Geleceğin jokeyleri hipodromlarda at koşturmak için zorlu eğitimden geçiyor

Jokey olmak için Türkiye'nin dört bir yanından İstanbul'a gelen 13-16 yaşlarındaki çocuklar, 3 yıllık zorlu eğitimin ardından usta binici olarak yarış pistlerine çıkıyor.
Jokey olmak için Türkiye'nin dört bir yanından İstanbul'a gelen 13-16 yaşlarındaki çocuklar, 3 yıllık zorlu eğitimin ardından usta binici olarak yarış pistlerine çıkıyor.
İki canlının yaptığı tek spor olan atçılığa ilgi duyanlar, jokeylik hayallerini gerçeğe dönüştürmek için Türkiye Jokey Kulübü (TJK) Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi'nde yapılan bedeni yetenek, yazılı sınav ve mülakattan sonra 3 yıllık tam burslu eğitim almaya hak kazanıyor.
Jokey yamağı anlamına gelen aprantilerin, bu eğitimi alabilmeleri için öncelikle müracaat edecekleri yılın ocak ayının birinci günü itibarıyla 17 yaşından gün almamış, 8. sınıfı tamamlamış veya lise öğrencisi, 30-45 kilogram ağırlığında, 130-165 santimetre boy uzunluğunda olmaları gerekiyor.
Türkiye'nin dört bir yanından gelen ve sınavları başarıyla geçerek eğitim almaya hak kazanan öğrenciler, liseyi ise açık öğretim üzerinden sürdürüyor.
Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi'nde bu aşamaları geçip eğitimlerini birinci, ikinci ve üçüncü sınıf olarak yatılı sürdüren 38 jokey adayının yetiştirilmesinde disiplin ön planda tutuluyor.
Biniciliğin yanında görgü kuralları ve İngilizce de öğretiliyor
Sınıf ortamında yapılan teorik derslerde selamlaşmadan çatal bıçak kullanmaya, para yönetiminden fair playe ve görgü kurallarına kadar her detayın öğretildiği öğrenciler, yurt dışındaki pistlerde de ata binme ve iş olanaklarına erişebilmeleri için neredeyse her gün İngilizce dersi alıyor.
Sabahın erken saatlerinde güne başlayan öğrenciler, ahırlardaki çoğunluğu çeşitli şampiyonluklardan sonra at sahipleri tarafından TJK'ye eğitimde kullanılmak üzere hediye edilen atların beslenmesini ve bakımını yaptıktan sonra kahvaltıya geçiyor.
Mesleklerini en üst seviyede yapabilecekleri vücut yapısına ulaşmak ve performanslarını geliştirmek için yeterli ve dengeli beslenme eğitimleri de alan öğrencilerin tüm öğünleri beslenme uzmanlarının kontrolünde hazırlanıyor. Bazı öğrencilerin menüleri, gelişimlerine göre kişiye özel olarak düzenleniyor.
Kahvaltıdan sonra müfredata göre teorik eğitimlerle güne başlayan öğrenciler, spor salonunda kondisyonlarını artırmak için antrenman yapıyor, at simülatörlerinde pratiğini geliştiriyor.
Boş zamanlarını kitap okuyarak ve oyun salonundaki çeşitli aktivitelerle geçiren jokey adayları, cep telefonuyla çok nadir ilgileniyor.
Atları öğrenciler hazırlayıp piste çıkarıyor
Bir adayın en sevdiği saatler ise at üstündeki dersler. İsimleri yazılı binicilik takımlarını giyen öğrenciler, sahada at üstündeyken eğitmenlerinin komutlarını birebir alabilmek için kulaklık donanımlı telsizlerini takıyor. Kendi hazırlığını tamamlayan öğrenciler, bizzat her birinin sorumluluğuna verilen en yakın arkadaşları atların eyerlerini, koşumlarını ve gözlüklerini takıyor.
Çoğunluğu eski jokeylerden oluşan eğitmenlerin yönlendirmesiyle atları ahırlardan çıkaran adaylar, kum padoktaki ısınma turlarının ardından tek sıra halinde Türkiye'nin en ünlü yarışlarının yapıldığı Veliefendi Hipodromu pistine çıkıyor. Eğitmenler, pistte at koşturan adayları, minibüsle takip ederek telsizle yönlendiriyor.
Eğitim sırasında bazı adaylara, hipodromlarda her yarıştan önce duyulan "Start verildi, koşu başladı" anonsunun yapıldığı start makinesinden çıkış yaptırılarak bir yarışın tüm evresinin öğrenilmesi sağlanıyor.
Sahadaki derslerin ardından terleyen ve kirlenen atları yıkayıp ahırlara yerleştiren adaylar, çeşitli aktivitelerle tamamladıkları yorucu günün ardından erken saatte yatağa giriyor.
