Futbolda Şike" Davası
İstanbul Cumhuruyet Başsavcılığı'nın, "hükmü kesinleşen Fenerbahçe Kulübü Başkanı Yıldırım ile birlikte 6 kişinin infazının durdurulmasını" talep ettiği mütalaası, sunulduğu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından avukatlara dağıtıldı Savcılık mütalaasında, başvuruları olan Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu,
"Futbolda şike" davasında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "hükmü kesinleşen Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile birlikte 6 kişinin infazının durdurulmasını" talep ettiği mütalaası, sunulduğu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından avukatlara dağıtıldı. Mütalaada, "Talep sahiplerinin haklarındaki hükümlerin Yargıtayca onanarak kesinleştiği ve yargılamanın yenilenmesi dışında başka bir yolla yanlışlığın giderilmesinin mümkün olmadığı belirlenmiştir" denildi.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından 85 sanıkla ilgili verilen kısmen onama ve kısmen bozma kararlarından sonra "Futbolda şike" dava dosyasına bakmakla görevlendirilen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin hazırlattığı mütalaa, taraf avukatlarına dağıtıldı.
"Görevsizlik-yetkisizlik talepleri reddedilsin"
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Abdullah Mirza Coşkun'un hazırladığı 10 sayfalık mütalaada, Aziz Yıldırım'ın avukatlarının 6, 8 ve 20 Mayıs tarihli "infazın durdurulması ve iade-i muhakeme" talepli dilekçeleri ile İlhan Ekşioğlu, Abdullah Başak, Olgun Peker, Ali Kıratlı, Ruken Başak ve Serdal Adalı'nın avukatlarının çeşitli tarihlerde sunduğu "iade-i muhakeme, infazın geri bırakılması, görevsizlik, yetkisizlik ve tutukluluk süresinin mahsubu" talepli dilekçelerinin değerlendirildiği belirtildi.
Mütalaada, Trabzonspor Kulübü Derneği avukatlarının da 22 Mayıs'ta sundukları dilekçeyle, "infazın durdurulması ve yargılamanın yenilenmesi" taleplerinin reddedilmesini istedikleri belirtilerek, Fenerbahçe Spor Kulübü Divan Kurulu üyesi Recep Özcan'ın da, 5 Haziran'da sunduğu dilekçeyle, "Aziz Yıldırım hakkında verilen hükmün infaz edilmesi" talebinde bulunduğu aktarıldı.
İlhan Ekşioğlu, Serdal Adalı ve Ali Kıratlı'nın, "görevsizlik kararı verilmesi ve dosyaya asliye ceza mahkemelerinin bakması gerektiği" yönünde taleplerde bulunduğu kaydedilen mütalaada, bu taleplerin dosya kapsamındaki suçların arasında bağantı bulunması, suçların ve şahısların çok olması, yargılamanın geldiği aşamaya göre suçların ayrılarak görülmesinde imkansızlık derecesinde fiziki güçlük bulunması gerekçeleriyle reddedilmesi yönünde karar verilmesi istendi.
