Fosil Yakıtlara Çevreci Alternatif: Biyodizel ve Biyobenzin
Çevreye ve dünyaya büyük zararlar veren ve yavaş yavaş azalmaya başlayan fosil yakıtlar tüm dünyayı alternatif yakıt arayışına iterken, özellikle ulaşım alanında biyodizel ve biyobenzin alternatifleri öne çıkıyor.
Çevreye ve dünyaya büyük zararlar veren ve yavaş yavaş azalmaya başlayan fosil yakıtlar tüm dünyayı alternatif yakıt arayışına iterken, özellikle ulaşım alanında biyodizel ve biyobenzin alternatifleri öne çıkıyor. İstanbul Aydın Üniversitesi( İAÜ) Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri Bölümü'nden Öğr. Gör. Süleyman Şimşek de artık biyoyakıtlara daha çok önem verilmesi gerektiğinden bahsetti.
Ulaşım araçlarında kullanılan, petrolden elde edilen ve çevreye zarar veren konvansiyonel benzin ve dizelin alternatifini arayan dünya, çözümü atık yağlarda ve bitkilerde buluyor. Adına "biyoyakıt" denen ve atık yağlar ve bitkilerden üretilen bu ürün çevreye verilen zararı yüzde 50'lere varan oranda azalttığı gibi, inşaattan ısınmaya birçok farklı sektörde de kullanılarak tasarrufu da sağlıyor.
Biyodizel ve biyobenzinin başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkede teşvik edildiğine değinen Süleyman Şimşek de İAÜ olarak öğrencilerle birlikte laboratuvarlarda biyoyakıt ürettiklerini söyledi. Şimşek aynı zamanda, "Bütün dünyada biyoyakıt üzerine çalışmalar var. Özellikle Brezilya'da kendi ülkesinde kullanmış olduğu dizelin yaklaşık yüzde 30'unu biyoyakıt olarak üretiyor ve bunu da zorunlu kılıyor. Çoğu Avrupa ülkesi de artık biyoyakıtı zorunlu kılmaya başladı. Türkiye'de de biyoyakıt ile ilgili çalışmalar hızlı bir şekilde devam etmekte. Bazı fabrikaların atıklarından özellikle bitkisel fabrikaların atıklarını kullanıp alternatif yakıt olarak kullanabiliyoruz. Laboratuvarlarımızda hem öğrencilerimizi teşvik ediyoruz hem de onlarla birlikte bu biyoyakıtları üretiyoruz. Enerji açısından dışa bağımlı bir ülke olarak bizim de bu alternatif enerji kaynaklarına yönelmemiz menfaatimize olur" dedi.
Çevreci yakıt biyodizel
Biyodizel ve biyobenzinin çok daha çevreci olduğuna dikkat çeken Şimşek, "Şuanda kullanılan fosil yakıtlar ömrünü tüketmek üzere. Alternatif yakıtlara dönüş sağlamamız gerekiyor. Fosil yakıtlar özellikle petrol ürünü olan dizel yakıtlarda bulunan büyük miktardaki karbonmonoksit ve karbondioksit ile azotlu ve kükürtlü gazlar, hem insanların soluduğu havayı zehirliyor hem de sera etkisini arttırıyor. Ozon tabakasına olumsuz etkiler biyodizel kullanımında dizel yakıta nazaran yüzde 50 daha az. Ayrıca, biyodizelin sudaki canlılara karşı herhangi bir toksik etkisi bulunmuyor. Buna karşılık 1 litre ham petrol 1 milyon litre içme suyunun kirlenmesine de neden olabiliyor. Zira biyodizel suda 28 gün içinde yüzde 95 oranından çözünebiliyor. Petrolden üretilen dizel yakıtlarda ise bu oran en fazla yüzde 40'ta kalıyor. Bu yüzden biyoyakıt bitkisel, kullanılmış ve hayvansal yağlardan üretildiği için çevre temizliğine de dolaylı yoldan da katkı sağlıyor" şeklinde konuştu.
"Tarım ekonomisi de olumlu olarak etkilenecek"
Biyoyakıt üretimi ile birlikte tarım ekonomisinin de olumlu olarak etkileneceğini vurgulayan Şimsek, "Biyodizel ve biyobenzin üretiminin en favori ürünlerinden olan soya fasulyesi, aspir, kanola ve ayçiçeği gibi ürünlerin üretiminin desteklenmesi, son dönmelerde sıkıntılı günler yaşayan tarım sektörünün de yüzünün gülmesine sebep olabilir. Tarım ekonomisinin bu alanda gelişmesi sayesinde köyden kente göçün önlenmesi, hatta tersine göçün özendirilmesi dahi mümkün. Bunun yanı sıra günümüzde petrol kaynakları sınırlı bölgelerde mevcut ve hızla azalıyor. Ancak biyoyakıt teknolojisiyle her ülke kendi petrolünü kendi üretiyor diyebiliriz. Bu sayede petrol yüzünden çıkan sorunların bir nebze de olsa azalabileceğini söyleyebiliriz. Ayrıca, biyoyakıt, petrole olan bağımlılığı da azalttığı için stratejik olarak da önemli bir ürün" ifadelerini kullandı.
Araçların biyodizele göre dizayn edilmesi
Şimşek biyodizel ve biyobenzin kullanılacak araçların motor ve akaryakıt aksamlarının buna göre dizayn edilmesi gerektiğini de söyleyerek, "Zira biyodizel, petro-dizele göre soğuk havalardan daha çabuk etkileniyor ve daha çabuk donuyor. Bunun önüne geçebilmek için de yüzde 20 biyodizel, yüzde 80 petro-dizel kullanılması öneriliyor. Ayrıca biyodizelde yakıt tüketimi, hacim esasında yüzde 11, ağırlık esasında ise yüzde 5-6 daha fazla. Saf biyodizel kullanımında motor malzemelerinin, özellikle yakıt sistemindeki hortum, bağlantı elemanı ve contaların biyodizele uygun seçilmesi, uygun seçilmesi, uygun değilse değiştirilmesi gerekir" diye konuştu.
Şimşek son olarak da, "Bence ülkemizde Enerji Bakanlığı'nın alternatif yakıtların yani biyodizellerin ve biyoyakıtların üzerlerinde durması gerekiyor. Şu anda otomotiv üzerine çalışan bütün arkadaşlarımız ve akademisyenlerimiz biyodizel ve biyoyakıt üretiminin nasıl olduğunu biliyorlar ve üretiyorlar. Bu üretimden ülkemiz adına elde ettiğimiz kazançlar var. Ülkemiz adına bu değerleri daha da ileriye götürmek için Enerji Bakanlığı'mızın ve devletimizin destek vermesi gerekiyor" dedi. - İSTANBUL