Filistinli yönetmen Alasttal, ülkesindeki sanatçıların İsrail tarafından kasten hedef alındığını söyledi Açıklaması

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

"Gazze'nin Onuru İçin" isimli belgeselin Filistinli yönetmeni Iyad Alasttal, eserleriyle Tel Aviv hükümetinin suçlarını gün yüzüne çıkaran Filistinli sanatçıların İsrail ordusu tarafından kasıtlı olarak hedef alındığını belirtti.

" Gazze'nin Onuru İçin" isimli belgeselin Filistinli yönetmeni Iyad Alasttal, eserleriyle Tel Aviv hükümetinin suçlarını gün yüzüne çıkaran Filistinli sanatçıların İsrail ordusu tarafından kasıtlı olarak hedef alındığını belirtti.

Fransız Liberation gazetesinde 12 Mayıs'ta yayımlanan "(Film Festivali) Cannes'da Gazze'deki dehşet susturulmamalı" başlıklı bildiriye sinema dünyasından 300'den fazla kişi destek verdi.

Filistinli yönetmen Alasttal'ın da destek verdiği bildiride, " Gazze'de soykırım devam ederken sessiz kalamayız." ifadesine yer verildi.

Gazze'de büyüyen Filistinli yönetmen Alasttal, sinema eğitimini Fransa'da aldı.

Eğitimini tamamladıktan sonra Gazze'ye dönen Alasttal, Filistinlilerin günlük hayatını konu alan "Gazze Hikayeleri" başlıklı belgesel serisini 2019'da çekmeye başladı.

Alasttal, yaklaşık 250 bölümlük "Gazze Hikayeleri" projesi kapsamında, 2019'dan Ekim 2023'e kadar Gazze'de sanatçılar, gençler, çocuklar ve kadınların rolü gibi farklı konulara odaklandı.

Filistinli yönetmenin, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları başladıktan sonra çektiği " Gazze'nin Onuru İçin" isimli belgeselinin ilk gösterimi 27 Mayıs'ta Fransa'nın başkenti Paris'te, Arap Dünyası Enstitüsünde (IMA) yapılacak.

Gazze'den Şubat 2024'te ayrılan ve halihazırda Fransa'da yaşayan Alasttal, bildiriyi neden desteklediğini ve Gazze merkezli projelerini AA muhabirine anlattı.

Gazze'de yaşananlar karşısında sessiz kalamayacağı için Liberation'da yayımlanan bildiriyi imzalamaya karar verdiğini dile getiren Alasttal, "Filistinlileri, onların haklarını savunmak ve Gazze'de yaşananları sonlandırmak için bugün elimizdeki tüm imkanları seferber etmeliyiz." dedi.

Alasttal, sanatçı, gazeteci veya kim olursa olsun herkesin, bu konuda tarih karşısında sorumluluğu olduğunu vurgulayarak "Bu savaşı durdurmaya katkı sağlamazsak bu savaşın suç ortağı olmuş oluruz." ifadesini kullandı.

Söz konusu bildirinin uluslararası arenada etkisi olmasını ümit ettiğini söyleyen Alasttal, "Bugün Cannes (Film) Festivali'nden bahsediyoruz, burası eserlerini sergilemek için yüzlerce, binlerce sanatçının bir araya geldiği bir yer. Onların da sanatçı, yönetmen ya da komedyen olsun, meslektaşlarının mesajını duymaları önemli." değerlendirmesinde bulundu.

Sanatçılar, hayat öyküleriyle toprağa gömülen Filistinlilerin hikayelerini eserlere dönüştürüyor

Alasttal, Filistinli sanatçıların sanatı bir direniş biçimi olarak kullandığını belirterek şöyle devam etti:

"Sanatçılar, Filistin toplumunun bir parçası oldukları için İsrail ordusu tarafından kasıtlı olarak hedef alınıyor. Çünkü günümüzde ister Gazze'de ister Batı Şeria'da olsun, Filistinli bir sanatçı, yazılarıyla, eserleriyle, sinema filmleriyle, bir şarkı ya da şiir aracılığıyla İsrail ordusunun işlediği suçları gün yüzüne çıkarıyor. (Sanatçılar) Bu yüzden bugün İsrail ordusunun hedefi haline geldiler."