"Örgüt suçu sanıkları, aynı usül hükümlere göre yargılanmalı"
Recep Özcan, Ruken Başak, Serdal Adalı ve tutukluluk süresinin mahsup edilmesini isteyen Olgun Peker'in taleplerinin reddine karar verilmesi talep edilen mütalaada, özetlerine yer verilen "yargılamanın yenilenmesi" ve "infazların durdurulması" taleplerine ilişkin de, Aziz Yıldırım ve Olgun Peker hakkında, "şike" ve "teşvik primi" suçlarını işlemek amacıyla "suç örgütü kurup yönetmek" suçlarından verilen mahkumiyet kararının Yargıtayca 17 Ocak 2014'te onanarak kesinleşmesinden sonra, 21 Şubat 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6526 sayılı yasa ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 135 ve 140. maddelerinde değişiklik yapıldığı hatırlatması yapılarak, şu ifadeler kullanıldı:
"CMK'nın 135/6. maddesinde katalog suç olarak tanımlı, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma' suçunun çıkarıldığı, bu kapsamda suç örgütü kurduğu sabit görülerek hükümleri onanan Yıldırım ve Peker ile kurdukları örgütlere üye olmaktan ceza verilen, cezaları Yargıtayca bozulan bir kısım şahıslar ile haklarında suç örgütüne üye olmaktan beraat kararı verilip de cezalandırılması gerektiğinden bahisle suç örgütüne üye olma bakımından, bozulan beraat kararları nedeniyle haklarında bozma üzerine yapılacak yargılamada, yargılama tarihi itibariyle 6526 sayılı yasa ile değiştirilen usul hükümleri uygulanacağından, aynı suç örgütü bakımından suç örgütü kurma ve yönetimi ile suç örgütüne üye olma suçlarından iki farklı usül ile yargılama yapılıp, bu kapsamda delillerin değerlendirilmesi ve takdiri Yargıtay bozma ilamı ile ortaya çıkan bir durum olduğundan ve bu durumun yargılamada aynı olayları kapsayan ve aynı suç örgütlerinin sanıkları bakımından farklı delil değerlendirilmesi sonucu doğuracağı, yargılamada aynı eylemler nedeniyle ve aynı örgüt suçları bakımından yargılanan şahısların aynı usül hükümlerine göre yargılanması gerektiği, aksi taktirde Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olacağından, bu yönüyle yasal değişikliğin haklarında suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetme suçlarından mahkum Yıldırım ve Peker ile yine haklarında bu örgütlere üye olma suçlarından eylem ve suçları sabit görülüp hükmün açıklanması geri bırakılan kişilerle, suç örgütü üyeliğinden eylemi ve suçu sabit görülüp hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilip Yargıtayca onanan ve yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan İlhan Ekşioğlu ve Abdullah Başak ile talepte bulunmayan, tarafımızdan resen dikkate alınan aynı durumdaki diğer tüm hükümlüler hakkında yargılamanın yenilenmesi istemlerinin bu nedenle kabule değer görülmesi gerektiği değerlendirilmiştir."
"Sanığın beraati veya daha az ceza alması ihtimali olduğunda..."
CMK'nın 311 ve devamı maddelerinde, "yargılamanın yenilenmesi" talebinin, "ortaya konulan yeni olaylar ve yeni delillerin, önceki delillerle birlikte değerlendirilmesi" şeklinde kanuni açıklamayla amacının belirlendiği aktarılan mütalaada, "Bu kapsamda kesin hükümle sonuçlanmış hükümler bakımından, sonradan ortaya çıkan durum ile sanığın beraati veya daha az ceza alması ihtimali bulunduğunda, yargılamanın yenilenmesi gerektiği ilkesi kabul edilmiştir" denildi.
"Yargılamanın yenilenmesi" talebinin, hükümlü lehine veya aleyhine değerlendirilebilmesi için hükmün kesinleşmiş olması ve CMK'nın 315/2. maddesi gereği hatanın giderilebilmesini sağlayacak başka bir yol bulunmaması gerektiği belirtilen mütalaada, "İncelemeye konu hüküm bakımından talep sahiplerinin haklarındaki hükümlerin Yargıtayca onanarak kesinleştiği ve yargılamanın yenilenmesi dışında başka bir yolla yanlışlığın giderilmesinin mümkün olmadığı belirlenmiştir" ifadesi kullanıldı.
