Gençlerin Dijital Alışkanlıkları Araştırması
Medya Derneği ve Üniversite Medya Birliği ortaklığıyla 40 üniversitede yapılan araştırmayla gençlerin dijital alışkanlıkları ölçüldü.
Medya Derneği ve Üniversite Medya Birliği ortaklığıyla 40 üniversitede yapılan araştırmayla gençlerin dijital alışkanlıkları ölçüldü.
Biri KKTC olmak üzere 20 ildeki 40 üniversitede eğitim gören 810 öğrenciyle yapılan araştırmanın sonuçları Medya Derneği Başkanı Ekrem Kızıltaş ve Üniversite Medya Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Atakan Şeniz tarafından açıklandı.
Kızıltaş, araştırmanın az sayıda denekle yapılmış olsa da ezber bozan bir çalışma olduğunu belirterek, sonuçlara şaşırdığını söyledi.
Şeniz de, 60 üniversitede yer alan bir yapı olduklarını belirterek, gençlerle ilgili araştırmalar yaptıklarını kaydetti. Dijitalin son yıllarda artan gücü, akıllı telefonlar, teknolojik trendler ve sosyal ağları nedeniyle böyle bir araştırma yaptıklarını ifade eden Şeniz, gençlerin interneti hangi amaçla kullandıklarını, takipçi oranlarının ne olduğu, sosyal medyadaki paylaşımları gibi parametrelerin dikkate alındığını anlattı.
Gençlerin dijital alışkanlıklarının ölçüldüğü araştırma, 1-30 Nisan arasında, 22'si devlet, 18'i vakıf olmak üzere toplam 40 üniversitede 810 öğrenciyle yapıldı. Araştırmada, üniversite öğrencilerine sosyal medya kullanımları, paylaşımları, sosyal medyadaki reklamlar ve internet üzerinden yaptıkları alışverişleriyle ilgili sorular yöneltildi.
Buna göre, araştırmaya katılan üniversitelilerin yüzde 37'si interneti en çok arkadaşlarıyla iletişim kurmak amacıyla kullanıyor. Bunu yüzde 18 ile can sıkıntısından, yüzde 15 ile video izlemek, yüzde 10 ile araştırma yapmak takip etti.
Kızlar Instagram, erkekler facebooku tercih etti
Üniversite öğrencilerinin en fazla kullandığı sosyal mecra fotoğraf paylaşım uygulaması ise Instagram oldu. Öğrencilerin yüzde 39'u en çok Instagram'ı, yüzde 26'sı facebook'u, yüzde 17'si Twitter'ı, yüzde 10'u da Snapchat'i kullandığını söylerken, kız öğrencilerin en çok kullandığı sosyal mecra da Instagram oldu. Erkekler ise en fazla facebook'u tercih ediyor.
Snapchat, özel üniversitelerde okuyan öğrencilerin yüzde 14'ünün en çok kullandığı sosyal mecra iken, devlet üniversitelerinde bunun birinci tercih olarak seçilme oranı yüzde 6.
Instagram, üniversitenin birinci ve ikinci sınıfında bulunan öğrenciler tarafından kullanılırken, üçüncü ve dördüncü sınıftakiler ise facebook'tan vazgeçemiyor.
Üniversiteliler, sosyal medyada en çok kişisel paylaşımlarda bulunuyor. Kendisiyle ilgili fotoğraf, video ve metin paylaşan üniversitelilerin oranı ise yüzde 45. Yüzde 39 da, hangi tür paylaşım yapacağına "kafama göre, ruh halime göre değişiyor" şeklinde cevap verdi. En fazla siyasi paylaşımlarda bulunurum diyenlerin oranı ise sadece yüzde 2.
Üniversite öğrencilerinin yüzde 31'i kendini bir sosyal medya bağımlısı olarak görüyor. Yani her 10 kişiden 3'ü bağımlı. Kızlar yüzde 33 ile yüzde 28 olan erkeklere göre kendilerini daha bağımlı tanımlıyor. Özel üniversitelerdeki öğrenciler (yüzde 33), devlet üniversitelerindekilere (yüzde 29) göre sosyal medyaya daha bağımlı olduklarını düşünüyor.
Sosyal ağlarda 500'ün üzerinde takipçisi olan üniversite öğrencilerinin oranı ise yüzde 22. Üniversitelilerin yüzde 68'i sosyal medyada kendilerini takip etmeyen kişileri takip ediyor. Ama yüzde 32, takip edilmenin kendisi için önemli olduğunu belirtiyor ve "beni takip etmeyeni ben de takip etmem" diyor.