Alasttal, hayatını kaybeden Filistinli sivillerle beraber toprağa birçok hikayenin de gömüldüğünü söyleyerek sanatçıların bu hikayeleri bir filme, bir şarkıya veya romana dönüştürdüğünü kaydetti.

Filistinli yönetmen, "Bugün yalnızca bir askeri savaş yok. Bu ayrıca bir enformasyon savaşı, bir dezenformasyon savaşı." diye konuştu.

İsrail saldırıları başladığından bu yana bir yandan dünyada "Filistinlilerin, İsrailli çocukları öldüren hayvanlar" şeklinde nitelendirildiğini ancak bunun doğru olmadığını vurgulayan Alasttal, diğer yandan, İsrail'in işlediği bazı suçların medyada ele alınmadığına işaret etti.

"Bir bebek neden gıdadan, mesela bir kutu sütten mahrum bırakılır?"

Alasttal, Fransa'da tanıdığı sanatçı ve yönetmenlerden ödül aldıkları zaman, onlardan Filistinlilerin sesi olmalarını istediğini aktardı.

İsrail'in Filistinlileri Gazze'yi terk etmeye zorlamak için açlık dahil tüm imkanları kullandığının altını çizen Alasttal, şunları kaydetti:

"Bir bebek neden gıdadan, mesela bir kutu sütten mahrum bırakılır ki? Gerçekten anlamıyorum. Yaşlı bir insanın, hamile bir kadının beslenmesi, İsrail ordusu için ne gibi bir tehlike arz ediyor?"

Alasttal, "Filistinlilerin unu, ekmeği, sebzesi, hatta ilacı kalmamıştı." diyerek Gazzelilerin başka imkanları olmadığı için yabani otlar ve hayvan yemi tüketmek zorunda kaldığını anlattı.

Iyad Alasttal, "Gazze Hikayeleri" projesiyle medyada Gazze'nin gösterilmeyen yanlarını göstermek istediğini ifade ederek "Burada ve özellikle Avrupa'da, Gazze'den bahsedildiğinde yalnızca bombardımanlar, saldırılar, şiddetten bahsediliyor ve günlük hayat (konusu) işlenmiyor. Bu nedenle Gazze Hikayelerini yapmak aklıma geldi." ifadelerini kullandı.

"Bu belgeselde tek bir nefret sözü yok"

Belgesel serisi kapsamında görüştüğü kişilerle İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları başladıktan sonra yeniden çekim yaparak yaşananların hayatlarını nasıl değiştirdiğini görmek istediğini söyleyen Alasttal, bu süreçte, Gazze'de yerinden edilenlerin hikayesini konu alan "Gazze'nin Onuru İçin" başlıklı belgeseli çektiğini belirtti.

Belgeselinde Gazzeli bir çocuğun, İsrail saldırıları öncesinde cuma günleri ailesiyle bir araya gelip yemek yediğini anlattığını aktaran Alasttal, "Şimdi hepsi açlık içinde, yiyecek bir şeyleri yok." dedi.

Alasttal, Gazze'de hayatın nasıl bir şeye dönüştüğünü görmek için herkesi belgeseli izlemeye davet ederek "Bu belgeselde tek bir nefret sözü yok. Bu belgeselde, sadece normal insanlar, sanatçılar, kadınlar, genç kızlar, gazeteciler konuşuyor, gerçekleri, bir savaş ortamını anlatıyor ve savaş öncesi Gazze'nin nasıl bir yer olduğunu tarif ediyor." diye konuştu.

Kaynak: AA / Esra Taşkın - Güncel
title