Fetö'ye Bağlı Dernek, Operasyonları Önceden Öğreniyordu
Ankara'da, "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmak" suçlamasıyla 52 avukat hakkında açılan davanın sanıklarından Murat Araç, Hukuk ve Hayat Derneğinde görev alan avukatların örgüte yönelik operasyonları önceden öğrendiklerini, cemaate yapılan operasyonların...
Ankara'da, "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmak" suçlamasıyla 52 avukat hakkında açılan davanın sanıklarından Murat Araç, Hukuk ve Hayat Derneğinde görev alan avukatların örgüte yönelik operasyonları önceden öğrendiklerini, cemaate yapılan operasyonların tamamında şüphelilere derneğin avukat sağladığını belirtti.
Araç'ın soruşturma aşamasında alınan ifadeleri, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesine açılan davanın iddianamesinde yer aldı.
Buna göre 15 Ağustos 2016'da tutuklanan Araç, daha önce Ankara Emniyet Müdürlüğünde verdiği ifadede, 2001'de aynı davanın sanıklarından avukat Hayrettin Açıkgöz'ün daveti ile "Fetullah Gülen cemaatinin sohbetlerine gitmeye başladığını", "bu sohbetlere avukatlardan Adnan Şeker, Nurullah Albayrak, Melik Bayat'ın da katıldığını" anlattı.
Araç, "abi" olarak tanımlanan kişilerin, sohbetler sırasında "cemaat davaları" diye adlandırılan, kendilerinin takip ettiği davalar hakkında konuşmadıklarını ifade ederek "Bu abiler başka zamanlarda benim büroma bizzat gelerek takip edilen davalar konusunda bilgi alırlardı. Telefon etmezlerdi." bilgisini verdi.
Fetullah Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak'ın yanı sıra Melik Bayat ve Hayrettin Açıkgöz ile 2008'de Hukuk ve Hayat Derneğini kurduklarını aktaran Araç, "Dernek ilk kurulduğunda her kesimden üyelerden oluşmaktaydı. Sonradan bu dernekte cemaat aktif olmaya başladı. Dernek başkanının kim olacağına cemaat karar veriyordu. Cemaat kimi isterse o başkan oluyor, başkan da ona göre yönetim kurulunu oluşturuyordu." beyanında bulundu.
"Operasyonlar önceden biliniyordu"
Sanıklardan Açıkgöz'ün 2015'te gönderdiği ByLock uzantısını, telefonuna kurarak 4-5 ay kullandığını, onu sildikten sonra Tango adlı programı kullanmaya başladığını anlatan Araç, şu bilgileri verdi:
"Bu program, herkesin kullandığı Tango programı değil. Simgesi aynı fakat içeriği ByLock'a benzer bir yazışma programıydı. Bu programı Açıkgöz telefonuma kurmuştu. Programların açılmasında karmaşık şifre kullanıyordum. ByLock ve Tango isimli programlar üzerinden yazılan mesajlar silindiğinde bir daha geri getirilemeyeceğini Açıkgöz, Albayrak ve Bayat söylüyorlardı. 'Bu gizlilik niye?' diye sorduğumda 'Bizim de telefonlarımız dinleniyordur. Bu sebeple bu programları kullanıyoruz.' demişlerdi."
KPSS soruşturmasında ByLock üzerinden iletilen iki kişinin avukatlığını üstlendiğini belirten Araç, şöyle devam etti:
"KPSS operasyonları yapılmadan birkaç gün önce operasyon yapılacağı dernek sekretaryasından bana haber veriliyordu. Operasyon yapıldığında da yakalanan şahısların sorgusuna (avukat olarak) kimin gireceği dernek tarafından ayarlanarak bize liste gönderiliyordu. Ben ve diğer avukatlar emniyete gidiyorduk."
Usulsüz telefon dinlemesine ilişkin operasyon düzenleneceğinin de dernek tarafından önceden bildirildiğini ifade eden Araç, şunları aktardı:
"Nurullah Albayrak, Hayrettin Açıkgöz ve sohbet grubu abisi diye belirttiğim Mahmut isimli kişiler, cemaate yapılacak operasyonları önceden haber aldıklarını, kimlerin alınacaklarını önceden bildiklerini söylüyorlardı. ByLock üzerinden bana dernek tarafından gönderilen mesajlardan da önceden haber alındığını biliyorum. Cemaate yapılan operasyonların tamamında şüphelilere avukat teminini Hukuk ve Hayat Derneği sağlıyordu."
" Ferhat Sarıkaya'nın sigortasını iş adamı üstlendi"
Araç, 2008-2009'da Fatih Üniversitesinde hukuk müşaviri olan ve Nurullah Albayrak vasıtası ile tanıdığı O.K. adlı kişinin o dönemde meslekten ihraç edilen Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'yı kendi ofisine getirdiğini bildirerek şunları kaydetti:
"O zaman Sarıkaya'yı tanımıyordum, O.K. tanıştırdı. Sarıkaya'nın meslekten ihraç edildiğini ve kendilerinin de Sarıkaya'ya sahip çıktıklarını söyledi. Çocuklarından birisinin tedavi gördüğünü, SSK kaydının yapılması gerektiğini söyleyerek benim ofisimde sigortalı göstermek istediler. Ben de çocuğunun durumuna acıdığım için kabul ettim ve benim ofisimde Sarıkaya'yı sigortalı çalışan olarak SSK kaydını yaptırdım. Yaklaşık bir yıldan biraz fazla benim iş yerimde sigortalı görüldü. O.K, 'Sarıkaya'nın sigorta parasını bir iş adamı üstlendi' dedi. O.K. bana parayı veriyor, ben de sigorta ücretini yatırıyordum. Sigorta parasını üstlenen iş adamının kim olduğunu bana söylemedi."