Gazilerden, 15 Temmuz'da kaldırıldıkları hastaneye ziyaret
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Çengelköy'de gazi olan vatandaşlar, tedavi edildikleri Medivia Hospital Çengelköy Hastanesine teşekkür ziyaretinde bulundu.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Çengelköy'de gazi olan vatandaşlar, tedavi edildikleri Medivia Hospital Çengelköy Hastanesine teşekkür ziyaretinde bulundu.
Hastanenin acil servisi önünde toplanan gaziler, gazi aileleri ve vatandaşlar, 15 Temmuz gecesine ait güvenlik kamerası görüntülerini izleyerek, o geceyi hatırladı.
Medivia Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Ali Erilli, burada yaptığı konuşmada, 15 Temmuz gecesi görev yapan hastane çalışanlarına teşekkür etti.
15 Temmuz gecesini hiçbir zaman unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını vurgulayan Erilli şöyle konuştu:
"Aliya İzzetbegoviç'in Srebrenitsa katliamından sonra söylediği bir söz var. 'İnsanları affedebilirsiniz ancak bu insanları, bu katliamı asla unutmamanız lazım. Unutmayacaksınız ve unutturmayacaksınız. Eğer unutursanız biliniz ki katliamlar yenilenir.' Biz de 15 Temmuz gecesini unutmayacağız, unutturmayacağız ve tekrarlanmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize uzun ömürler, yaralı olanlara şifalar diliyorum."
"Her taraf kan gölü olmuştu"
AA muhabirine 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlatan gazi Fatih Kolcu, 15 Temmuz saat 21.30'da bir arkadaşından gelen telefon üzerine televizyonu açtığını, daha sonra karakola gittiğini söyledi.
Çengelköy'de aşırı trafik yoğunluğu yaşandığını, neler olduğunu karakoldaki polislere sorduklarını belirten Kolcu, "Onlar da ne olduğunu bilmiyordu. 22.00'de Kuleli tarafına gittik. Kurmay Albay orada karakola el koyacaklarını açıkladı. Karakol amiri de nereden emir aldıklarını sordu. Kurmay Albay, karakolu boşaltmazlarsa polisleri vuracaklarını söyledi. Hızlı bir şekilde karakolun bahçesinden çıkarak havaya ateş ettiler." dedi.
Askerlerin 10-15 dakika arayla gidip gelip karakola ateş açtığını ifade eden Kolcu, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Burada açılan ateş sonucu vurulan vatandaşları araçlarla Çengelköy'deki en yakın hastane olan Medivia Hastanesine getirdik. Saat 00.00'da daha yakın ve yoğun bir çatışma oldu. Komutan köprüdeki amirleri ile konuştu. Amiri helikopterle Çengelköy'ün taranması talimatını verdi. Daha da yakın mesafeden insanlara ateş etmeye başladılar. Saat 01.00'de ben de sağ kolumdan ve diz kapağımdan vuruldum. İlk anda vurulduğumu anlamadım. Daha sonra hastaneye götürüldüm. İlk müdahalem orada yapıldı. Her taraf kan gölü olmuştu. Saat 03.30'da Ümraniye Devlet Hastanesine sevk edildim. Şehit Mustafa Cambaz ile beraber ambulansla gittik. Yolda giderken ambulansı taradılar. Şehit Mustafa Cambaz hastaneye varamadan kan kaybından vefat etti."
"Yine giderim, hiç düşünmem"
Gazi Ahmet Daştan da o gece Çengelköy'de ikamet ettiği evinde televizyon izlerken darbe girişimini duyduğunu ve ağabeyi ile sahile indiklerini belirtti.
Çengelköy sahiline iner inmez darbeci askerlerin açtığı ateş sonucu sol bacağından vurulduğunu ifade eden Daştan, "İnsan seli vardı orada. Bütün Çengelköy halkı aşağıdaydı. Darbeci askerler haince ateş ediyorlardı. Vurulduktan sonra bir vatansever ağabey beni arabasına koydu ve hastaneye götürdü. Burada tedavilerimi gördüm. Yaklaşık 9 ay hastanede yattım. İki yıla yakın da tedavilerim sürdü. Yine olsa yine gider misiniz diye sorsanız, yine giderim, hiç düşünmem. Benim gibi de gidecek çok insan var." diye konuştu.
"Abdestimi aldım, iki rekat şehadet namazı kıldım"
Gazi Mehmet Kebapçı da 15 temmuz 2016'yı, Türk tarihinin ikinci Çanakkale'si olarak nitelendirdiklerini dile getirdi.
Kebapçı, 15 Temmuz gecesi saat 21.00 sularında köprülerin ve bazı bölgelerin askeri personel tarafından kapatıldığı yönünde haberlerin yansımaya başladığını söyledi.
Buna ilk etapta anlam veremediğini ifade eden Kebapçı, şunları kaydetti:
"Biz buna bir anlam veremedik. O dönemde aşırı terör olayları vardı. Biz de böyle bir şey diye düşünüyorduk. İlerleyen süreçte genelge yayınlanması, Başbakanımız Binali Yıldırım'ın 'Bu bir kalkışmadır.' demesi ve Cumhurbaşkanımızın halkı meydanlara davet etmesi üzerine, üzerimize vazife olduğunu anladık. Kalkıp abdestimi aldım, iki rekat şehadet namazı kıldım. Bu benim içime doğdu. Eşimle ve uyuyan çocuklarımla vedalaştım. Dışarı çıktım."