Haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan disipline sevk edilen teğmenlerle ilgili dikkat çeken sözler

Erdoğan'dan "Neden diploma verdin?" eleştirilerine yanıt

Erdoğan'dan 'Bahçeli'nin 'İmralı ile DEM görüşsün' çağrısına ne diyorsunuz?' sorusuna tek kelimelik yanıt

Erdoğan'dan Bahçeli'nin çağrısını soran gazeteciye tek kelimelik yanıt

Lübnanlılar ateşkes sonrası evlerine dönmeye başladı

İmzaların atıldığını duyan yüz binlerce kişi yollara düştü

Uyarılar art arda geldi: 50-60 yılın en soğuk zamanları yaşanacak

Bu kış bambaşka olacak! Uyarılar art arda geldi

Genetik faktörler ve travmalar takıntı hastalığında rol oynayabilir

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Pandemiyle artan temizlik alışkanlıklarının takıntıya dönüşebileceğini söyleyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Özcan Kılıç Kafalı, abartı derecesinde titizlik veya bazı düşünceler üzerinde aşırı odaklı olmanın takıntı hastalığının habercisi olabileceğini söyledi.

Pandemiyle artan temizlik alışkanlıklarının takıntıya dönüşebileceğini söyleyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Özcan Kılıç Kafalı, abartı derecesinde titizlik veya bazı düşünceler üzerinde aşırı odaklı olmanın takıntı hastalığının habercisi olabileceğini söyledi. Kafalı, "Birçok hastalıkta olduğu gibi genetik faktörler, beynin işlevlerinde bozulma, çocukluk çağındaki travmalar bu hastalıkta rol oynayabilmektedir" dedi.

Takıntılı davranış veya duyguların tedavi edilmesi gerektiğini dile getiren Medicana Bahçelievler Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Özcan Kılıç Kafalı, "Günlük hayatta birçok insan çok çeşitli konularda takıntı, evham veya endişeye kapılabilir. Kişi bu duygu ve düşüncelerle baş edilebildiği ve olağan işlevselliği etkilenmediği sürece sorun olarak görülmez. Takıntılı düşünceler işte, evde ve duygusal yaşamda sorun oluşturacak denli yoğun veya bazı kısıtlamalara neden olursa tedavi edilmesi gereken bir durum haline gelmiştir" diye konuştu.

"OKUL VE İŞ HAYATINI ETKİLEYEBİLİR"

Takıntılı olma halinin sosyal yaşamı da doğrudan etkilediğini ifade eden Kafalı, "Obsesif Kompulsif Bozukluk'ta obsesyon (takıntı) kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir ve dürtülerdir. Bunlar istek dışında gelirler, kişi bunları mantık dışı olarak değerlendirir fakat yoğun sıkıntı ve huzursuzluğa yani anksiyeteye neden olmasına engel olamaz. Bu takıntılar genellikle başka şeyler düşünmeye veya yapmaya çalışıldığında araya girer ve sosyal, iş, okul hayatını etkiler. Kompulsiyonlar ise takıntıların verdiği huzursuzluk ve sıkıntıyı azaltmak için yapılan tekrarlayan davranışlar veya zihinsel eylemlerdir" açıklamasında bulundu.

"TAKINTI KADINLARDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR"

Takıntı davranışının kadınlarda daha çok görüldüğünü dile getiren Kafalı sözlerine şöyle devam etti:

"Erkek cinsiyette de görülmesine karşın kadınlarda daha sık görülen bu hastalık her yaşta başlayabilir. Belirtiler toplumun ve kültürün özelliklerine göre farklılık gösterir. Toplumda en çok temizlik, kontrol ve simetri-düzen kompulsiyonlarıyla tanınır. Yakın çevreleriyle şikayetlerini paylaşmakta oldukça zorlanan cinsel ve dini takıntılara sahip olan kişilerde, bunun bir hastalık olabileceğini anlamaları ve yardım almaları gerektiğini fark etmeleri uzun sürebilir."

TAKINTI HASTALIĞININ BELİRTİLERİ

Takıntı hastalığının birden fazla belirtisi olabileceğini belirten Kafalı, "Takıntıların genellikle kendilerine ait temaları vardır. Kirlenme korkusu, olaylar veya davranışlar hakkında olup olmadığıyla ilgili şüpheye düşme, düzen ve simetri ile zihinsel uğraş, kontrolü kaybetme veya kendine ve başkalarına zarar vereceğiyle alakalı korkutucu düşünceler, cinsel veya dini konularda uygunsuz düşünceler olabilir. Bunların oluşturduğu sıkıntıyı azaltmak veya yok saymak için çeşitli ritüeller gerçekleştirilir. Bu ritüeller el yıkama, belirli düzende sayı sayma, dokunma, bazı cümle veya kelimeleri tekrarlama veya dua etme, eşyaları bir düzen içinde tutma, biriktirme şeklinde olabilir" ifadelerini kullandı.

"ÖĞRENME YOLUYLA DA AKTARILABİLİR"

Hastalığın neden ortaya çıktığına dair bilgiler de veren Kafalı şu ifadeleri kullandı:

"Birçok hastalıkta olduğu gibi genetik faktörler, beynin işlevlerinde ve serotonin nörotransmitterinde işlevsel bozulma, çocukluk çağındaki travmalarının rol oynadığı düşünülmektedir. Ayrıca mükemmeliyetçi, titiz, ayrıntıcı kişilik yapılanmasının önemi de vardır. Bazen de aile üyelerinin takıntılı düşünce ve davranışları da öğrenme yolu ile bu hastalığa neden olmaktadır. Kişinin kendinde veya başkasında bu hastalığın olabileceği ile ilgili endişeleri varsa bir psikiyatri uzmanına başvurması gerekir. Belirtilerin normal sınırlar içinde mi yoksa tedavi edilmesi gereken düzeyde mi olup olmadığını kişinin kendisinin belirlemesi güç olabilmektedir."

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Tedavi sürecinde psikoterapi veya ilaç tedavisinin uygulanabileceğini söyleyen Kafalı, "Takıntının tedavisi ilaç tedavisi ve psikoterapi ile yapılır. Serotonin sistemi üzerine etkili ilaçlar tedavide etkindir. Tedavinin ilk günlerinde bulantı, baş ağrısı, midede rahatsızlık hissi ve uyku bozuklukları gibi geçici ve hafif yan etkiler olabilir. Toplumda psikiyatrik tedavilerin sürekli uyku yaptığı, iş göremez hale getirdiği gibi ön yargılı söylemler yanıltıcıdır ve tedaviye başvurma sürecini uzatır, hastalığın ağırlaşmasına neden olur. En sık uygulanan terapi yöntemi olan Bilişsel- Davranışçı terapide rahatsız edici düşüncelerle çalışılır ve alıştırma tedavileri ile tekrarlayıcı davranışların azaltılması hedeflenir" dedi.


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title