Genç Yeteneklerden Karikatür Dergisi: Vana
14 yaşındaki İbrahim Yaşar Tayarer ve 13 yaşındaki Ahmet Taha Alparslan, sosyal medya üzerinden tanışarak amatör bir karikatür dergisi olan Vana'yı çıkarıyor. Ailelerinden aldıkları harçlıklarla sahaflara ve kitapçılara satış yapan genç çizerler, hobilerini profesyonelce geliştirme çabasındalar.
Farklı illerdeki ortaokullarda okuyan ve sosyal medya üzerinden iletişim kuran 14 yaşındaki İbrahim Yaşar Tayarer ve 13 yaşındaki Ahmet Taha Alparslan, ailelerinden aldıkları harçlıklarla karikatür dergisi Vana'yı çıkartıyor.
Sosyal medya üzerinden tanışarak dergicilik serüvenine başlayan Tayarer ve Alparslan, amatör baskı imkanlarıyla çıkardıkları Vana dergisini çeşitli sahaf ve kitapçılara satıyor.
Karikatür dergiciliği sürecini AA muhabirine anlatan Tayarer ve Alparslan, sosyal medya üzerinden tanıştıklarını ve ilk başta eğlenmek amacıyla bir şeyler çizmek istediklerini, daha sonra bu arzularını büyütmeye karar verdiklerini söyledi.
Tayarer, annesinin ressam olmasının karikatür çizmeye başlamasında etkili olduğunu ifade ederek, "İlk başta bir dergiden ve annemden esinlenmiştim. O dergide gördüğüm çizimleri yapmaya çalıştım. Daha önce de resim yapıyordum." dedi.
Sosyal medya üzerinden kendilerinden yaşça büyük karikatüristlere ulaştıklarını aktaran Tayarer, "Biz profesyonel değiliz. İyi çizmenin de yaşı yok. Onlar daha büyük diye daha iyi, biz küçüğüz diye kötü çiziyor değiliz. Onlar daha büyük oldukları için daha önceden bu işi profesyonel yapan ustalarla tanıştıklarından onlardan edindikleri bilgileri bize aktardılar. Biz de ona göre kendimizi daha çok geliştirdik." diye konuştu.
Tayarer, dergilerinin içeriğini oluştururken güncel olayları ele almamaya gayret gösterdiklerini, içeriklere ekip olarak karar verdiklerini belirterek, karikatürleri daha çok günlük hayatta yaşadıkları olaylardan, bazı çizgi roman ve karikatürlerden esinlenerek çizdiklerini söyledi.
"Çizdikçe çizesin geliyor"
Vana dergisinin diğer çizeri Ahmet Taha Alparslan ise çizime küçük yaşlardan itibaren animasyon karakterlerini çizerek başladığını ifade etti.
Sıkıldığında kendini sürekli çizim yaparken bulduğunu anlatan Alparslan, "Matematik derslerinde çok sıkılıyordum ve sıkıldıkça çizmeye başlıyordum. Bağımlılık gibi çizdikçe çizesin geliyor. Test çözerken, sıkılınca bir şeyler karalıyorum. Bilinçli yapmasam da bilinçaltım alışmış ve sürekli çizmek geliyor içimden." diye konuştu.
Alparslan, kendini geliştirmek için sürekli eski çizgi romanları ve dergileri incelediğini belirterek, şunları anlattı:
"Yaptığınız, kağıda çizdiğiniz bir şeyin kopyalarının olması çok güzel. Bundan önce de küçük sayfalara çiziyordum. İki üç sayfalık o çizgi romanları birleştirerek daha düzgün derli toplu bir şey yapmaya çalışıyordum. İnsanın kendi işini yapması ve yaptıklarının dağıtıldığını, satıldığını görmek heyecanlandırıyor. Bir insanın sizin çıkardığınız bir şeye para vermesi çok güzel. Önemli olan para değil ama yaptığınız işin rağbet görmesi eğlenceli ve mutlu ediyor."
Derginin içeriğini oluştururken farklı olayları anlatan karikatürlere yer vermenin eğlenceli olduğu değerlendirmesinde bulunan Alparslan, "Hayatta bir sürü absürt saçma sapan şeyler var. Bu saçma şeyleri düşünüp harmanlamak en önemlisi. Mesela, sakallı kadınlar çiziyorum. Bu absürtlükleri çizmek daha eğlenceli. Normal şeyleri çizmektense alışılagelmişin dışındakileri çizmek daha eğlenceli oluyor." ifadelerini kullandı.
"Kendi yaşıtım çizen birini bulamıyordum"
Alparslan, dünyada çizgi roman çizen kişilerin az ve karikatürist yaşıtlarını bulmanın da zor olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendi yaşıtım çizen birini bulamıyordum. Birazcık sıkılıyorsunuz hobileriniz aynı olmayan kişilerle ne kadar samimi olabilir ki insan. Çizen birilerini bulup ortak çizgi roman yapmayı hep düşünüyordum. İbrahim ile de hem yaşıtız hem de benzer zevklere sahibiz."
Çocukların anneleri Berrin Tayarer ve Maide Alparslan ise çocuklarıyla gurur duyduklarını ve her zaman onlara destek vereceklerini belirtti.