/ Futbolda Şike Davası'nın Gerekçeli Kararı (5)
Futbolda Şike Davası'nın gerekçeli kararı açıklandı.
Futbolda Şike Davası'nın gerekçeli kararı açıklandı. Liderliğini sanık Aziz Yıldırım'ın yaptığı suç örgütünün, gevşek de olsa hiyerarşik ilişkiye dayalı bir yapı olduğunu belirten mahkeme, bu sözlerine dayanak olarak ise Aziz Yıldırım'ın bazı sanıklara talimat verdiğini gösterir telefon kayıtlarını göstererek, "Sanık İlhan Yüksek Ekşioğlu, neredeyse tüm şike ve teşvik eylemlerini yöneten ve sanık Aziz'in deyimiyle "yönetimdeki görünmeyen kahraman"dır. Suç teşkil eden faaliyetlerine ilişkin konuşmalarının tümünde, sanık Aziz Yıldırım hakkında yukarıda da değinildiği üzere "bir numara, ceo, genel müdür" gibi ifadeler kullanmış, tüm eylemlerinde anılan sanığın izni ve talimatı ile hareket etmiştir" ifadeleri kararda yer aldı.
"ÖDEMELER ŞİKE VE TEŞVİK EYLEMLERİ İLE EŞ ZAMANLI YAPILMIŞ"
Kulüpten yapılan ödemelerde imza veya yönetim kurulunun onayının aranmadığının belirtildiği kararda, "Sanık Tamer Yelkovan'ın, sanık Aziz Yıldırım'ın talimatı ile hareket ettiği anlaşılmaktadır. Şu hale göre, yönetim kurulunun bilgisi ve onayı dışında sadece Aziz Yıldırım'ın talimatı ile İlhan Ekşioğlu'na yapılan ödemelerin neredeyse tamamının şike ve teşvik eylemleri ile eş zamanlı olarak yapılması, müsabakaların değerlendirildiği bahiste ayrıntıları ile belirtilen fiziki ve teknik takiplere ve bir kısım savunmalara göre, sanık İlhan tarafından bu paraların şike ve teşvik anlaşmasının tarafı ya da aracısı olan futbolcu (İbrahim Akın), menajer (Yusuf Turanlı, Fatih Akbaba), yönetim dışı kişilere (Ali Kıratlı) verildiği sabit olduğuna göre, yürütülen faaliyetlerin yönetsel işler almadığı, Aziz Yıldırım konumu itibariyle söz konusu suç örgütünün lideri, sanık İlhan'ın eylemleri organize eden ve lidere en yakın örgüt üyesi sanık olduğu anlaşılmaktadır" denildi.
"SANIKLAR ARASINDA EYLEM PAYLAŞIMI VAR"
Aziz Yıldırım 01 Mayıs 2011 tarihinde yapılacak İBB Spor - Fenerbahçe müsabakası ile ilgili olarak "O kendi kalesine gol atan" sözü ile kastettiği Can Arat ile şike konusunda konuşulup konuşulmadığını sorduğunun belirtildiği kararda, "Bu dönemde, Sami Dinç aracılığı ile Karabük-Fenerbahçe müsabakasına ilişkin şike faaliyetini yürüten Şekip, bunun ile ilgili bilgi verdiği sırada Aziz Yıldırım'ın İBB Spor müsabakasına ilişkin bu sorusuna "Onu bilmiyorum başkanım o benle ilgili değilö diyerek örgüt üyesi olan sanıklar arasındaki eylemli paylaşıma işaret etmektedir. Zira sanık Şekip, görev dağılımı gereği İBB Spor müsabakasına ilişkin şike faaliyetinin içerisinde yer almamaktadır" bilgileri yer aldı.
"TFF BAŞKANI VE ÜYELER KORKUDAN TELEFONLARINI KAPATIYOR"
Kararda Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı ve yöneticilerinin suç örgütü lideri Aziz Yıldırım'dan çekindikleri hususunda dosyada çokça telefon görüşmesinin bulunduğu, bu görüşmelerde, TFF yöneticilerinin Fenerbahçe'nin yenildiği maçlarda Aziz Yıldırım'ın kendilerine ulaşıp küfür ve tehdit etmesinden korktukları ve maç sonrasında telefonlarını kapattıkları belirtildi. Kararda, Yıldırım'ın TFF üyeleri ile yaptığı küfürlü telefon konuşmalarına da yer verildi.
