Haberler

Gezi Davasında 17 Sanık Daha Savunma Yaptı

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Gezi Parkı olaylarına ilişkin 7'si yabancı 255 sanıklı davanın 8. duruşması yapıldı.

Gezi Parkı olaylarına ilişkin 7'si yabancı 255 sanıklı davanın 8. duruşması yapıldı. İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan 55. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya 17 tutuksuz sanık hazır bulundu. 17 sanık kimlik tespitinin ardından savunmalara geçildi.

İnşaat Mühendisi tutuksuz sanık C. A., 5 Haziran 2013 günü gece 01.30'da Taksim Gümüşsuyu park tarafından ve stat tarafından polislerin biber gazı attığını anlatarak, "Bizi kıstırdılar ben arada kaldım. Kaçmaya çalıştım. Polisler beni almaya çalıştığında bir direnmem olmadı. Zaten ellerimi kaldırmıştım. Ancak otobüsün içinde bulunduğumuz sırada bir haber ajansı kameramanı otobüse yaklaşınca görevliler kafamıza sarı baret giydirdiler. Stadın önünde otobüsten otobüse aktarma yapıldığında polis koridorundan geçtim. Koridordan geçerken kafamdaki bareti çıkarıp kafama vurdular. Otobüste bir saat kelepçeli kaldım" dedi.

POLİSLER: KAPIYI AÇIN BİZ CANAVAR DEĞİLİZ

Üniversite öğrencisi tutuksuz sanık H. A. ise 4 Haziran 2013 günü 20.00'da Taksim'e uğradığını, Beleştepe Mevkii'nde polisin TOMA ile su sıktığını ve sıkıştırdığını söyleyerek şöyle devam etti: "Diğer taraftan da çevik kuvvet otobüsü gelmişti. Sıkıştığım için Süzer Plaza'ya kaçmak zorunda kaldım. Polisler, Süzer Plaza'nın da içine biber gazı attılar. Kendimizi tuvalete kilitledik. Polisler kapıyı açın biz canavar değiliz' diye bağırdılar. Kapıyı açtık. Görevliler beni yakaladı ve kolumu arkaya doğru bükerek aileme küfür etti. Araca binmeden önce görevli kafamı aracın camına vurdu. Araç içerisine alındım. Görevli otobüsün içinde bulunan herkese vurmaya başladı. Bana da vurdu. Kafamızı önümüzdeki koltuğa dayamamızı istedi. Bu arada araçta bulunanlardan bir şahıs telefonla uğraşırken görevli telefonunu alıp onun özel resimlerine baktı ve 'Bu annen mi?' diye sordu. O da 'Evet' deyince 'Annen güzelmiş...' dedi."

"NEZARETHANE DE AÇ VE SUSUZ BIRAKILDIM"

Satış temsilcisi sanık Ş.K. da 4 Haziran 2013 tarihinde barışçıl düşünce ile Taksim Gezi Parkı'na gittiğini anlatarak, "Eve dönecektim o yoğun bir biber gazı fişeği atıldı. Panikle parkın içine koşmaya başlamıştım. Orada gruba rastlamıştım. 7 metre kadar yükseklikte bir duvardan atlayarak kaçanlar oldu. Göze alamadım. 3 polis beni yakaladı ve kollarımı büktüler, darp ettiler. Bir saat otobüste tutuldum ve bir kez de tokatlandım. Nezarethane de aç ve susuz bırakıldım. İhtiyaçlarımızı gideremedik" ifadelerini kullandı.

POLİSLER, 'BUNLARA SOLCULUĞU ÖĞRETMEK LAZIM. BUNLAR SOLCULUK OYNUYORLAR' DEDİ

Sanık Avukat O.S. V. de Taksim Dayanışmasının basın açıklamasına davetini sosyal medyadan öğrendiğini ve 1 Haziran'da saat 12.00'de iki arkadaşıyla birlikte Taksim'e gittiğini söyledi.

O.S. V., "İlk günlerde protestolara katılma amacım şehrin merkezinde yer alan yegane yeşil alanlardan birinin yağmalanmasına karşı çıkmaktı. Daha sonraki günlerde ise dereceli olarak artan polis şiddetini ve hükümeti protesto etmek için katıldım. İstiklal Caddesi'nde giderken polisler tarafından arkadaşım Barış Türeyen alıkonulmak istendi. Polislere bunu yapamayacaklarını, hukuka uygun olmadığını söyledim. Görevliler beni dinlemediler. Ben de 'Barış'a eşlik edeceğim' dedim. 'Bu sefer görevli zaten seni alacağız' dedi. Çevik kuvvet amirlerinden biri suratıma doğru elini uzatıp toz maskesini sert bir şekilde çekerek 'Seni de alıyoruz' dedi. Barışla beni otobüse aldılar. Otobüse bindirilirken herhangi bir şiddete maruz kalmadım. Ancak bize hitapları küstahcaydı. Polisler, 'Bunlara solculuğu öğretmek lazım. Bunlar solculuk oynuyorlar' dedi. Çağdaş bir ülkede beklenilmeyecek tarzda sözler görevliler tarafından söylendi. Otobüstekilere görevliler tarafından 'Gerizekalı' ve 'salak' şeklinde hitap ediyorlardı. Suç teşkil eden bir eylemim olmadı. Beraatimi istiyorum" diye konuştu.

