Franco Döneminin Mağdurları Onurlarını Arıyor
İspanya'da diktatör Franco'nun ölümünün ardından, 1977'de çıkan af yasasından sonra ilk kez Arjantinli bir yargıcın girişimiyle dönemin suçlularının yargılanmasına ilişkin hukuki süreç başlatıldı İşkence yapmakla suçlanan dönemin 4 İspanyol yetkilisi hakkında İnterpol'den arama ve tutuklama emri çıkarılması talebini ''umutla'' karşılayan Franco döneminin mağdurları, her şeye rağmen İspanyol hükümetinin işbirliğinin olmaması halinde bir sonuca varılamayacağını düşünüyor Franco döneminin mağdurlarından Maria Rumin: ''Biz, bizlere işkence yapanlarla yüz yüze gelmekten korkmuyoruz, halen bu işkencecileri koruyan devletin kurumlarından korkuyoruz''
Şenhan Bolelli - İspanya'da diktatör Franco döneminin (1939-1975) mağdurları, geçen bunca yıldan sonra "öç değil, kaybettiklerine inandıkları onurlarını" arıyor.
İspanya'da diktatör Franco'nun ölümünün ardından, 1977 yılında çıkan af yasasından sonra ilk kez Arjantinli bir yargıcın girişimiyle o dönemin suçlularının yargılanmasına ilişkin hukuki süreç başlatıldı.
Arjantinli yargıç Maria Servini de Cubria'nın, Franco döneminde işlenen insanlık suçlarına ilişkin açtığı soruşturmayla bağlantılı olarak, işkence yapmakla suçlanan dönemin 4 İspanyol yetkilisi hakkında İnterpol'den arama ve tutuklama emri çıkartılması talebini "umutla" karşılayan Franco döneminin mağdurları, herşeye rağmen İspanyol hükümetinin işbirliğinin olmaması halinde bir sonuca varılamayacağını düşünüyor.
Başkent Madrid'de, aralarında AA muhabirinin de bulunduğu bir grup yabancı gazeteciyle bir araya gelen Franco döneminin mağdurlarından Maria Rumin, Jesus Rodriguez Barrios ve Felisa Echegoyen, halen ülkelerinde "Francocu zihniyeti koruyan devlet kurumları olduğunu" savundu.
İspanya'da birçok Franco rejimi mağdurunun halen konuşmak istemediğini vurgulayan Maria Rumin, "Biz, bizlere işkence yapanlarla yüzyüze gelmekten korkmuyoruz, halen bu işkencecileri koruyan devletin kurumlarından korkuyoruz" dedi. 1975'in şubat ayında henüz 17 yaşındayken Franco rejimi karşıtı bir gösteriye katıldığı için 3 gün gözaltına alındığını anlatan 55 yaşındaki Maria Rumin, "Fiziki ve psikolojik işkence gördüm, dayak yedim. Hiç uyutmadılar, gelip gelip hep aynı şeyleri sordular. Onlara göre biz vatan hainiydik ve bize istedikleri herşeyi yapabileceklerini ima edip duruyorlardı" şeklinde konuştu.
"Sadece biz değil tüm İspanyol toplumu o dönemin kurbanı oldu" diyen Maria, "Tüm dünya bu işkencecilerin kim olduğunu ve neler yaptıklarını bilmeli" diye ekledi.
"Küçük Billy, Madrid'in yarısına işkence yaptı"
Yasa dışı toplantı organize etmek, gösteriye katılmak ve dernek üyesi olmak iddilarıyla üç kez gözaltına alındığı söyleyen Jesus Rodriguez de "Bizim yaşadıklarımızdan çok daha kötü olaylar oldu. Binlerce insan hayatını kaybetti, kaybolanlar, günlerce işkence görenler oldu. Bizler gibi şu anda konuşabilenler, 72 saatlik gözaltında dayak yiyip, psikolojik baskı gören o dönemin standart uygulamasının mağdurlarıdır. Franco döneminin diğer mağdurları halen korktuklarından konuşamıyorlar" açıklamasında bulundu.
27 yaşındayken evine zorla giren polislerce gözaltına alınan ve şuan 65 yaşında olan Felisa Echegoyen ise Arjantinli yargıcın yargılamak istediği 4 sanıktan biri olan eski polis müfettişi Antonio Gonzalez Pacheco'ya neden "Küçük Billy" denildiğini şu sözlerle anlattı: "Benim yaşıtım olan herkes onu bilir çünkü Madrid'in yarısına işkence yaptı. Kovboy filmlerindeki gibi tabancıyı parmağına dolayıp sallardı. Ondan dolayı böyle bir lakabı var."
Konuşmalarında sürekli olarak "öç değil onurumuzu arıyoruz" kelimesine vurgu yapan mağdurlar, " İspanya'da Franco dönemiyle ilgili tartışmaların mutlu sonu sizlere göre nedir?" sorusuna ise "İspanyol toplumunun tüm olanları tartışıp, devletinin Franco dönemini resmen kınaması ve de kültürel ve sosyal açıdan herşeyin bilinip, okullarda okutulması" cevabını verdi.
150 bin kayıp, 30 bin kaçırılmış bebek, 2 bin 269 toplu mezar
Öte yandan İspanyol meclisinde Franco dönemine ait bir "Gerçekler Komisyonu" kurulması için çalışan platformun direktörü Maria Garzon da "Arjantinli yargıcın, Franco döneminin suçlularını yargılama girişimi memnuniyet verici ama aynı zamanda utanç verici çünkü bu iş kendi ülkemizde, İspanya'da değil Arjantin'de yapılıyor" dedi.
İspanya'da Franco dönemine ilişkin soruşturma açan, ETA örgütüne karşı mücadele veren, Şilili diktatör Pinochet'in yargılanmasını sağlayan, Wikileaks'in kurucusu Julian Assange'nin avukatlığını üstlenen dünyaca ünlü İspanyol yargıç Baltasar Garzon'un kızı olan Maria Garzon da "Franco dönemine ilişkin İspanyol toplmunun artık daha fazla hassas olma vaktinin geldiğini" öne sürdü.
Maria Garzon, "Ben nasıl olup da bu zamana kadar İspanyol toplumu bu kadar sessiz kalabildi hayret ediyorum. Franco döneminde 150 bin kayıp insandan, 30 bin kaçırılan bebekten ve bugüne kadar sadece 390'ı açılmış 2 bin 269 toplu mezardan bahsediyoruz. Halen o dönemin kayıplarına ilişkin resmi kayıt bulunamıyor. Belediyeleri tek tek dolaşmak gerekiyor. İspanya bir an önce bu zamana kadar hiç açılmayan arşivlerini açıp, Franco dönemi ile yüzleşmeli ve gerçekler okullarda okutulmalıdır" görüşünü savundu.
Franco dönemine ilişkin bilgi alabilmek için özel bir ziyaretle İspanya'da bulunan, gönülsüz ve zorlama ile kaybolanlar üzerine araştırmalar yapan Birleşmiş Milletler heyetine de yardımcı olan Maria Garzon, uzmanlardan oluşan bu heyetin 2014 yılında İspanyol hükümetine tavsiye niteliği taşıyan bir rapor sunacağını belirtti.
Bu arada Arjantinli yargıcın yargılamak istediği 4 İspanyoldan 1'inin öldüğü, 67 ve 74 yaşları arasında olan diğer 3 kişinin ise İspanya'da yaşadıklarının tahmin edildiği bildirildi. - Madrid