Antalya'da En İyi Film ve En İyi Kadın Oyuncu (Filiz Akın) dâhil olmak üzere 5 ödül kazanmıştı. Filiz Akın, "Ankara Ekspresi"nden 4 yıl sonra "Almanyalı Yârim" isimli filmde yine bir Almanı canlandırmıştı.

Almanya Acı Vatan/Deutschland bittere Heimat (1979/Türkiye)

Germany Bitter Homeland

Yön.: Şerif Gören

Oyn.: Hülya Koçyiğit, Rahmi Saltuk

Berlin'de işçi olarak çalışan Güldane ve Almanya'ya gitmek isteyen Mahmut'un anlaşmalı evlilik yapmasını anlatan film, Türk göçmen işçilerin çalışma ve yaşama koşullarını perdeye taşımasıyla dikkat çekmişti. "Almanya Acı Vatan"ın restore edilmiş kopyası program dâhilinde ilk kez izleyiciyle buluşacak.

Die Kümmeltürkin geht/Melek Gidiyor (1985/Batı Almanya)

Melek Leaves

Yön.: Jeanine Meerapfel

Meerapfel'ın belgeseli, bir kısmı yeniden canlandırma olan sahnelerle, 15 yıldır Almanya'da göçmen işçi olarak yaşayan Melek Tez'in Türkiye'ye dönme çabasını anlatıyor. Bürokrasi gelişte olduğu gibi, dönüşte de benzer zorlukları bir bir Melek'in önüne seriyor. Filmin orijinal ismindeki ironi de bu bağlamda yerini buluyor: Türklere yönelik ırkçı bir hakareti kendine isim seçen film, âdeta "Madem beğenmiyorsunuz, işte gidiyor," diyor.

Ganz unten/En Alttakiler (1986/Batı Almanya)

Lowest of the Low

Yön.: Jörg Gförer

Alman gazeteci/yazar Günter Wallraff'ın bir Türk göçmen işçi kılığına girerek yaptığı araştırmalara yer verdiği kitabı Ganz unten/En Alttakiler, 80'li yıllarda Almanya'da olduğu kadar Türkiye'de de ses getirmişti. Göçmen işçilerin zor çalışma koşullarını ve sürekli maruz kaldıkları ırkçılığı ortaya koyan olaylı kitabın film versiyonu olan bu belgesel, gizli yapılmış çekimlerden ve röportajlardan oluşuyor.

Polizei (1988/Türkiye-Batı Almanya)

Yön.: Şerif Gören

Oyn.: Kemal Sunal, Babett Jutte

Berlin'de yaşayan ve çöpçülük yapan Ali Ekber, Alman kızı Babett'e âşık olur. Onu etkilemek için, bulduğu bir polis üniformasını giyerek karşısına çıkar. Gören'in filmi, Almanlarla sık sık özdeşleştirilen disiplini farklı bir bakışla hicvediyor. Kemal Sunal ise rol aldığı diğer gurbetçi filmlerindekinden farklı bir karaktere hayat veriyor.

Yasemin (1988/Batı Almanya)

Yön.: Hark Bohm

Oyn.: Ayşe Romey, Uwe Bohm, Şener Şen

Hark Bohm'un "Yasemin"i, Almanya'daki ikinci kuşak Türklerin ebeveynleriyle yaşadığı kültürel çatışmayı ele alan ilk filmlerden biri. Alman bir gence, Jan'a (Uwe Bohm) âşık olan Yasemin (Ayşe Romey), tutucu ailesinin koyduğu kurallara karşı gelmek istiyor. Öte yandan ailesini kaybetmekten de korkuyor. "Yasemin", 1988 yılında Alman Film Ödülleri'nde En İyi Film seçilmiş ve Ayşe Romey'e de En İyi Kadın Oyuncu ödülünü getirmişti.

Abschied vom falschen Paradies/Sahte Cennete Veda (1989/Batı Almanya)

Farewell to False Paradise

Yön.: Tevfik Başer

Oyn.: Zuhal Olcay, Brigitte Janner

Zuhal Olcay'a Alman Film Ödülleri'nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandıran "Sahte Cennete Veda", kocasını öldürme suçundan Almanya'da hapse giren Elif'in dramını konu alıyor. Tevfik Başer, kendisine uluslararası başarı kazandıran ilk uzun metraj filmi "40 m2 Almanya"dan sonra, bu filminde de Almanya'da yaşayan bir Türk kadının sıkışmışlığını anlatıyor.

Happy Birthday, Türke!/Doğum Günün Kutlu Olsun, Türk! (1992/Almanya)

Happy Birthday, Turk!

Yön.: Doris Dörrie

Oyn.: Hansa Czypionka, Özay Fecht

Jakob Arjouni'nin aynı adlı romanında uyarlanan bu polisiye/komedi, Türk asıllı dedektif Kemal Kayankaya'nın, işin içinde Türklerin yer aldığı bir davayı çözmeye çalışmasını anlatıyor. Filmin mizahıysa, Türk kimliğinden bütünüyle uzaklaşmış Kemal'in yaşadığı kültürel çatışmadan ileri geliyor. Zira kendisi Almanlar için yeterince Alman değil, Türkler içinse fazla Alman.

