"Göbeklitepe Operası"nın dünya prömiyeri 19 Şubat'ta yapılacak (1)
Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürü Murat Karahan, "Göbeklitepe Operası"nı 19 Şubat'ta seyirciyle buluşturacaklarını belirterek, "Dansın ve operanın iç içe geçtiği, tamamen yerli yapım ve bizim topraklarımızda olan bir değeri konu alan opera eserinin dünyada da geniş yankı...
Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürü Murat Karahan, "Göbeklitepe Operası"nı 19 Şubat'ta seyirciyle buluşturacaklarını belirterek, "Dansın ve operanın iç içe geçtiği, tamamen yerli yapım ve bizim topraklarımızda olan bir değeri konu alan opera eserinin dünyada da geniş yankı uyandıracağını düşünüyoruz." dedi.
Karahan, Opera Binası'nda düzenlediği basın toplantısında, Göbeklitepe'nin bütün dünyanın ilgisini çeken, ezberlenen dünya tarihinin değiştiği ve yeniden ele alındığı bir yer olduğunu ve Türkiye topraklarında olmasının büyük önem arz ettiğini söyledi.
Göbeklitepe'yi konu alan, güzelliğine, azametine ve sanatsal kalitesine inandıkları muhteşem bir prodüksiyon hazırladıklarını bildiren Karahan, Göbeklitepe Operası'nın dünya prömiyerini 19 Şubat'ta Congresium'da gerçekleştireceklerini ifade etti.
Karahan, "Göbeklitepe Operası'nı, değerli hocamız Lütfü Erol'un metni üzerine gerçekleştirdik. Eserin bestelerini Can Atilla yaptı, rejisörlüğünü Gürçil Çeliktaş, koreogafisini DOB Genel Müdür Yardımcısı Volkan Ersoy gerçekleştirdi." diye konuştu.
Sahne kantatını Can Atilla ile yazdıklarını dile getiren Karahan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ankara Devlet Opera ve Balesi bütün imkanlarını seferber ediyor bu eser için. Dansçılar, teknik ekip ve orkestra, figüranlar, koro ve solistler derken 200'ün üzerinde sanatçının sahnede olacağı bir eser Göbeklitepe. Dünyada da bunun geniş yankı uyandıracağını düşünüyoruz. Yine evrensel formlarda dansın ve operanın iç içe geçtiği, tamamen yerli yapım ve bizim topraklarımızda olan bir değeri konu alan opera eserinin dünyada da geniş yankı uyandırıcağını düşünüyoruz."
Üç boyutlu cisimler, hayvanlar Göbeklitepe
Karahan, eser için orjinaline yakın bir dekor kuracaklarına işaret ederek, "Üç boyutlu bir şekilde ışıklar, hayvanlar, cisimler sahnede görülecek. Onlar bizim sürprizlerimiz olsun ama sabit Göbeklitepe dekorunun üzerine üç boyutlu dekoru da kullanacağız." bilgisini verdi.
Bu eseri dünyanın her yerine taşımak istediklerini dile getiren Karahan, Göbeklitepe'nin şimdiden yurt dışındaki operalarda ilgi uyandırdığını, bu kapsamda yurt dışındaki operaların direktörlerini Ankara'da misafir edeceklerini kaydetti.
"Her şeyini kendi imkanları ile yapabilen bir kurumuz"
Murat Karahan, eserin, Congresium'daki prömiyerinin ardından bir süre burada sahneleneceğini, dekoru minimalize ettikten sonra Opera Sahnesi'nde de perde açacağını anlattı.
Türk opera markasını yaratmak istediklerini ve bunun için çalışmaya devam edeceklerini kaydeden Karahan, "Türk operası eserleri üretmek istiyoruz. Opera geleneği 70 yıllık bir ülkeyiz ve gerekli altyapıya sahibiz. Her şeyini kendi imkanlarıyla yapabilen bir kurumuz ve dünyada da örnekleri nadirdir. 'Troya' ile başladık, 'Yeniden Doğuş' ile devam ettik bu üçüncü adımı. Bunlar birer adım. Yeni bir vizyonla yol alıyoruz. Türk operası markası yarattık demiyoruz. Biz ustalarımızın açtığı yolda, yeni bir vizyonla ilerliyoruz." şeklinde konuştu.
"Eserin öyküsü için bilimsel ve akademik çalışma yapıldı"
Eserin kurgusunu yapan belgesel yönetmeni ve sanat tarihçisi Dr. Lütfü Erol da Göbeklitepe'nin dünya tarihi için çok özel ve anlamlı olduğunu, insanın bir başka hayata geçişinin kapı eşiği olarak ifade edildiğini söyledi.
