Filistin'den Unesco'ya "Harem-i İbrahim Camisi'nin Korunması" Çağrısı
Filistin yönetimi Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'ne (UNESCO) işgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bulunan ve sık sık İsrail'in ihlallerine maruz kalan "Harem-i İbrahim Camisi'ni koruma" çağrısında bulundu.
Filistin yönetimi Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'ne (UNESCO) işgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde bulunan ve sık sık İsrail'in ihlallerine maruz kalan "Harem-i İbrahim Camisi'ni koruma" çağrısında bulundu.
Filistin Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Yahudi yerleşimcilerin sık sık Harem-i İbrahim Camisine baskınlar düzenleyerek cami avlusunda ayin düzenlediği belirtildi.
Hanuka Bayramını kutlayan yerleşimcilerin dün de Harem-i İbrahim Camisi'nin içine Yahudiliğin sembolü olan yedi kollu şamdan koyduğu aktarılan açıklamada, İsrail'in Harem-i İbrahim Camisi'ne yönelik ihlalleriyle mücadele için UNESCO'dan üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi istendi.
Açıklamada ayrıca uluslararası toplum ve ilgili kuruluşlardan kutsal mekanların korunması için acil harekete geçmeleri talep edildi.
UNESCO Dünya Miras Komitesi, geçen yıl, Harem-i İbrahim Camisi ve caminin içinde bulunduğu Eski Şehir bölgesinin "Filistin'e ait tehlike altındaki dünya mirası" olarak Dünya Miras Listesi'ne eklenmesine karar vermişti.
Harem-i İbrahim Camisi
Harem-i İbrahim Camisi'nin altında yer alan mağarada Hazreti İbrahim ve hanımının kabirlerinin yanı sıra Hazreti İshak, Hazreti Yakup, Hazreti Yusuf ve hanımlarının mezarları bulunuyor.
İsrail'in 1967 yılından beri işgal altında tuttuğu Batı Şeria'da bulunan cami, 25 Şubat 1994'te sabah namazını kılan Müslümanların üzerine ateş açan Yahudi bir fanatiğin eyleminden sonra kapatılmış ve yeniden açıldığında ise yarısından fazlası Yahudilere tahsis edilmiş şekilde ikiye bölünmüştü.
Tarihe "El Halil Camii (Harem-i İbrahim) Katliamı" olarak geçen saldırıda 29 Filistinli şehit olmuş, 150'den fazla kişi yaralanmıştı.
Hazreti İshak ve hanımının bulunduğu kabirler Müslümanlara ayrılan kısımda kalmış, diğerleri ise Yahudilere ayrılan ve sinagoga çevrilen bölümlerde bırakılmıştı.
Caminin bölünmüş kısımları yılda onar gün karşılıklı olarak Müslüman ve Yahudi ziyaretçilere açılıyor.