Haberler
Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde 4,6 büyüklüğünde deprem

Malatya'da şiddetli deprem! Sarsıntı çevre şehirlerden de hissedildi

Kabine sonrası Erdoğan'dan yetkisiz çakar kullananlara net mesaj: Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız

Erdoğan'dan Kabine sonrası net mesaj: Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız

Ailesini katleden Bahtiyar Aladağ berber dükkanında aylarca atış talimi yapmış

7 kişiyi öldüren cani, katliama aylar öncesinden hazırlanmış

10 Kasım törenine katılmayan öğrenciye tebligat göndermişti: Müdür hakkında suç duyurusu

10 Kasım törenine katılmayan öğrenciye tebligat gönderen müdür için suç duyurusu

Gezi Parkı Eylemcilerine Beraat

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Gezi Parkı olaylarına karıştıkları iddiasıyla 'kamu malına zarar verme' ve 'toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet' suçlarından haklarında 1 yıldan 9 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 5 kişi beraat etti.
1 Haziran 2013...

Gezi Parkı olaylarına karıştıkları iddiasıyla 'kamu malına zarar verme' ve 'toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet' suçlarından haklarında 1 yıldan 9 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 5 kişi beraat etti.

1 Haziran 2013 tarihinde katıldıkları Gezi Parkı olaylarında 'kamu malına zarar verme' ve 'toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet' suçlarını işledikleri iddiasıyla 1 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanan 5 tutuksuz sanığın ilk duruşmasında karar çıktı.

İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuksuz sanıklar Ali Polat, Talip Söylemez, Ferdi Turhan, Alper Kırıcı ve Armağan Altun ile avukat Serkan Günel hazır bulundu. Duruşmada sanıkların kimlik tespitinin ardından iddianame okunarak haklarındaki suçlamalar hatırlatıldı. Savunmaları alınan sanıklardan Ali Polat Taksim'de yapılan gösteriye katıldığını söyleyerek, "Gösterinin ardından evime gitmek üzere Kabataş'a doğru yürüdüm. Bu esnada TOMA aracı su püskürttü ve polisler gaz bombası atmaya başladı. Topluluk geriye doğru kaçmaya başladı. Beni bu sırada polisler çağırdı. Yanlarına gittiğimde beni dövmeye ve küfür etmeye başladılar. Daha sonra beni gözaltına aldılar. Polisin dağılın uyarısını duymadım. Kamu malına zarar vermedim. Suçsuzum" dedi.

Tutuksuz sanık Talip Söylemez ise öğretmen olduğunu belirterek, "Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Olay günü Taksim'e çıktım, polis çekilmişti. Herkes Gezi Parkı'nda eğleniyordu. Ben de Gezi Parkı'nda bir müddet bulundum. Daha sonra evime dönmek için Kabataş'a gittim. Bu sırada polis aracına taş atanları gördüm ve onları uyardım. O sırada TOMA'dan su sıkılmaya başlandı. Ben de refleks olarak iskeleye doğru kaçtım. Bu esnada polisler üzerime atlayarak bana küfrettiler. Yasal olmadığı halde üzerimde arama yaptılar ve gözaltına aldılar. Gaz ve su sıkılmadan önce uyarı yapılmadı. Ben kamu mallarına zarar vermedim. Bir gösteriye de katılmadım" diye konuştu.

Beşiktaş'ta yaşadığını vurgulan tutuksuz sanık Ferdi Turhan da, "Olay günü Taksim'den Beşiktaş'a doğru yürüdüm. Bu sırada Dolmabahçe'ye geldiğimde Başbakanlık Ofisi önünde bulunan kişilere müdahale edildiğini gördüm. Bu sırada ne olduğunu anlayamadan gözaltına alındım. Polisler beni araca bindirdiler ve dövdüler. Polis aracına zaten taş atmadım. Suçsuzum" dedi.

Olay günü bir süre Taksim'de bulunduğunu ifade eden tutuksuz sanık Alper Kırıcı ise, "Taksim'den sonra Beşiktaş'a indim. Başbakanlık Ofisi'nin önünde çok sayıda polis ve TOMA aracı vardı. Herhangi bir uyarı yapılmadan oradaki insanlara su sıkıldı ve gaz atıldı. Çok kalabalıktı benim amacım iskeleye ulaşmaktı. Amacım Başbakanlık Ofisi'ne girmek değildi. Sivil polisler tarafından gözaltına alındım. Kanuna aykırı bir eyleme katılmadım. Kamu malına zarar vermedim" şeklinde konuştu.

Duruşmada son olarak savunma yapan Armağan Altun da, yaralılara ilk yardım amacıyla Mecidiyeköy'den Taksim'e gittiğini söyleyerek, "Taksim'de herhangi bir olumsuz durum yoktu. Dolmabahçe'de yaralıların bulunduğu haberi gelince oraya geçtim. Ortalık çok karışıktı. Polislere bile su götürüyorduk. Bir kızın annesi için ağladığını görünce koşarak yanına gittim. Annesini yerinden kaldırdım. Bu sırada polisler yanıma gelerek bana tekmeyle vurdular. Yardım amaçlı orada bulunduğum halde polisler beni yerde sürükleyerek gözaltına aldı. Tıbbi malzemelerin bulunduğu çantam olay yerinde kaldı. Daha sonra polisler bir çanta getirerek benim olduğunu söylediler. Çantanın içinde polislere ait kask ve çevik kuvvete ait robokop malzemeler vardı. Bunlar bana ait değil. Asker çocuğu olduğumu öğrendikten sonra bu çantanın bana ait olduğunu iddia ettiklerini düşünüyorum. Ben TÜBİTAK nezdinde yürütülen bir projenin başkanlığını yapıyorum. Bu tür bilimsel faaliyetlerde bulunurken hukuka aykırı bir eyleme katılacak biri değilim" ifadelerinde bulundu.

Sanıkların son beraat taleplerini sundukları son sözlerinin ardından dosyayı ilk celsede karara bağlayan mahkeme, sanıkların üzerlerine atılı 'kamu malına zarar verme' ve 'toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet' suçlarını işlediklerine dair yeterli delil bulunmadığından ayrı ayrı beraatlarına karar verdi. - İSTANBUL

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title