Hedefleri jokey olarak birinci olup tarihe iz bırakmak
Merkezin tek kız jokey adayı 15 yaşındaki birinci sınıf öğrencisi Melis İpekel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ailesi İstanbul'da yaşadığı için yatılı eğitim almadığını söyledi.
İpekel, 2019'da birinci seviye at biniciliği dersi aldığını, daha sonra bunu devam ettirmek isteyerek ailesinin de desteğiyle jokeylik eğitimine başladığını, zaman zaman derslerini izlemeye gelen ailesinin kendisini takdir ettiğini söyledi.
Merkezde aldığı dersleri sıralayan İpekel, "Özellikle binicilik dersini çok seviyorum. Atla uyum, o ata biniş. Atın üstüne binince her şeyi yapabilecekmiş gibi hissediyorsunuz. Favorim Selçuklu Şahini adlı at. Buradan mezun olduğumda en büyük hedefim birincilikler. Japonya'ya gidip yarışmak istiyorum. Bir gün Arap atım olsun istiyorum. Onlar bana daha yakın geliyor." diye konuştu.
Kursiyerlerden 18 yaşındaki Muhammet Talha Ertal, ailesinin her konuda destekçi olduğunu belirterek,"Ailem başta korkuyordu. Atlar 500 kilo, bazen zapt etmek zor. O konuda biraz endişeleri vardı, birkaç ay sonra onlar da mutlu oldu. İnsan ilk başta pek alışamıyor çünkü büyük bir canlıyla yan yanasınız. Birkaç ay geçtikten sonra at, arkadaşınmış gibi geliyor. Hedefim bu mesleği yapan çoğu kişi gibi jokey olmak, tarihte jokeylik adına iz bırakmak." ifadelerini kullandı.
Aile mesleğini sürdürecek
Öğrencilerden 16 yaşındaki Kerem Can Abiş, amcaları ve babasının seyis, ağabeyinin ise aynı merkezin 2019 mezunu jokey olduğunu, atlarla iç içe bir çocukluk geçirdiği için jokey olmaya karar verdiğini söyledi.
Annesinin, jokeyliği tehlikeli bir meslek olarak gördüğü için başta endişelendiğini belirten Abiş, "Hedefim iyi bir jokey olmak ve belli bir kariyer kazanmak, zirveye oynamak. Türkiye'nin en büyük koşularından Gazi Koşusu'nu kazanmak istiyorum." dedi.
Baş binicilik öğretmeni eski jokey Ömer Ay ise merkezden mezun olduktan sonra 12 yıl Avustralya'da jokeylik yaptığını, bir sakatlık geçirmesi sonrası kariyerini merkezde eğitmen olarak sürdürdüğünü anlattı.
Öğrencilerin, 3. sınıfı başarıyla tamamlayıp mezun olduktan sonra TJK tarafından İngiltere ve başka ülkelere eğitime gönderildiğini belirten Ay, "Öğrenciler sıkı disiplin ve katı kurallarla eğitiliyor. Mesleğe hazır olarak mezun oluyorlar. Özellikle dikkat ve konsantrasyonlarını atlara vermeleri gerekiyor. Bu bağlamda askeri düzeyde disipline sahibiz. Bu yaşam alışkanlığını kazanmaları önemli. Bir jokey manken gibidir, kilosunu korumak zorundadır." değerlendirmelerinde bulundu.
Eğitim ve tüm giderler kulüp tarafından karşılanıyor
TJK Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi Müdürü Zeynep Haldan Postalcı da merkezde tam burslu eğitim sağlandığını, tüm masrafları kulüp tarafından karşılanan öğrencilere cep harçlığı dahi verildiğini söyledi.
Postalcı, mezun olup, Tarım ve Orman Bakanlığınca verilen jokey veya apranti lisansına sahip kursiyerlerin dünyanın her yerindeki koşulara katılabileceğini anlatarak, "Bir nevi at üzerinde dünyayı gezebilirler diyebiliriz. Hedefimiz, uluslararası standartlarda, dünyanın her yerinde başarıyla at binen ve ahlaki değerlere sahip jokeyler yetiştirmek." ifadelerini kullandı.
Jokeylik mesleğinin yanı sıra sosyal yaşama da uyumlu bireyler yetiştirmek için eğitimler verildiğini dile getiren Postalcı, jokey olmak isteyen ve başvuru şartlarını taşıyan gençlerin 31 Mayıs'a kadar TJK'nın internet sitesinden online olarak ön müracaatlarını yapabileceklerini, kız erkek fark etmeksizin jokey olmak isteyenlerin başvurularını beklediklerini sözlerine ekledi.