Giresunlular, Maden Sahalarına Karşı Çevre Bakanlığı Önünde: "Suyumuzu, Toprağımızı, Fındığımızı, Çayımızı, Geleceğimizi Kurtarmak İçin Buradayız"

Giresunlular, Maden Sahalarına Karşı Çevre Bakanlığı Önünde: 'Suyumuzu, Toprağımızı, Fındığımızı, Çayımızı, Geleceğimizi Kurtarmak İçin Buradayız'
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı önünde toplanan Giresunlular, bölgedeki madencilik faaliyetlerinin, suyu, yaylaları, doğayı tahrip ettiğini belirterek, "Yaşam alanlarımızı, suyumuzu, toprağımızı, tarihimizi, fındığımızı, çayımızı ve geleceğimizi kurtarmak için buradayız. ÇED kararını istemiyoruz. Kesinlikle köyümüzde de arıtma istemiyoruz" açıklamasını yaptı. Giresun’dan Ankara’ya gelen vatandaşlardan bir grup, basın açıklamasının ardından, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından düzenlenen inceleme ve değerlendirme komisyonu toplantısına katıldı.

(ANKARA) - Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı önünde toplanan Giresunlular, bölgedeki madencilik faaliyetlerinin, suyu, yaylaları, doğayı tahrip ettiğini belirterek, "Yaşam alanlarımızı, suyumuzu, toprağımızı, tarihimizi, fındığımızı, çayımızı ve geleceğimizi kurtarmak için buradayız. ÇED kararını istemiyoruz. Kesinlikle köyümüzde de arıtma istemiyoruz" açıklamasını yaptı. Giresun'dan Ankara'ya gelen vatandaşlardan bir grup, basın açıklamasının ardından, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından düzenlenen inceleme ve değerlendirme komisyonu toplantısına katıldı.

Giresunlular, Giresun'un Doğankent, Tirebolu, Görele ve Dereli ilçelerinde 23 Haziran'da işletmeye açılacak maden sahaları ile ilgili Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı önünde bir araya geldi.

Grup adına açıklamayı okuyan Tirebolu Dernekler Federasyonu Başkanı Nejdet Demirel, Giresun'un, Doğankent, Tirebolu, Görele ilçelerinin, madencilik faaliyetleri nedeniyle tehlike altında olduğunu söyledi.

Tarihi, doğal içme suyu kaynakları ve eşsiz doğasıyla Karadeniz'in korunması gereken en değerli bölgelerinden biri olan bölgenin, son yıllarda artan madencilik faaliyetleri nedeniyle ciddi bir çevre felaketiyle karşı karşıya bulunduğunu ifade eden Demirel, 2021'de, Cantürk Alagöz'e ait Alagöz Madencilik Şirketi tarafından yörede maden çıkarma çalışmaları başlatıldığını belirtti.

"Dere yataklarında balık ve canlı yaşamı kalmamıştır"

Sürecin yöre halkı için adeta bir kabusa dönüştüğünü dile getiren Demirel, şöyle konuştu:

"Alagöz Maden'in başlattığı faaliyetler; içme suyumuzu, yaylalarımızı, doğamızı, tarihimizi ve gelecek umudumuzu yok etmektedir. Maden şirketine ait ağır iş makineleri köy yollarını kullanmış, beton yollar zarar görmüş, heyelanlar meydana gelmiş ve köy yolu yaklaşık üç ay ulaşıma kapanmıştır. Ayrıca maden şirketlerinin kamyonları ve taşıma araçları, Tirebolu-Torul yolu arasında ölümlü kazalara neden olmaktadır. Temiz içme suyu kaynakları tehdit altına girmiş, yöre halkı sağlık endişesi yaşamaya başlamıştır. Şelaleler, ormanlar, dereler ve ekosistem büyük zarar görmüş; doğa tahrip edilmiştir. Dere yataklarında balık ve canlı yaşamı kalmamıştır. Coğrafi işaretli Giresun kalite fındık ve çay bu tahribattan gelecekte büyük zarar görecektir."

