G 20'nin Gündeminde Suriye ve Mülteciler Mutlaka Olmalı
G20'ye ev sahipliği yapan Türkiye'nin her iki konuda da küresel gündem oluşturarak destek istemesi ve her iki konuda da küresel işbirliği için çağrıda bulunmasını bekleyebiliriz.
Türkiye siyaset ve ekonomisinin en önemli gündemlerinden olan mültecilerin oluşturduğu ekonomik yük ve terörün oluşturduğu güvensizlik ortamı gündem olacaktır.
Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı G-20 toplantılarında bu yıl üç ana tema ön plana çıkıyor. Global ekonomik büyümenin güçlendirilmesi, esnekliğin sağlanması ve sürdürülebilirliğin desteklenmesi ekonomi gündemi anlamında G-20'nin öne çıkan başlıkları oluyor. Ancak bu toplantılarda mülteci krizi muhakkak dile getirilmeli. Enerjide merkez olma yolunda ilerleyen ve dünyanın önde gelen ekonomilerinden biri olmayı hedefleyen Türkiye öte yandan da mülteci krizinden öncelikli olarak etkilenen bir ülke oldu ve bu kriz diğer ülkeleri de tehdit etmeye başladı.
Hazar Strateji Enstitüsü Genel Sekreteri Haldun Yavaş, "İnsani boyutunu üzülerek bir kenara bıraktığımızda ülkelerin ekonomik dengesini bozacak çok önemli bir faktör olarak ortaya çıkan mülteci krizinin sadece Almanya'ya maliyeti yılda 45 milyar euroyu bulacak. Dünya Ekonomi Enstitüsü'nden (IFW) Matthias Lücke'e göre bu durum vergilere artış olarak yansıyacak. İşte dünyanın önde gelen 20 ülkesinin bir araya gelip yüz yüze kalınan zorluklara ortak akıl üretecekleri bu toplantı bu yüzden ayrıca bir önem taşıyor" diyor.
Öte yandan mülteci krizinin yanı sıra dünyanın içine düştüğü işsizlik, yavaş büyüme gibi konular G20 toplantısının diğer ülkelerin dönem başkanlığında olduğu gibi diğer öncelikli konuları arasında yer alıyor. Liderlerin küresel büyümeyi artırmaya odaklanacakları ve çözümler arayacakları bu platformda liderler yalnız olmayacak. 15 bin katılımcı da onlarla birlikte zirveyi takip edecekler.
TÜRKİYE'NİN HEDEFİ KAPSAYICI BÜYÜME
Türkiye, zirveyi üç ana başlık altında ele alıyor: kapsayıcılık, yatırım ve uygulama. Burada kapsayıcılık başlığı özellikle kapsayıcı büyüme için kullanılıyor. G20 ülkelerinin ana hedefi olan sürdürülebilir, güçlü ve dengeli büyümeye ilaveten bu büyümenin her kesimi kapsaması fikri de ilk olarak Türkiye'nin dönem başlığında ortaya atıldı. Çünkü artan gelir eşitsizliğinin büyüme üzerindeki negatif etkisi dünyanın önemli bir problemle karşı karşıya kalacağının sinyalini veriyor.
Öyle ki Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) geçtiğimiz aylarda raporunda üye ülkeler arasındaki gelir adaletsizliğinin son 30 yılın en yüksek seviyesinde olduğunu yayınladı. OECD ülkelerinde nüfusunun en zengin yüzde 10'u nüfusun en fakir yüzde 10'undan 9,6 kat daha fazla kazanıyorken Türkiye'nin de kapsayıcı büyümeyi gündeme getirmesi elbette çok isabetli bir karar. OECD Genel Sekreteri Angel Gurria ise bu durumun ülkelerin ekonomik büyüme potansiyeline zarar verdiğini söylüyor ve hükümetlerin bu sorunla mücadeleden kaçarak kendi geleceklerine zarar verdiklerine dikkat çekiyor. Türkiye tarafında ise kapsayıcılığın alanı sadece ülke içi ile sınırlı kalmıyor. Düşük gelirli gelişmekte olan ülkeler de gelir adaletinin sağlanması açısından bu başlık altında değerlendiriliyor ve bugün ülkenin gayrisafi milli hasılasının (GSMH) yüzde 0,4'ü resmi yardımlarla bu ülkelere aktarılıyor.
GÜÇLÜ BÜYÜME İÇİN GÜÇLÜ ALTYAPI YATIRIMLARI
G-20'nin dünya ekonomisinin yüzde 85'ini, dünya ticaretinin yüzde 75'ini ve dünya nüfusunun üçte birini oluşturduğunu göz önünde bulundurduğumuzda altyapı yatırımlarının da bu orandan nasibini aldığı açıkça ortaya çıkıyor. Ancak güçlü büyümenin motorlarından biri olan altyapı yatırımlarına duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artıyor.
Haldun Yavaş, "2030'a kadar dünyanın altyapı yatırım açığının 70 trilyon doları bulacağı konuşuluyor. Özellikle enerji alanında ise yatırımların önemi katlanarak artıyor. Uluslararası Enerji Ajansı 2035 yılına kadar enerji yatırım ihtiyacını 48 trilyon dolar olarak hesaplıyor. Bu bakımdan dünyanın en büyük enerji üreticileri ve tüketicilerini bir araya getiren G-20 zirvesi gelecek yatırımların da yönünü belirleyecek. Türkiye de ev sahibi sıfatıyla enerji konusunda işbirliği içinde olduğu Azerbaycan'ı G20 toplantısına davet etti. Öte yandan G20 çerçevesinde gerçekleştirilen Enerji Bakanları toplantısı Türkiye Dönem Başkanlığı'nın başlattığı bir ilk" diyor.
G20 KADINLARA KULAK VERECEK
Yine başka bir ilk de kadınlar hakkında oldu. İlk kez W20 başlığı açıldı ve amaç kadınların ekonomik açıdan güçlendirilmesi.
Haldun Yavaş, "Bütün dünyada kadınlar iş dünyasında fırsat eşitliğini hala yakalayamamış durumda. Bu ücret eşitsizliğine kadar varıyor. Hatta Hollywood yıldızları arasında bile ücret konusunda cinsiyet eşitsizliği yaşandığı esprili bir şekilde basına yansıdı. İlk on yıl içindeki hedef ise kadınlar ve erkeler arasındaki iş gücüne katılım farkının yüzde 25'e indirilmesi. Görüldüğü gibi eşitliği yakalamak kadınlar açısından o kadar kolay olmayacak. Çünkü kadının küresel işgücü piyasasındaki katılım oranı 2012'de %51,1 iken erkeklerde iş gücüne katılım oranı ise %77,1. IMF raporlarında ise kadınların iş gücüne eksik katılımları nedeni ile yaşanan kişi başı gayrisafi yurtiçi hasıla kaybı yüzde 27'yi buluyor" diyor.
Sonuç olarak gerek kadınların işgücüne yeterince katılamaması, gerek altyapı yatırımlarının yetersizliği arzulanan küresel büyümeyi getirmiyor. Öte yandan mülteci krizi ile birlikte de yeni işsizler, yeni altyapı yatırımı ihtiyacının ortaya çıkacağı belli. İşte G20 zirvesinde liderleri pek çok zorlu başlık bekliyor. Ve diğer önemli başlıkların da ele alınacağı G20 zirvesinde Türkiye'nin yeni açtığı bu başlıklarla birlikte dünyanın geleceğine yön vermenin yolları aranacak.