Berlin in Berlin (1993/Türkiye- Almanya)

Yön.: Sinan Çetin

Oyn.: Hülya Avşar, Cem Özer, Armin Block

Sinan Çetin, çekildiği dönemde çok ses getiren filmi "Berlin in Berlin"de iki kültür arasındaki farklılık ve çatışmaları mizah duygusunu da elden bırakmadan işliyor. Thomas (Armin Block), bir kaza sonucu oğullarının ölümüne neden olduğu Türk aileden özür dilemek için evlerine konuk olduğunda, hayatta kalmak için dışarı çıkmaması gerektiğini anlar. Böylece Almanya'daki Türkiye'de zorunlu geçen günler başlar.

Kebab Connection (2004/Almanya)

Yön.: Anno Saul

Oyn.: Denis Moschitto, Nora Tschirner

Senaryo yazarları arasında Fatih Akın'ın da yer aldığı "Kebab Connection", Türk asıllı İbo'nun Almanya'nın ilk kung-fu filmini çekme hayali üzerine kurulu bir komedi. "Duvara Karşı"nın büyük başarısı sonrasında vizyona giren film, Türk asıllı göçmenlerin son 10 yıl içerisinde Alman sinemasında kazandığı ağırlıklı yerin de bir göstergesi.

Crossing the Bridge: The Sound of Istanbul/İstanbul Hatırası (2005/Almanya-Türkiye)

Yön.: Fatih Akın

İstanbul'un sesi üzerine bu belgeselde, Türk müzik sektörünün en önemli ve ilginç isimlerinden bazıları röportajları ve performanslarıyla yer almakta. Ancak yönetmen Fatih Akın, İstanbul'un sesini keşfetme görevini Alman bir müzisyene, Einstürzende Neubauten grubundan tanıdığımız Alexander Hacke'ye devretmiş durumda. Dolayısıyla "İstanbul Hatırası" Akın'ın olduğu kadar, Hacke'nin de İstanbul'u ve Türk müziğini nasıl algıladığı üzerine kurulu.

Knallhart/Acımasız (2006/Almanya)

Tough Enough

Yön.: Detlev Buck

Oyn.: David Kross, Jenny Elvers-Elbertzhagen

Berlin Uluslararası Film Festivali'nde FIPRESCI ödülü kazanan "Acımasız", nezih Zehlendorf semtinden, suç oranının yüksek olduğu Neukölln'e taşınmak zorunda kalan bir anne-oğulun hikâyesini anlatıyor. Detlev Buck filminde iyi yetiştirilmiş Alman genci Michael'in yavaş yavaş suç dünyasına çekilmesini işlerken, Almanya'daki suç oranını sıklıkla göçmenlerle ilişkilendiren iddialara da yanıt veriyor: Sorun insanların kökeniyle değil, içinde bulundukları yaşama koşullarıyla ilgilidir.

Auf der Sonnenseite/Bahtı Açık (2008/Almanya)

On the Sunny Side

Yön.: Richard Huber

Oyn.: Mehmet Kurtuluş, Peter Jordan

1970 yılından beri gösterimi devam eden polisiye televizyon dizisi Tatort, Alman kültürünün vazgeçilmezlerinden birisi. Seri dâhilindeki 709. film olan "Bahtı Açık"daysa Mehmet Kurtuluş, Tatort'un ilk Türk asıllı komiseri Cenk Batu'yu canlandırıyor.

Bunu Gerçekten Yapmalı mıyım?/Soll ich es wirklich tun? (2009/Türkiye)

Should I Really Do It?

Yön.: İsmail Necmi

Oyn.: Petra Woschniak, Herold

İsmail Necmi, belgeselle kurmacayı birleştiren bu ilginç filminde göçmen hikâyelerini tersine çeviriyor. Bu sefer İstanbul'da yaşayan bir Alman'ın, Petra'nın hayatını izliyoruz perdede.

Wir sitzen im Süden/Yedek Memleket (2010/Almanya)

Based Down South

Yön.: Martina Priessner

Priessner'in belgeseli Türk asıllı Almanlara ve göçmen işçilere dair bildiğimiz klişelerin dışında dört hayatı ele alıyor. Bu sefer biri hariç kendi istekleri dışında Türkiye'ye dönmüş veya dönmek zorunda kalmış insanlar var kameranın önünde. Nereye ait olduklarından emin değiller. Bazıları Almanya'ya geri dönmek için çabalıyor, bazılarıysa İstanbul'da yeni bir hayat kurmaya… Ancak Almanya ve Almanca hepsinin gündelik hayatının ayrılmaz bir parçası. Kameranın takip ettiği insanlardan üçü, Alman bir şirketin Türkiye'deki çağrı merkezinde çalışıyor, tüm gün boyunca Almanya'dan gelen telefonlara cevap veriyor ve en ilginci, kendilerini Alman olarak tanıtıyor…

Kaynak: Bültenler / Güncel
title