Nejdet Demirel, yerel yönetimler ve dönemin Giresun Valiliği'nin, halkın şikayetlerini yeterince dikkate almadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Taleplerimiz nettir, maden ruhsatlarının yeniden değerlendirilmesi, tahrip edilen alanların rehabilitasyonu ve temiz içme suyu kaynaklarımızın korunması, Harşit Tabiat Parkı'nın tahribarının giderilerek tekrar doğa turizminin teşvik edilmesi. Yaşam alanlarımızı, suyumuzu, toprağımızı, tarihimizi, fındığımızı, çayımızı ve geleceğimizi kurtarmak için buradayız. Meclise gelen yeni yasa tasarısı ile bölgemizi maden şirketlerin inisiyatifine bırakmak istemiyoruz. Harşit Vadisi ve çevresinin kaderi birkaç şirketin kar hırsına teslim edilemez. Sonuç olarak, devletimin tüm kurumlarını memleketimizin değerlerinin yok edilmesini önlemek amacıyla ilgili kanunların gereğini yapmaya davet ediyor, atalarımızdan emanet olarak aldığımız topraklarımızı, geleceğimiz olan çocuklarımıza miras bırakmak için mücadele edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz."

"4-5 senedir bu maden yüzünden bizim cennetimizi cehenneme çevirdiler"

Giresun'dan Ankara'ya gelenler de maden sahaları nedeniyle yaşadıkları sorunları ve taleplerini ANKA Haber Ajansı'na anlattı. Kader Güvendi, yaklaşık 10 saatlik bir yoldan geldiklerini belirterek, "Cennet gibi bir yerde yaşıyorduk. Ama maalesef ki 4-5 senedir bu maden yüzünden bizim cennetimizi cehenneme çevirdiler. Derelerimiz çamur akıyor. Biz fındık üreticisiyiz. Artık ürettiğimiz fındıklardan bile şüphelenmeye başladık. Tarlalarımızda yetiştirdiğimiz ürünlerden şüphelenmeye başladık. Bugün burada bir İDK toplantısı yapılacak ve bizim ÇED raporunun geçmesi gündemde. Bugün burada alacakları karar bizim hayatımıza mal olacak. Bizim geleceğimize mal olacak. Biz böyle bir şey istemiyoruz" dedi.

Güvendi, günden güne zehirlendiklerini, 4 senedir şikayetlerinin duyulmadığını belirterek, "Denetime gelmeden önce haber veriyorlar. Çamur akan dereler bir anda duruluyor, bir anda sular arıtmadan temiz çıkıyor" diye konuştu.

Esma Aydın da maden şirketinden şikayetçi olduklarını, sorunlarının 4-5 yıldır devam ettiğini belirterek, "Sularımızı içemiyoruz. Dere evimizin önünden geçiyor, kokudan kapıya çıkamıyoruz, hayvanlarımız su içemiyor, yollarımızı yıktılar. Bunları biz burada istemiyoruz. Bizim isteğimiz onların ceza yazıp gitmesi değil. Bizim sorunumuzun çözülmesini. Ceza yazmış, yazmamış bana ne. Onun yazmış olduğu cezadan ben yararlanmıyorum. Benim sorunumu çözsünler" ifadelerini kullandı.

"Bu işe yaramazsa yola yatacağız"

Emine Güvendi, "Arıtmayı istemiyoruz. Köyümüzü toza dumanı katıyorlar. Her şeyimiz mahvoluyor. Derelerimiz çamur akıyor. Biz eskiden derelerden çay demledik, su alırdık. Ben 76 yaşındayım. Buraya gelene kadar arabada ayaklarım şişti Yolumuz uzak. Köyümüz için geldik, çocuklarımız için, geleceğimiz için geldik. Biz zehir yiyoruz, zehir yutuyoruz hep. Maden istemiyoruz. Arıtma da yapmasınlar, başka yere götürsünler. Biz bilemedik. Böyle olacağını bilsek onlara izin vermezdik. Ama bu işe yaramazsa yola yatacağız, bunu bilsinler" dedi.

Hanife Güvendi de "Şu anda memleketimizde yaşanacak bir durum yok. Suyumuz yok. Biz çarşıdan su alıp içiyoruz. Derelerimiz çok kötü. Kamyon dumanlarından artık illallah geldi, bıktık. ÇED kararını istemiyoruz. Kesinlikle köyümüzde de arıtma istemiyoruz. Yani yarınlarımızın yok olmasını istemiyoruz. Çocuklarımızın geleceği olsun istiyoruz. Bizim geleceğimizi yok etmesinler. Köyümüzde rahatça yaşamak istiyoruz" şeklinde konuştu.

Giresun'dan Ankara'ya gelen vatandaşlardan bir grup, basın açıklamasının ardından, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından düzenlenen inceleme ve değerlendirme komisyonu toplantısına katıldı.

Kaynak: ANKA / Güncel
title