"YILDIRIM, KURULLAR ÜZERİNDE BASKI KURMAYI DENEDİ"
Kararda şöyle denildi:
"Ellbette ki sanık Aziz Yıldırım temsilcisi olduğu kulübün ya da kendisinin bir haksızlığa maruz kalması durumunda bu durumu yetkili organlar önünde dile getirmesi, gerekli yasal girişimlerde bulunması doğaldır ancak sanık bununla yetinmeyip kurullar üzerinde baskı kurmayı denemiştir."
"GÜMÜŞDAĞ HAKKINDA KESİN VE İNANDIRICI DELİL YOK"
Futbolda şike davasının gerekçeli kararı açıklandı. Sanıklar Mecnun Otyakmaz, Bülent Uygun, Hasan Çetinkaya, Mehmet Yenice, Serkan Acar ve Yavuz Ağırgöl hakkında, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olduğundan bahisle kamu davası açıldığının belirtildiği kararda, "Sanığın, diğer örgüt üyeleri ile işbirliği ve eylemli paylaşım anlayışı ile disiplinli biçimde hareket ederek süreklilik gösterir şekilde suç işlemek amacıyla hareket ettiğine dair kesin kanıt elde edilememiştir" denildi.
Kararda, sanık Göksel Gümüşdağ hakkında da Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne yardım suçundan kamu davası açıldığı, ancak yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter nitelikte kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine karar verildiği belirtildi.
BEŞİKTAŞ- İBB MAÇI
Kararda, 11 Mayıs 2011 tarihinde Beşiktaş- İBB arasında oynanan Türkiye Kupası Finaline de yer verildi. Spor kulüpleri açısından, kendi ülkelerinde şampiyon olmalarının yanı sıra gerek maddi gelir, gerekse prestij yönünden Avrupa liglerine katılmalarının da önem arz ettiğinin belirtildiği kararda, ligin son 2 hafta maçlarında Beşiktaş'ın puan kaybetmesi halinde Avrupa Kupalarına katılamama durumunun ortaya çıktığı, bu sebeple Ziraat Türkiye Kupası'nı alarak UEFA Ligi'ne gitmeyi garantilemek istediği, karşılaşmadan hemen önce mayıs ayının başlarında, sanıklar Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu'nun, Yusuf Turanlı ile irtibata geçtikleri ve İBB Spor futbolcuları İbrahim Akın ve İskender Alın'a Beşiktaş yönetiminin transfer teklifini iletmesini istediklerinin tespit edildiği belirtildi.
"AMAÇ TRANSFER BAHANESİYLE ŞİKE YAPMAK"
Sanık Tayfur Havutçu'nun savunmasında İbrahim Akın'ın transferini bizzat kendisinin istediğini söylerken, İskender Alın'ı ise kulübün istediğini söylediğinin belirtildiği kararda, "Serdal Adalı ise savunmasında, her iki futbolcunun da teknik direktör Tayfur tarafından verilen transfer listesinden seçildiğini beyan etmektedir. Bu durum dahi başlı başına göstermektedir ki, esas amaç her iki futbolcunun transferi değil, kupa finali öncesinde transferler edilecekleri bahanesiyle şike yapmaktır. Serdal Adalı savunmasında bu isimlerin belirlendiği dönemde henüz kupada karşılaşacaklarının bile belli olmadığını söylemektedir. Ancak bu savunmanın bir an için gerçek olduğu varsayılsa dahi ilginç olan iki ay bekleyip tam da kupa finali öncesinde bu isimlerin transfer edilmeye çalışılmasıdır. Bir başka ilginç olan yön de, final sonrasında her nedense bu transfer etme arzusu birden yok olmuş adı geçen futbolcular aranıp sorulmamıştır. Nitekim suç tarihinde Beşiktaş Kulübü Başkanı olan Yıldırım Demirören gerek Cumhuriyet Savcılığı ifadesinde ve gerekse Mahkememiz'de tanık olarak alınan beyanında; kupa maçı öncesinde İbrahim Akın ve İskender Alın'a transfer teklifinden haberdar olmadığını, İbrahim Akın'ın kulüpten at yarışları ve kumar merakı nedeniyle kendi döneminde gönderildiğini, eğer transfer komitesi ile görüşüp anlaşsa bile kesinlikle almayacağını, kendi gönderdiği futbolcuyu aynı şartlarda geri almasının hiçbir anlamının olmayacağını beyan etmiştir. Ne Serdar Adayı'nın ne de Tayfur Havutçu'nun bu düşüncelerinden kendisine bahsetmediklerini beyan etmiştir. Kulüp başkanın bu ifadesi de, sanıkların gerçek arzularının transfer olmadığının en açık delilidir. İBB Spor futbolcuları sanıklar İbrahim Akın ve İskender alın ile kurulan irtibatın transfer amaçlı olmadığı, transfer vaadiyle şikeye yönelik olduğu izahtan varestedir" denildi.
