Fetö Sanığı Sat'çılar ile "Mahrem İmamları"Nın Davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Sualtı Taarruz (SAT) ile Kurtarma ve Sualtı Komutanlıklarında görevli 38 asker ile bu personelden sorumlu sözde "Deniz Kuvvetleri Yapılanması"nın mahrem imamı konumundaki 14 sivilin de aralarında bulunduğu 42'si tutuklu 52...
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Sualtı Taarruz (SAT) ile Kurtarma ve Sualtı Komutanlıklarında görevli 38 asker ile bu personelden sorumlu sözde "Deniz Kuvvetleri Yapılanması"nın mahrem imamı konumundaki 14 sivilin de aralarında bulunduğu 42'si tutuklu 52 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binada görülen duruşmada, savunma yapan tutuklu sanık Kerem Baş, SAS'ta görevli, grup komutanlığında en düşük seviyeli personel olduğunu söyledi. Eski binbaşı Hakan Egemen'in kendisinin tim komutanı olduğunu aktaran Baş, daha önceki koruma görevlerini Egemen'in emriyle yaptığını savundu.
Sanık Baş, 16-17 Temmuz'da koruma görevini gerçekleştirdiğini, 21 Temmuz'a kadar görev yaptığını, ihbar mektubunda kendisine iftira atıldığını iddia etti.
Olay günü komutanlığa Egemen'in emriyle gittiğini öne süren Baş, "Hakan Egemen ile bina girişinde karşılaştık, bana içeride beklememi söyledi, bekledim. Hakan Egemen 'görev iptal dağılın' dedi. Evime gitmek üzere dışarı çıktım, Kavacık'ta çok trafik vardı. O sırada bir yüzbaşı tarafından WhatsApp'ta 'birliğe gelmenize gerek yok' denildi. Darbe girişimini televizyondan öğrendim. SAT komutanlığında harp akademilerinde görevlendirilmedim. Kimsenin görevlendirildiğine de şahit olmadığım. Silah ve malzemelerle hiçbir ilgim yoktur." dedi.
Sanığın daha önce verdiği ifadesini okuyan Mahkeme Başkanı Ali Öztürk, Üsküdar'dan cep telefonundan baz bilgisinin alındığını ve iddianamede yer alan evde toplanıldığını hatırlatarak, bu eve gidip gitmediğini sordu, sanık Baş da ilgili eve gitmediğini savundu.
Sanığın olaya ilişkin sorulara farklı cevaplar vermesi üzerine başkan Öztürk, "15 Temmuz'daki olayı soruyorum ben sana. 16-17'sindeki olayları sormuyorum. Benim zekamla alay etme. Ben sana ovayı soruyorum, sen dağlardan bahsediyorsun." dedi.
Sanık Baş, daha önce verdiği ifadeleri reddetti.
"Bylock'taki talimatlarına göre savunma yaptın"
Tutuklu sanık Fahri Özdemir, savunmasında, Sualtı Savunma Grup Komutanlığı'nda görevli olduğunu söyledi. Hakan Egemen'in grup ve tabur komutanı olduğunu, izninin Egemen tarafından iptal edildiğini, sebepsiz yere izinden çağrıldığını komutanına söylediğini anlatan Özdemir, 11 Temmuz'da ağustos ayında Amerika'da yapılacak eğitim emrinin kendilerine tebliğ edildiğini, emirdeki sayı kadar patlayıcı ve mühimmatı cephaneden izinle aldığını öne sürdü.
Sanık Özdemir, birliğinde kaybolan silah olmadığını, 15 Temmuz'da Anadolu Kavağı'nda yemeğe katıldığını daha sonra Egemen'in SAT'a gitmesini emrettiğini ve subay salonuna gittiğini ifade ederek, "WhatsApp'tan tankların köprüyü kapattığı mesajı geldi, daha sonra Hakan Egemen, görevi iptal etti, 'herkes evine gitsin' dedi. SAT Komutanlığından çıkarken herhangi bir silah almadım. Tarafıma bir görev verilmedi. Toplanma mesajı gelince, birliğe intikale geçtim. Egemen, 'ailesi tehlikede olan evinde kalsın, olmayan birliğe gelsin' dedi. Evde televizyondan durumu öğrendim. Ailem dışarıda olduğu için çok korktum. Eşim babasının evine varınca uyudum. Ertesi gün birliğimde nöbet tuttum." şeklinde konuştu.
Mahkeme Başkanı Öztürk, "Askersin. Darbeye karşı vatandaş bile sokağa çıkmış, kendini yükümlülükte hissetmedin mi?" diye sordu. Özdemir, "Yükümlülüğümüz var, sıradan bir kuvvet değiliz. Benim komutanım devletin bekası için hazırda beklememi söylerse ben beklerim. Bu benim vatan sevgimle alakalı değil." diye yanıtladı.
Başkan Öztürk'ün "Mahrem imam olduğu iddia edilen Önder Yılmaz'ın evinden sinyal almış telefonun, Üsküdar'daki evinden sinyal alınmış. İddianamede bu konuya yer verilmiş, tanıyor musun bu kişiyi?" sorusuna, sanık "Tanımıyorum" yanıtını verdi.
Bunun üzerine Öztürk, "Daha önce birçok kişinin savunmasını aldık. Elimizde daha önceki davalarda gördüğümüz ByLock kayıtları var. Bu kayıtları incelediğimizde 'sıralama şekline göre savunma yapın, böyle işkence gördüm' deyin diye talimatlar veriliyor. Sen de bu sıralamaya göre ifade verdin. Senin savunman da bu denilenlerle paralellik arz ediyor. Sana biri böyle talimatta bulundu mu?" dedi. Özdemir, "Ben bu şekilde savunma yapmadım." savunmasını yaptı.
Bir diğer tutuklu sanık Eyüphan Kılıç da savunmasında, 13 Temmuz günü 15 Temmuz için bir görev olduğunun Hakan Egemen tarafından kendisine söylendiğini, Sualtı Komutanlığı'na gittiğinde bir hareketlilik olduğu ve görevin iptal edildiğinin kendisine aktarıldığını ifade ederek, "Hakan Egemen'e ne görevi olduğunu sorduk, bize koruma görevi olduğunu ancak görevin iptal edildiğini söyledi. Barış Yortamlı'yla oradan ayrıldık. Telefonun yanında olmadığını söyledi, eve gittik Beykoz'a. 'Birliğe dönün' mesajları gelince komutanlığa döndük. Birliğin koruması maksatlı görevlendirildik. Sabaha kadar nöbet tuttuk. Daha sonra gözaltına alındık." şeklinde konuştu.
Bir kısım tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasının ardından duruşma yarına ertelendi.