"İKİ KİŞİLİK YER VAR"

Öğrenci sanık M. A.Y. ise "Gaz atılınca polislerin önünde kaldırımda oturup beklemeye başladım. Polisler gitmemi söyledi ancak yoğun gazdan dolayı gitmedim. Orada yarım saat bekledim. Daha sonra bir gözaltı aracı geçiyordu. Polis benim de gelmemi söyledi araca bindirdi. Vatan'a emniyete götürülürken Tarlabaşı Bulvarı'na gelince arkadan bir polis, 'İki kişilik yer var' deyince Tarlabaşı'ndan iki kişi daha aldılar" dedi.

"POLİS LAKAYT BİR ŞEKİLDE 'NE YAPIYORSUNUZ KIZ BURADA?' DEDİ"

Z. U. da olay günü arkadaşıyla Cankurtaran Sosyal Tesislerinde kahvaltı yaptıktan sonra Taksim'e gezme amaçlı çıktıklarını söyleyerek, "Kafede çay içtikten sonra aracımıza doğru giderken bir arbede oldu. Ona bakarken polis lakayt bir şekilde 'Ne yapıyorsunuz kız burada?' dedi. Görevli kimliğimizi istedi ve bizi önüne aldı ve buradayız. Polis, sadece egosunu tatmin etmek için bizi alıkoydu. Suç teşkil eden eylemde bulunmadım. Beraatimi istiyorum" diye konuştu.

"ONU DÖVMEYİ BIRAKIP SENİ DÖVMEYE DEVAM EDEYİM"

Pazarlamacı M. A. A. da 5 Haziran 2013 günü gece 01.30'da İstanbul Teknik Üniversitesi'nin bahçesinde gözaltına alındığını söyleyerek, "Plastik mermilerden ve gazdan kaçmak için insanlar duvardan atlamak zorunda kaldılar, birbirlerini ezdiler. Yanımdaki arkadaşım M. Y. kötü olduğu için biz çalıların içine kendimizi attık. Görevliler tarafından biber gazı ve plastik mermi üzerimize atıldı. Arkadaşım fenalaşınca yerden kaldırdım ve polislerin yanına giderek 'Bizi buradan çıkarın' dedim. Görevlilerde küfür ederek 'Sizi de alacağız' diyerek bana tokat attı, ters kelepçe yapıldı. Merdivenlerde otururken yanımızda Fransız vatandaşı vardı o da kelepçeliydi. Görevli, bu Fransız kadının yüzünde duran kar gözlüğünü çekip, geri bıraktı. Ben de yapmaması gerektiğini söyleyince 'Onu dövmeyi bırakıp sen dövmeye devam edeyim' diyerek bana tekme attı. Amir yanımıza gelerek, 'Niye hala evinize gitmediniz, niye hala buradasınız" diyerek hakaret etti. Gözaltı aracına yaklaştığımızda bir çevik kuvvet görevlisi 'Hoşgeldiniz o....." dedi" şekline konuştu.

"CMK'YA GÖRE HAKİM SAVUNMAYI ÖZETLEYEREK TUTANAĞA GEÇER"

M. A. A.'ın savunmasının ardından söz alan avukatı da müvekkilinin beyanlarının zapta eksik geçtiğini belirterek, eksikliklerin tamamlanmasını istedi. Hakim Yener Yıldırım da "Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre hakim savunmayı özetleyerek tutanağa geçer" diye cevap verdi. Hakim Yıldırım'a tepki gösteren 4 avukat da duruşma salonunu terk etti, salonda sadece bir avukat kaldı. Diğer sanıklarda suçsuz olduklarını belirterek, beraatlerini istedi. Duruşma yarın saat 09.30'a ertelendi.

143 SANIĞIN SAVUNMASI BİTTİ

Gazi Parkı olayları sırasında 1-2 Haziran 2013 tarihinde Dolmabahçe Bezm-i Alem Valide Sultan Camii'ne sığınan göstericilerin de aralarında bulunduğu 255 sanıklı dava 6 Mayıs'ta başlamıştı. "Görevli polise mukavemet", "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet", "Görevi yaptırmamak için direnme", "Kamu malına zarar verme", "Kamu görevini usulsüz üstlenme", "Özel kıyafetleri usulsüz kullanma", "Suçluyu kayırma", "İbadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme" ve "Hırsızlık" suçlarından yargılanıyor. Bugün ifadesi alınan 17 sanık ile birlikte ifadesi alınan sanıkların sayısı 143'e ulaşmış oldu.

(BB) - İstanbul

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
AK Parti'den muhalefetin erken seçim çağrılarına yanıt: Bugün olsa yine yenilgiyi tadacaklar

Erken seçim çağrılarına verdiği yanıt muhalefeti küplere bindirecek

Saadet Partisi kongresinde AK Parti protestosu

Sloganların yükselmesiyle AK Partili 2 isim salonu terk etti

3 adayın yarıştığı Saadet Partisi kongresinde büyük arbede

3 adayın yarıştığı kongrede "Saadet" maadet kalmadı

Ankara-İstanbul yolunda yoğun kar nedeniyle trafik durdu, vatandaşlar dakikalarca yolda bekledi

Kar etkisini artırdı, onlarca araç karayolunda mahsur kaldı

title