Erkek öğrencilerin bu konuda şaşırtıcı bir biçimde kız öğrencilerle aynı oranda takıntılı olduğu görünüyor. Bununla benzer biçimde, devlet üniversitelerindeki gençler özel üniversitelerde eğitim gören gençlerle eşit oranda "takip edilmek benim için önemlidir" yanıtını veriyor.
Yüzde 67 başkalarını takip ediyor
Üniversitelilerin, yüzde 82'si sahte sosyal medya hesabı olmadığını söylerken, stalk (başkalarının profillerini gizlice takip etmek) yapanların oranı ise yüzde 67. Kız öğrenciler, erkek öğrencilere oranla daha çok stalk yapıyor. Her 4 erkek öğrenciden 2'si stalk yaptığını itiraf ederken, kız öğrencilerde bu oran daha da yükselerek 4'te 3 olarak şekilleniyor. Özel üniversitelerde eğitim gören gençler (yüzde 70), devlet üniversitelerindeki gençlere (yüzde 64) oranla bir miktar daha stalker olma özelliği taşıyor.
Kızlar ise erkeklere göre daha çok sahte sosyal medya hesabına sahip. Sosyal medyada sahte hesabı olan erkek öğrencilerin oranı yüzde 14 iken, kız öğrencilerde bu sayı daha da yükselerek yüzde 20'ye ulaşıyor.
Gençlerin yüzde 35'i sosyal medyada paylaştıklarını ve yazdıklarını daha sonra siliyor. Kız öğrenciler, sosyal medyada paylaştıkları gönderileri erkeklerden daha çok siliyor.
Üniversite öğrencilerinin yüzde 79 gibi büyük bölümü ülkedeki ve dünyadaki son gelişmeleri sosyal medya üzerinden takip ediyor. Gelişmelere ve son dakika haberlerine ulaşmak için gençlerin tercihleri arasında yüzde 38 ile internet haber siteleri ve yüzde 34 ile Twitter yer alıyor.
Sosyal mecralardaki reklamları üniversitelilerin yüzde 54'ü itici buluyor ve izlemeden geçiyor, yüzde 37'sinin ise bazen ilgisini çekiyor. Bu reklamları ilgi çekici bulup sonuna kadar izleyenler ise yüzde 3.5. Öğrencilerinin yüzde 61'i internette reklamını gördüğüm bir ürünü satın almam derken, yüzde 69'luk kesim de markaların sosyal medyada aktif olarak yer almasını destekliyor.
"Yüzde 2 oran şaşırtıcı, üzerinde çalışılması gereken bir sonuç"
Araştırmaya katılanların yüzde 84'ü daha önce internet üzerinden alışveriş yaptığını söylerken, internet üzerinden alışveriş yapmayı, tüm öğrencilerin yüzde 9'u oldukça güvenilir buldu. Yüzde 7 güvenilir değil yanıtını verirken, yüzde 67 gibi bir çoğunluk ise alışveriş yapılan internet sitesine göre güvenilirliğin değiştiği ifade etti.
Sonuçlara göre gençlerin siyasi paylaşımlarının az olduğunun görülmesine ilişkin soru üzerine Ekrem Kızıltaş, 1970-1980'li yıllarda çok sayıda üniversite öğrencisinin hayatını kaybettiğini belirterek, şunları söyledi:
"Gençleri vuran silahların çoğu aynı silahlardı. Aynı silah öğleden önce bir savcıyı, öğleden sonra da bir solcuyu vurmakta kullanılırdı. O dönemle ilk bakışta bütün üniversite öğrencilerinin bu işin içinde olduğu, hepsinin siyasallaştığı, hepsinin gençlik olaylarına aktif olarak katılığı şeklinde bir algı vardı. Ama şu yüzde 2'nin şaşırtıcılığı o günler için de geçerliydi. Gençlerin içinde hareket edenler, aktif olarak bu işe katılanlar belki yüzde 2-3 bile değildi. Ama üniversitelere giden genel kitle bu aktif kitlenin gölgesinde kaldığı için üniversitelerin tamamı bu tür etkilere açık olarak adlandırılırdı. Yüzde 2 oran şaşırtıcı. Tabii ki üzerinde çalışılması gereken bir sonuç. Bu araştırma mütevazı, amatör şekilde yapılan bir araştırma. Herhangi bir şekilde hesap kitap yapmadan fotoğraf çekilmek üzere yapılan bir araştırma."
Kızıltaş, bu kapsamdaki araştırmaların devam edeceğini kaydetti.