Fetö'ye Finans Sağlama" Davası
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) için "himmet" adı altında müteahhitlerden para topladığı öne sürülen 5 kişinin "silahlı terör örgütüne üye olmak", "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet" ve "zimmet" suçlarından yargılanmasına devam edildi.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) için "himmet" adı altında müteahhitlerden para topladığı öne sürülen 5 kişinin "silahlı terör örgütüne üye olmak", "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet" ve "zimmet" suçlarından yargılanmasına devam edildi.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Kenan Ünal, tutuksuz sanıklar Mesut Güneş, Mülazım Ünal, İlker Kılgöz ve Mustafa Erkul ile sanıkların avukatları katıldı.
Duruşmada bazı tanıkların beyanı alındı.
Tanık Alper Şahin, inşaat malzemesi ticareti yaptığını, sanıklardan Mesut Güneş ile ticari ilişkisi olduğunu kaydetti.
Şahin, "Benden, Fetullah Gülen cemaati olarak bilinen grubun bir talebi olmadı. Ama kim olduklarını bilmediğim kişiler, zaman zaman gelerek burs, kurban, ayni yardım talebinde bulundular, vermedim. İddianamede bahsedilen olaylarla ilgim yok." dedi.
Tanık Deniz Güneş de müteahhit olduğunu, sanıklardan Mesut Güneş'in vasıtasıyla sohbetlere gitmeye başladığını bir süre sonra cemaatin kendisini mütevelli yaptığını anlattı.
Güneş, Mahkeme Başkanı Cafer Aşık'ın "Mütevelli ne demek?" sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Hali vakti yerinde olan insanlardan bir grup oluşturulur. Bu, bir bölgenin mütevellisi olur. Bir nevi sponsorluk yapar. Para istenir, kendi ceplerinden veya çevreden toplayarak bulurlar. Para alınanlar cemaate kazandırılmaya çalışılır. Toplanan paralar mütevelli sorumlusu cemaat mensubuna verilir. Mütevelli içinde olanın görevi vardır, kimi burs işine bakar kimi başka iş yapar. Bu mütevellilere bazı öğrenci evleri de zimmetlenerek ihtiyaçları karşılanır."
"Bu yapıya 2 trilyonun üzerinde para verdim"
İşlerinin 2006'da bozulmasıyla sıkıntı yaşamaya başladığını belirten Güneş, "himmet" olarak para istendiğini ancak veremeyecek durumda olduğunu belirtmesi üzerine, "paran yoksa çek ver" denildiğini ileri sürdü.
Güneş, "300 bin lira istediler. Bir ay arayla çek verdim. Ödeyemedim. Bankalar aradı, arkası yazıldı. 'Allah rızası için, verdiğim çeki neden yazdırdınız?' dedim. 'Başkasına verince ödeyemeyince yazdırmıyor mu' dediler. Feleğim şaştı. Olaydan sonra bu yapıyla irtibatımı kopardım. Mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Verdiğim paralar yerine gitmemiş. Bu yapıya 2 trilyonun üzerinde para verdim, o zamanın parasıyla. Bu dava da şikayetim için üzerine açıldı." ifadelerini kullandı.
Söz alan sanık Mustafa Erkul, tanığın yalan söylediğini savunarak, "Bırakın vermeyi 2 trilyon sermayesi var mı, araştırılsın." dedi.
Bunun üzerine de Güneş, "10 trilyonun üzerinde gayrimenkul sattım." karşılığını verdi. Diğer sanıklar ile sanık avukatları da tanığın yalan söylediğini savundu.
Tutuklu sanık Kenan Ünal, suçsuz olduğunu ileri sürerek, beraatini talep etti.
Mahkeme, ara kararında tutuklu sanık Ünal'ın adli kontrol kararıyla tahliyesine, bazı eksiklerin de giderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
İddianame
İddianamede sanık Kenan Ünal'ın, "FETÖ'nün Keçiören müteahhitler ağabeyi olduğu", sanıkların "mütevelli heyeti oluşturup, müteahhit ve bağlantılı esnaflardan para topladığı" öne sürülüyor.
Sanıkların, FETÖ için ekonomik kaynak topladıkları, bunları, örgütün okullarına ve kurumlarına aktardıkları bildirilen iddianamede, "mütevelli heyetinin, toplanan paraların önemli kısmını da mal varlığı olarak elinde tuttuğu" savunuluyor.