"ŞİKE İLE KUPAYI ALIP BASKIYI AZALTMAK İSTEDİLER"
Türkiye Kupası final maçı öncesinde Beşiktaş futbol takımının Süper Lig'de iddiasız kaldığı ve kulübün Avrupa kupalarına da katılamama riskinin bulunduğunun belirtildiği kararda, "Bu durumun taraftar, kulüp yönetimi ve tüm camia üzerinde baskı oluşturduğu, sanık Tayfur Havutçu'nun, sezon ortasında Beşiktaş Spor Kulübüne teknik direktör olması ve başarılı olamaması halinde sezon sonu kendisiyle yapılan anlaşmanın yenilenmeyeceği düşüncesinin camia içerisinde konuşulduğu, Avrupa Kupaları'na katılabilmek ve takım üzerindeki baskının hafiflemesi için kupanın mutlak surette kazanılması gerektiği düşüncesiyle, sanıklar Serdal Adalı, Tayfur Havutçu ve Yusuf Turanlı tarafından; İBB Sporlu futbolcular İbrahim Akın ve İskender Alın ile, sezon sonunda yüksek transfer ücretleri ile Beşiktaş'a transfer edilecekleri vaat edilerek oynanacak kupa maçında Beşiktaş'a karşı iyi oynamamaları yönünde şike anlaşmasına vardıkları anlaşılmıştır" denildi.
MELİH GÖKÇEK'İN SÖZLERİ
Telefon görüşmesinde Melih Gökçek tarafından "Aziz'den de alacağım var Aziz'den inşallah bu maçtan alacağım size yarayacak o inşallah" sözünün söylenildiğinin belirtildiği kararda, "Bu sözün Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'a karşı, Trabzon'a duyulan sempati ya da yakınlık bağlamında söylenilen bir söz ve temenni olmasının ötesinde, teşvik anlaşmasının varlığını kabule götüren bir durum olamayacağı izahtan varestedir. Nitekim varsayılan böyle bir anlaşmanın karşı tarafındaki şahıs hakkında dava dahi açılmamıştır" denildi.
"KESİN VE İNANDIRICI KANIT YOK"
Kararda, 15 Mayıs 2011 günü oynanan Fenerbahçe- Ankaragücü ile Sivasspor-Fenerbahçe maçında Sadri Şener ve Nevzat Şakar tarafından teşvik primi verildiği iddiasına da yer verildi. Bu maçlara ilişkin elde edilen delillerde sanıkların yüklenen suçtan cezalandırılmalarına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlar elde edilemediğinden beraatlerine karar verildiği belirtildi.
Futbolda şike davasının gerekçeli kararı açıklandı. Kararda Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile bazı sanıklara, şike ve teşvikten ceza verilen maçlara ilişkin değerlendirmeler de yer aldı.
CEZA VERİLEN MAÇLARIN GEREKÇELERİ ANLATILDI
'17 Nisan 2011 günü Trabzon'da oynanan Trabzonspor - Bursaspor müsabakasinda teşvik pirimi vaadi' başlığının altında, "Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün, 29. haftada oynanacak Trabzonspor - Bursaspor müsabakanın sonucunu etkilemeye yönelik olarak örgüt üyesi sanıklar İlhan Yüksel Ekşioğlu ve Alaeddin Yıldırım eliyle ve birbirleriyle irtibatlı şekilde iki farklı koldan teşvik primi vererek Trabzonspor karşısında iyi bir oyun sergilemeleri için faaliyete geçmişlerdir" İfadeleri yer aldı.
