Gazeteciler Tutuklu Meslektaşlarını Silivri'de Ziyaret Etti
Türkiye Gazeteciler Federasyonu'nun (TGF) her ay düzenlediği 'Tutuklu Gazetecileri Ziyaret' programı kapsamında TGF Genel Başkanı Atilla Sertel, Hürriyet Gazetesi yazarları Mehmet Y.Yılmaz, Yalçın Doğan, Posta Gazetesi Yazarı Yazgülü Aldoğan, Ali...
Türkiye Gazeteciler Federasyonu'nun (TGF) her ay düzenlediği 'Tutuklu Gazetecileri Ziyaret' programı kapsamında TGF Genel Başkanı Atilla Sertel, Hürriyet Gazetesi yazarları Mehmet Y. Yılmaz, Yalçın Doğan, Posta Gazetesi Yazarı Yazgülü Aldoğan, Ali Ekber Yıldırım, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Misket Dikmen ve Balbay'a Özgürlük Platformu'nu temsilen Gürol Saygı Ergenekon Davası'nda tutuklu bulunan meslektaşlarını Silivri Cezaevi'nde ziyaret etti. 6 saat süren ziyaretin ardından Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel basın mensuplarının sorularını yanıtladı.Sertel, Ergenekon Davası'ndan Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili gazeteci Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Mehmet Deniz Yıldırım, Hikmet Çiçek ve Turhan Özlü ile görüştüklerini söyledi.
"BALBAY'IN OĞLU DENİZ 'BABAMI SİZ GETİRİN, BEN ORAYA GİTMEYECEĞİM' DİYORMUŞ"
Mustafa Balbay'yla bir saat görüştüklerini dile getiren Sertel, "Mustafa gayet sağlıklı ve keyfi yerinde ama tabi bütün arkadaşlarımız gibi o da bir tek hasret dışında bir sıkıntı yok. Eşi ve kızı da gelmişler onları da gördüm. Yağmur babaya yine karneyi getirmiş, yine başarılı ve teşekkürlü bir karne. Oğlu Deniz gelmiyormuş. Oğlu Deniz 'Babamı dışarı getirin, Babamı siz getirin, ben oraya gitmeyeceğim' diyormuş. Biraz aklı başında ve 5 yaşında artık" dedi.
"ARKADAŞLARIMIZ 18 ŞUBAT'I BEKLİYORLAR"
"Arkadaşlarımız 18 Şubat'ı bekliyorlar" diyen Sertel, "18 Şubatta savcının mütalaa vereceği görüşündeler. Gerçekten iddianameyi de duruşmaları da çok yakından izleyen biri olarak arkadaşlarımızında söylediği gibi bu dava bitti, çöktü aslında. Ama neresinde nasıl tutalım da bu Danıştay Saldırısı'nı bu davanın içine sokalım ve bu işi silahlı terör örgütü haline getirelim diye bir çaba var. Ama sanıyorum o da hukuki zemini yok, deliller yok" diye konuştu.
"BALBAY BU DURUŞMALARIN TİYATRO OYUNUNU YAZMIŞ"
Sertel, "Deniz Yıldırım'ın bir araştırması yakında yayınlanacak. 155 tanığın neler söylediklerini tek tek çıkarmış. İçinde gizli tanıkların ifadelerini çıkarmış. Yakında 4 dizilik bir yazı dizisi olacakmış. Mustafa Balbay da bu duruşmaların tiyatro oyununu yazmış. 2 perdelik bir oyun. 'Bu kadarı da olmaz' diye düşünülen bazı kesimleri de çıkarmış. Traji komik olayların bir kısmını da 'Bu kadarı da olmaz' derler diye 'Olmaz bu kadar' diye isyan ederler diye onları da oyundan çıkarmış ama 2 perdelik oyun yakında kitap olarak çıkacak. Tuncay bir kitap hazırlıyor. Hikmat Çiçek'in bir kitabı var. Gizli tanıklarla ilgili bir kitap hazırlığı içerisinde gizli tanıkların neler söylediklerine ilişkin geniş bir durum tespiti yapmış. Deniz Yıldırım'ın aslında çoktan çıkması lazım. Basın suçlarıyla ilgili onun suçu. Turhan Bey'inde öyle. Ama onu ne yazık ki mahkemeler kabul etmiyorlar 3. Yargı Paketi'ni. Hatta takılıyorlar 4. Yargı Paketi çıkınca acaba bir 4 sene daha mı uzayacak diye. 4'üncü yıla giriyorlar arkadaşlar şaka değil. Mustafa'nın 4'üncü yılı bitiyor 5'inci yıla giriyor. Hikmet Çiçek'in 5'inci yılı bitmek üzere. Tuncay'ın 5'inci yılı sürüyor. Kolay değil ama arkadaşlarımızın hepsi başı dik alnı açık ve moralliler, bize moral veriyorlar" diye konuştu.
"KENDİLERİNİN DE CEZA ALMAYACAKLARINI DÜŞÜNÜYORLAR"
"Meslektaşlarından beklentileri neydi?" sorusu üzerine Sertel, "Bir kere bütün gazetecilere, arkadaşlarımız teşekkür ediyorlar. Ama tabi ki şunu istiyolar; Bizim söz hakkımızın olmadığı noktada bizi televizyon köşelerinde insafsızca suçlayanlar ve yargılayanlar acaba biz çıkınca bizim yüzümüze nasıl bakacaklar ve bizim yüzümüze karşı ne diyecekler' diye sorguluyorlar. Buna çok üzülüyorlar. Yani onların cevap hakkı olmadığı noktada insafsız, yersiz, mesnetsiz ve belgesiz suçlamaların artık son bulması lazım. Çünkü gazeteci, savcı değil, gazeteci yargıç değil. Gazeteci olanı biteni kamuya aktaran insandır. Biz cezaevine arkadaşlarımızla her gittiğimizde moral vermeye gidiyoruz. Moral veriyorlar bize. Bir tek beklentileri var. 18 Şubat'ta burada Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve diğer arkadaşlar kendilerini seven, sayan ve burada bu davayı izlemek isteyenleri buraya bekliyorlar. Tabi buraya gelmek çok zor. Ben her gelişimizde dağın başı, İstanbul'un çok uzağında sapa bir noktada bir yargılama safhası sürüyor ve tutukluluk süresi sürüyor. Çok zor ama bu zoru başaracağını düşünüyor insanların. Bu davanın kısa sürede sonuçlanacağını ve kendilerinin de ceza almayacaklarını düşünüyorlar. Çünkü herhangi bir suçlarının olmadığını bilincindeler ve asla bizim herhangi bir suçumuz yok noktasında kararlılar" ifadelerini kullandı. Açıklamanın ardından Atilla Sertel, Ali Ekber Yıldırım, Misket Dikmen ve Gürol Saygı araçlarına binerek Silivri'den ayrıldılar.
(BB) - İstanbul / Silivri