"Onanan hükümde, 'şike teşebbüsü'nden bahsedilmedi"
Mütaalada, Aziz Yıldırım hakkında, Karabükspor-Fenerbahçe, Fenerbahçe-Ankaragücü, Sivasspor-Fenerbahçe maçlarında "şike yapmak", Trabzonspor-Bursaspor, Eskişehirspor-Trabzonspor ve Trabzonspor-İstanbul Büyükşehir Belediye Spor (İBB) maçlarında ise "teşvik primi" suçlarını işlediğinin sabit görüldüğü ve bu yönde hüküm kurulduğu hatırlatılarak, Yargıtayca, ilk üç maçtataki eylemlerin "şike", diğer müsabakaların da "teşvik primi" suçu olarak kabul edildiği ve bu şekilde onandığı kaydedildi.
Onanan hükümde, Aziz Yıldırım hakkında hüküm kurulurken "şike" suçları bakımından "teşebbüs"ten bahsedilmediği vurgulanan mütalaada, Karabükspor-Fenerbahçe maçıyla ilgili Yıldırım'a, "şike" suçundan verilen cezanın da Yargıtayca onandığı hatırlatıldı.
"Şike" suçu bakımından Yargıtay ilamında, bu suçun, Aziz Yıldırım'ın Şekip Mosturoğlu'na, Mosturoğlu'nun Sami Dinç'e, Dinç'in Erdem Konyar'a, Konyar'ın da Emmannuel Emenike'ye "şike teklifi" iletmesi şeklinde işlendiğinin belirtildiğini aktaran mütalaada, "Maçta yapılacak 'şikeye teşebbüs'ün bu yolla talimatlandırıldığı, Emenike'nin hedef seçilerek gerçekleştirilmeye çalışıldığı kabul edilmiş olmasına rağmen, aynı maç bakımından aynı eylem, 'şikeye teşebbüs' iken, Aziz Yıldırım hakkında, 'tamamlanmış şike' suçu kabul edilip hükme esas alınmıştır" ifadesi yer aldı.
"Aynı suça farklı cezalar uygulanmış"
Karabükspor-Fenerbahçe maçında, "şike" suçu bakımından yargılanan futbolcu Emenike'nin beraat ettiği ve bu hükmün onandığı anımsatılan mütalaada, "Emenike'ye şike teklif eden kişi veya kişilerin eylemleri sabit bulunduğu takdirde, 'şikeye teşebbüs' suçundan ceza verilebileceği halde, Aziz Yıldırım hakkında hatalı olarak, 'şike' suçundan eylem sabit görülüp cezaya konu edilmiş ve hüküm de Yargıtayca onanıp kesinleşmiştir" denildi.
Aynı maç üzerinden, aynı örgütün amacı doğrultusunda işlendiği belirtilen "şike", "şikeye teşebbüs" ve "teşvik primi" suçlarının faillerinin, aynı eylem nitelendirmesi ile cezalandırılması gerekirken, söz konusu maçlarda bir sanık hakkındaki eylemin "şikeye teşebbüs" suçu olarak kabul edildiği belirtilen mütalaada, bir sanık için "tamamlanmış şike" suçunun, diğer sanık için "şikeye teşebbüs" ve başka bir sanık için de "teşvik primi" olarak kabul edildiği, aynı eylemle ilgili bazı sanıklara indirim uygulandığı ve diğer sanıklara da "şike" suçu kabul edilerek fazla cezai hüküm kurulduğunun anlaşıldığı dile getirildi.
"Maddi hatayla sanıklara fazla ceza verildi"
Mütalaada, aynı eylem bakımından, aynı maç üzerinden yapılan "şike" ve "teşvik primi" suçlarının hükümde karıştırılmasının, tek bir müsabaka nedeniyle haklarında hüküm kurulan sanıklar bakımından aleyhe sonuç doğurduğuna dikkat çekilirken, aynı şekilde birden çok müsabakada "şike" ve "teşvik primi" suçlarından 6222 sayılı yasanın 11/10. maddesinde belirtilen, "en ağır cezayı gerektiren fiilden dolayı verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadar arttırılarak tek cezaya karar verileceği" hükmü nedeniyle artırım bakımından eylem sayısı ve eylemlerin suç niteliğinin, sanıklar hakkında cezanın kişiselleştirilmesinde muhakkak etken olduğu ifade edildi.