"ALACAĞI TAM BIR YIL SONRA AKILLARA GELMESİ..."
Söz konusu maç öncesi sanıkların telefon görüşmelerinin yer verildiği kararda, sanık Gökçek Vederson'un bu konuya ilişkin aşamalardaki çelişkili savunmalarının da değerlendirildiğinde teşvik teklifini kabul ettiğinin sabit olduğu belirtildi. Aziz Yıldırım, Vederson ile görüşülmesinin nedeninin, kulüpten olan alacağı ile ilgili olduğunu yönünde ifade verdiğinin hatırlatıldığı kararda, "Gökçek Vederson'un, kulüpten olan alacağına karşılık sözü edilen temiz kağıdının alınması gerektiğinin bir yıl sonra akıllara gelmesi, Fenerbahçe gibi hisseleri İMKB'de işlem gören şirketleşmiş ve tutulan muhasebe kayıtlarının emsali olmadığından sözü edilen büyük bir kulübün, bir başka kulübe transferi gerçekleşen futbolcusunun alacağını tam da bitime birkaç hafta kala, şampiyonluk yolunda tek rakibi olan Trabzonspor'un adı geçen futbolcunun oynadığı takım ile yapacağı müsabakanın öncesinde ödeme gayreti savunmanın gerçek durum ile ilgisiz olduğunu göstermektedir."
ESKIŞEHIR-TS MAÇINDA TEŞVİK
22 Nisan 2011 günü Eskişehir'de oynanan Eskişehirspor - Trabzonspor müsabakasında teşvik primi verilmesine ilişkin ise gerekçeli kararda şöyle değerlendirme yapıldı:
"Söz konusu karşılaşmadan bir hafta önce oynanan Antalyaspor maçı için Eskişehirspor'un Antalya'da bulunduğu sırada Ali Kıratlı'nın, İlhan Ekşioğlu'nun talimatıyla Antalya'ya giderek bir hafta sonraki Eskişehirspor- Trabzonspor karşılaşmasında verilecek teşvik priminin altyapısını oluşturmaya çalıştıkları belirtildi. Sanıkların bu maç öncesi de birbirleri ile yaptıkları konuşmaların yer aldığı kararda, Eskişehirli futbolcu Sezer Öztürk'e açık ve net olarak, Fenerbahçe'ye transfer olabilmesi için Trabzonspor müsabakasında iyi mücadele etmesi gerektiğinin vurgulandığı anlatıldı. Kararda, "İlhan Ekşioğlu'nun talimatı ile Ali Kıratlı tarafından Şükrü Ongan'ın da yardımıyla Eskişehirsporlu futbolcu Ümit Karan ve Fenerbahçeli yöneticiler tarafından kendisine 'bizimki' denilen teknik direktör Bülent Uygun'a teşvik teklif edildiği ve anlaşmanın sağlandığı ve müsabaka sonrasında da vaat edilen paraların alındığı tespit edilmiştir."
MINI COOPER MARKALI ARAÇ ŞİKE İÇİN ALINDI
'Abdullah Başak ve Yusuf Turanli araciliğiyla yürütülen şike faaliyetleri' başlığı altında karar ile birlikte el konulan mini cooper markalı aracada yer verilen kararda, sanık Başak'ın Sivasspor'lu futbolcu Korcan Çelikay'ın şike yapması için Yıldırım'ın örgütüne çalıştığı belirtildi. El konulan Mini Cooper markalı araca ilişkin yapılan telefon görüşmelerinin sıralandığı kararda şöyle denildi
"Sanık Abdullah, müsabakanın kazanılacağından o kadar emindir ki, lig boyunca hizmetlerinin karşılığı olarak alacağı aracın, Mini Cooper mı yoksa Peugeot 508 mi olacağını değerlendirmektedir. Söz konusu Mini Cooper marka aracın suçun işlenmesi ile elde edilen maddi menfaat ürünü olması nedeniyle TCK'nın 55. Maddesi uyarınca müsaderesine karar vermek gerekmiştir."
(BB) - İstanbul / Şişli