Haberler

Gizli Bilgi ve Belge Bulundurma" Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İzmir'de 357 sanığın yargılandığı "gizli bilgi ve belge bulundurma" davasına, tanık ifadelerinin alınmasıyla devam edildi.

İzmir'de 357 sanığın tamamının tutuksuz yargılandığı "gizli bilgi ve belge bulundurma" davasının görülmesine devam edildi.

İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın bugünkü oturumunda, savunma avukatlarının talepleri doğrultusunda bazı tanıkların ifadesine başvuruldu.

Bu kapsamda, iddianamede "pandora veri tabanında kayıtlı olan ve davanın asker sanıklarından Cezmi Aydıntör'e bazı müstehcen görüntüler gönderdiği" şeklinde ismi geçen malulen emekli astsubay İbrahim Atar, söz konusu sanık avukatı Sevgi Sakarya'nın sorularını yanıtladı.

Atar, savunma avukatınca yöneltilen soru üzerine muvazzaf olarak çalıştığı dönemde Karamürsel Eğitim Merkezi'nde görev yaptığını belirtti.

Avukatın, "Sanık Aydıntör'ü tanıyıp tanımadığı ve kendisine herhangi bir şekilde müstehcen içerikli görüntü gönderip göndermediği" şeklindeki sorusunu da yanıtlayan Atar, Aydıntör'ü hiç tanımadığı ve herhangi bir içerik göndermediğini söyledi.

"Ben her şeyi gördüm diyemem"

Oturumda, iddianamede "örgüt lideri" olarak geçen, "pandora" adlı örgütün gizli veri tabanının ele geçirildiği sanık Bilgin Özkaynak'ın evindeki aramaya katılan polislerden Sapanca İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli komiser yardımcısı Fatih Karakuş'a da savunma avukatları ve sanıklarca çapraz sorgu yöntemiyle soru yöneltildi.

Karakuş, olayla ilgili verdiği ifadesinde, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığından gelen yazı üzerine İzmir ve Sakarya il emniyet müdürlükleri kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele şube müdürlükleri (KOM) ekipleriyle beraber Özkaynak'ın Sapanca'daki çiftlik evinde arama yaptıklarını belirtti.

Sanık Özkaynak'ın, "arama yapılan evin çok büyük bir yer olduğunu belirterek, ekiplerin evin farklı noktalarına dağılıp dağılmadığı" yönündeki sorusuna, "hatırlamıyorum" şeklinde karşılık veren Karakuş, bir diğer sanık Oğuz Okuyucu'nun, "eğer evde birileri bir şeyler yerleştirmiş olsaydı, ben bunu mutlaka görürdüm diyebilir misiniz" şeklindeki sorusuna da "Böyle bir şey mümkün değil" karşılığını verdi.

Karakuş, sanıklardan Engin Karatekin'in, "İzmir'den gelen polislerin elinde şüpheli bir poşet görüp görmediği" sorusuna da "hatırlamıyorum" yanıtını verdi.

Sanık avukatlarından Kemal Nevzat Güleşen de evden ele geçirilen materyallerin, usulüne uygun olarak "barkodlu güvenli delil torbalarına konulup konulmadığını" sordu. Karakuş, delillerin bez torbalar içine konulup mühürlendiğini söyledi.

Avukat Murat Ergün ise "arama sonucunda biri dijital materyaller diğeri ise bazı silahlar için iki ayrı tutanak düzenlendiğini ve bunlardan sadece ilkinde İzmir polisinin imzasının bulunduğunu" hatırlatarak, bunun nedenini sordu.

Karakuş, bu soruya karşılık İzmir polisiyle yaptıkları değerlendirme sonucunda böyle bir karara vardıklarını söyledi.

Bu yanıt üzerine avukat Ömer Faruk Kara'nın, "meslek hayatı boyunca bir aramada iki ayrı tutanak düzenlendiği başka bir olay olup olmadığı" yönünde soru yönelttiği Karakuş, "hayır olmadı" dedi.

Oturuma, öğleden sonra devam edilmek üzere ara verildi.

-Dava

TMK 10'uncu maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın "Askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma" suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede sanıklar hakkında 2 yıl ile müebbet hapis arasında değişen cezalar istenmişti.

İddianamede adı geçen 831 mağdurdan arasında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından "fişlendiği" iddia edilmişti. Çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verileri kaydetmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek" suçlarından müebbet ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek" suçlamasıyla 2 ila 6 yıl hapis cezası talep edilmişti.

TMK 10. maddesiyle görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Nisan 2013 tarihinde görülmeye başlanan davada bugüne kadar 44'ü Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından olmak üzere tutuklu 69 kişi tahliye edilmişti.

TMK 10. maddesiyle görevli 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesi kararlaştırılmış, bu mahkemece görülen son duruşmada 5'i asker 10 tutuklunun da tahliye edilmesiyle 357 sanıklı davada tutuklu sanık kalmamıştı. - İzmir

Kaynak: AA / Güncel
Hakim karşısına çıkan Kılıçdaroğlu, adliye önünde istediği gibi karşılandı

Adliye önünde istediği oldu

Putin'in nükleer hamlesi NATO'yu harekete geçirdi

Putin'in tedirgin eden hamlesi, NATO'yu harekete geçirdi

Yenidoğan Çetesi davasında 5. gün! Bebek katili örgütün liderinden ilk itiraf geldi

Bebek katili örgütün liderinden ilk itiraf geldi

Macaristan Başbakanı Orban, hakkında tutuklama emri verilen Netanyahu'ya sahip çıktı

Onlarca ülke tutuklamak için sıraya girerken bir liderden destek mesajı geldi

title