Gecenin Kıyısı Filmi Türkiye Prömiyerini Yaptı
15 Temmuz darbe girişimi ve yakın siyasi tarih temalarını işleyen 'Gecenin Kıyısı' filmi, 31. Adana Altın Koza Film Festivali'nde Türkiye'de ilk kez gösterildi. Yönetmen Türker Süer, filmde insan olma halini sorgulamak istediğini belirtti.
HABER: HİLAL SOLMAZ
(ADANA) - 15 Temmuz darbe girişimi ile Ergenekon ve Balyoz davalarına gönderme yapan, iki subay kardeşin trajedisini anlatan "Gecenin Kıyısı" filmi, 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde Türkiye prömiyerini yaptı. Filmin yönetmeni Türker Süer, filmde kardeş hikayesi anlatmak istediğini dile getirerek, " 15 Temmuz'a bir eleştiri olarak değil, bu şartlar altında nasıl insan olunur, bu açıdan yaklaştım" dedi.
Başrollerini Ahmet Rıfat Şungar ve Berk Hakman'ın paylaştığı, yönetmen Türker Süer'in ilk uzun metrajlı filmi olan "Gecenin Kıyısı", 81. Venedik Film Festivali'ndeki dünya prömiyerinin ardından, Türkiye prömiyerini 31. Adana Altın Koza Film Festivali'nde gerçekleştirdi. Dededen asker bir aileye mensup iki subay kardeşin trajedisini anlatan film, yakın siyasi tarihteki 15 Temmuz darbe girişimine, Ergenekon ve Balyoz davalarına gönderme de yapıyor.
Gecenin Kıyısı filminin yönetmeni Süer ile başrol oyuncuları Ahmet Rıfat Şungar ve Berk Hakman filmle ilgili düşüncelerini ve duygularını paylaştı.
Yönetmen Türker Süer, "Benim anlatmak istediğim bir kardeş hikayesidir. 15 Temmuz olayları sonradan girdi senaryoya, o benim esas gayem değildi. Bunu böyle söylemek biraz tuhaf olacak ama dramatik açıdan kullanıyorum. İnsani trajediyi bir kenara bırakırsak öyle bir olay çok ilginç oluyor çünkü kahramanın dünyasını altüst ediyor, her şeyi daha fazla sorgulaması lazım. 15 Temmuz'a bir eleştiri olarak değil, bu şartlar altında nasıl insan olunur, bu açıdan yaklaştım" ifadelerini kullandı.
"Almanya'da yaşıyorum ama Türkiye'de olup bitenleri takip ediyorum"
Almanya'da yaşadığını belirten Süer, "Ama Türkiye'de olup bitenleri takip ediyorum ve bu film için özellikle araştırma yaptık. Yaptığımız araştırma genellikle uzamanlar ile oldu. Emekli subaylar ile 15 Temmuz gecesi yaşananları ve askeriyedeki standart işleyişleri sorduk ve araştırdık" dedi.
Filmin başrol oyuncularıyla daha önce tanışmadığını söyleyen Süer, "Önceden tanışmıyorduk ama oyuncu olarak biliyordum ikisini de. Önce Rıfat ile tanıştık sonra Berk ile. İkisinin arasında çok güzel bir kimya var. Benim için belliydi" dedi.
Berk Hakman: Her oyuncunun içinde bulunmak isteyeceği bir senaryo
Başrol oyuncularından Berk Hakman, senaryo kendisine geldiğinde "Keşke bu filmde oynayabilsem" dediğini ifade ederek, "Oyuncunun en çok istediği şey malzeme bulmak ve çalışmaktır. Bu filmde de fazlasıyla vardı. Her oyuncunun içinde bulunmak isteyeceği bir senaryo" diye konuştu.
"Film için hazırlık yaptınız mı?" sorusu üzerine Haktan, "Ben daha önce asker oynamıştım, bazı motifleri aşağı yukarı biliyorum ama tabii ki çok farklı karakterler. Yaratıcılık tabii burada çok önemli" dedi.
Şungar: Benim için şaşırtıcı ve heyecan verici oldu
Ahmet Rıfat Şungar da "Çıkan sonucu görünce filmin bir estetik dili, bir stili olduğunu görmek de heyecanlandırıyor tabii. O anlamda da benim için hem şaşırtıcı ve heyecan verici oldu" ifadelerini kullandı.
Şungar, film çekimi öncesi hazırlıklarını, "Sinan normalde diğer askerler arasında da bir ortama girdiğinde bedeniyle ve fiziksel reaksiyonlarıyla fark yaratan bir çocuk. Askerlik konusu zaten çok ciddi bir konu, bir de bunu çok ciddiye alan ve bunu her şeyin öncesine koyan bir karakter. Türker ile beraber ayrıca karakter derinliğine çalışıyoruz. Önce karakterin kim olduğu, ardından da o kostümü giymek ile ilgili bir uzmanla, emekli bir albayla çalıştık. Böyle bir ön çalışma yaptık ama kimi oynarsak oynayalım, önceliğimiz karakterin iç dünyasıyla ilgili yolculuğu nasıl yapacağımız, ardından üzerine giyeceğimiz kostümlerle birlikte ona uyum sağlamak kalıyor" şeklinde anlattı.