6222 sayılı yasanın ilgili hükmüne göre sanıklar hakkında maddi hataya düşülerek fazla ceza tayin edildiği ve bu hükümlerin Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği bilgisi verilen mütalaada, "Maddi hataya dair hukuka aykırılığın giderilmesiyle sanıkların CMK'nın 311/1.e maddesinde belirtildiği şekilde daha hafif bir ceza uygulamasıyla mahkum edilmesini gerektirecek nitelikte olduğu ve hükmü kesinleşmiş kişiler bakımından da yargılamanın yenilenmesi dışında maddi hatanın giderilmesine yönelik başka bir yol bulunmadığı anlaşılmıştır" ifadesi kullanıldı.
"Emenike'nin dosyası istensin"
Daha önce bu dosyadan ayrılan ve Emenike hakkında beraatle sonuçlanmasının ardından kesinleşen davanın, "yargılanmanın yenilenmesi" talebinin değerlendirilmesinde gerekli olduğu belirtilen mütalaada, dava dosyası suretinin temin edilmesi gerektiği de aktarıldı.
Mütalaada, Trabzonspor Kulübü Derneği avukatlarınca, "hükümlülerin yaptığı itirazların reddi" yönündeki talebinin mahkemece değerlendirilmesi istenirken, Aziz Yıldırım ve Olgun Peker hakkında, "suç örgütü kurma" suçundan yargılamanın yenilenmesi isteminin talebe uygun olarka kabule değer görülmesi ve bu yönde karar verilmesi gerektiği anlatıldı.
-"Temyizde bulunmayan sanığa da "yeniden yargılama" talebi
"6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun"a göre, haklarındaki hükümler kesinleşen Aziz Yıldırım, Abdullah Başak, Ahmet Çelebi ve İlhan Yüksel Ekşioğlu hakkında yargılamanın yenilenmesi taleplerinin kabulüne karar verilmesi talep edilen mütalaada, Yıldırım ile birlikte Olgun Peker, İlhan Ekşioğlu, Abdullah Başak, Ahmet Çelebi ve Selim Kımıl bakımından da "infazın geri bırakılması"na ilişkin karar verilmesi istendi.
Mütalaada söz konusu 6 kişiden başka, savcılığın kendiliğinden işlemiyle, haklarında "suç örgütüne üye olma" suçlarından verilen hükümler ertelenen İlhan Ekşioğlu, Şekip Mosturoğlu, Alaeddin Yıldırım, Ali Kıratlı, Cemil Turhan, Tamer Yelkovan, Abdullah Başak, Aykut Aydın, Doğan Ercan, Hırçın Kımıl, Mesut Erdoğan, Özlem Tütüncü, Coşkun Çalık ve Samet Erdemir ile hakkında "suç örgütü kurma" suçundan mahkumiyet kararı verilen ve temyizde bulunmayan Selim Kımıl'ın da yeniden yargılanması talep edildi.
Mahkeme en geç bir hafta içinde karar verecek
Bu arada, dava dosyasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu toplam 17 kişiyle ilgili "yeniden yargılama", yine Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 6 kişiyle ilgili de "infazın durdurulması"na yönelik karar verilmesi talebinin dile getirildiği savcılık mütalaasıyla, sanıkların dilekçelerini değerlendirmeye başladığı ve en geç bir hafta içinde kararını açıklayacağı öğrenildi.
Karanını bir haftalık zamanı bulmadan da açıklayabileceği kaydedilen mahkeme heyeti, "yargılamanın yenilenmesi" ve "infazın durdurulması" talepleriyle birlikte, Trabzonspor Klübü Derneği ile Fenerbahçe Spor Kulübü Divan Kurulu üyesi Recep Özcan'ın, "hükümlerin infaz edilmesi" yönündeki taleplerini de değerlendirecek. - İstanbul