"Göbeklitepe'yi bugünkü bulgularla anlamaya çalışıyoruz. Dünya tarihine yeniden bakmayı gerektirecek bir boyuta sahip." diyen Erol, Göbeklitepe için özel bir akademik çalışma yaptıklarını söyledi.
Eserin öyküsünü Burcu Kılınç Kızıltepe'nin yazdığını söyleyen Erol, librettoyu ise Hacer Buyruk, Kızıltepe ve kendisinin oluşturduğunu ifade etti.
Göbeklitepe'de yerleşik hayata geçmeden önce bir tarım başlangıcı olduğuna dikkati çeken Erol, "Bugünkü bizlerin evreni sorguladığı, 'kimim ben, yaradanım kim, nereden geliyorum, nereye gidiyorum' sorgulamalarının ilkinin yapıldığı bir tarihi kalıntı. Bizim coğrafyamızın peygamber diyarı Urfa'da hem de. İbrahim peygamberin ismi üzerinden esere başladım ve bilimsel tüm çalışmaları masaya yatırarak, kongreye hazırlanıyormuş gibi çalıştık." bilgisini aktardı.
Sırlarla dolu Göbeklitepe dekor ve danslar oluşturuldu
Eserin rejisörü Gürçil Çeliktaş, Göbeklitepe'yi modern çizgilerle sahneye aktardıklarına işaret ederek, "Dekor aynı yerde geçecek yani Göbeklitepe mekanıyla. Değiştirirsek Göbeklitepe olmaz. Kostümleri inceledik. Afrika'dan Kızılderililere kadar baktık ve sağlıklı bir kostüm dizaynı elde etmek için uğraştık. Tamamen modern çizgilerle eseri sahneye koyacağız." ifadesini kullandı.
Göbeklitepe'nin koreografı DOB Genel Müdür Yardımcısı Volkan Ersoy da bu eserde görev almaktan onur ve gurur duyduğunu dile getirdi.
"Karar profesyonel, teknik ve idari mülahazalarla alındı"
Göbeklitepe Operası'nın tanıtımının ardından Genel Müdür Karahan, bir gazetecinin sözleşmeli personelle ilgili sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Kamuoyunun biraz yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. Devletimizin, sanatçılarımızı nasıl koruma altına aldığını, nasıl mağduriyetlerini giderdiğini, kemikleşmiş sorunlarını nasıl çözdüğünü, bu sorunlara nasıl neşter vurduğunu konuşuyor olacakken, biz şu anda başka bir konuyu konuşuyoruz. Burada iyi niyetle yapılan emeklere haksızlık olduğunu düşünüyorum. Neden derseniz? Genel müdür olduğumdan beri 'sözleşmeli arkadaşların şartlarının iyileştirilmesi' uğraştığım bir konuydu. Çünkü 20 küsur yıldır bizim işimizi, emeğimizi gören, çeken sanatçı arkadaşlarımız çok zor, iptidai şartlarda çalışıyorlardı. Başrollerdeki dansçı kardeşlerimiz, orkestramızın yükünü çeken orkestra sanatçısı arkadaşlarımız, yevmiyeli çalışıyorlardı. Herhangi bir hastalıkları olduğunda, ailelerinden biri vefat ettiğinde o gün maaşlarını alamıyorlardı. O gün sigortaları yatmıyordu. Yine bir ay boyunca 26 gün sigorta ödüyorduk bu arkadaşlarımıza. Bu da yılda 50 gün eksik sigortaya tekabül eder. Yine sezonlarımızdan ötürü bazı günlerimizde 12 ay maaş ödeyemiyorduk, bir ay eksik maaş alıyorlardı. Bu değişiklikle beraber 1026 yevmiyeli personeli aylıklı statüye geçirdik. Aynı zamanda arkadaşlarımızın maaşlarında da çok ciddi artış söz konusu. Yıllık bazda 31 bin lira maaş alıyordu arkadaşlarımız, yeni düzenleme ile 12 ay ve sigortaları da tam yatarak 50 bin civarında maaş alacaklar. Bugün 1026 kişinin hayatının kurtulduğunu hiç düşünmüyoruz. DOB, kiminle sözleşme yapıp, yapmayacağı hakkını saklı tutar. 1026 sanatçı ve teknik personel arkadaşımıza sözleşme yaparken, 18 arkadaşımızla yollarımıza devam etmeme kararı aldık. 1026'da 18, yani bu yüzde 1'e tekabül eder. Bu karar profesyonel, teknik ve idari mülahazalarla alındı. O yüzden bunun çarpıtılmasını istemiyorum. Bu noktada da kurumda çalışan arkadaşlarımızın kazanımlarının göz ardı edilmesini istemiyorum. Bütün zamlardan faydalanacak arkadaşlarımız."