Haberler

Fetö Sanığı Sat'çılar ile "Mahrem İmamları"Nın Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Sualtı Taarruz (SAT) ile Kurtarma ve Sualtı Komutanlıklarında görevli 38 eski asker ile bu personelden sorumlu sözde "Deniz Kuvvetleri Yapılanması"nın "mahrem imamı" konumundaki 14 sivilin de aralarında bulunduğu 42'si tutuklu...

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Sualtı Taarruz (SAT) ile Kurtarma ve Sualtı Komutanlıklarında görevli 38 eski asker ile bu personelden sorumlu sözde "Deniz Kuvvetleri Yapılanması"nın "mahrem imamı" konumundaki 14 sivilin de aralarında bulunduğu 42'si tutuklu 52 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşmasında, sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binada yapılan duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Osman Demir, gözaltındayken baskı gördüğü ve tehdit edildiği için korkarak ifade tutanağını imzaladığını iddia etti.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Ali Öztürk, "Asker olarak bu kadar korkarsanız vah bu ülkenin haline." dedi.

Sanık Demir, 2014'te sualtı savunma (SAS) komandosu olduğunu, 15 Temmuz'da bir gün önce Hakan Egemen'den aldığı izin üzerine alışveriş merkezine gittiğini, eve döndüğü sırada radyodan köprülerin kapandığını duyduğunu anlatarak, mesaj gelince birliğine dönmek istediğini, telefon görüşmesinden sonra birliğine gitmediğini, eve geçemeyince dışarıda kaldığını, sabah Levent Özcan'ın evine gittiğini söyledi.

Birkaç saat istirahat ettikten sonra Leven Özcan'ın evinden çıktığını ve Fatih'teki evine gittiğini aktaran sanık Demir, "15-23 Temmuz arasında birliğime çağrıldım, mesaime devam ettim. 24 Temmuz'da gözaltına verildim. Meslekten atıldım. İddianamedeki üzerime atılı iddiaları tamamen reddediyorum. İddianamede, SAT Grup Komutanlığı'na gidip, silah aldığım iddiaları var. Bu iddiaları kabul etmiyorum." dedi.

Başkan Öztürk'ün, "Görüntülerde senin silah ambarına giriş çıkış yaptığın tespit edilmiş. Ne amaçla girdin?" şeklindeki sorusu üzerine sanık Demir, "O cephaneliğin önünden geçtiğimizde selam vermemiz gerekir. Birliğimde bulunduğum sürece ambarlara girerim." diye konuştu.

Tutuklu sanık Ahmet Güngör de savunmasında, daha önce verdiği ifadeyi baskı altında imzaladığı gerekçesiyle kabul etmediğini söyledi. Güngör, 15 Temmuz 2016'dan birkaç gün önce internetten araç beğendiğini, araç sahibiyle Ümraniye'de buluşmak için sözleştiğini ancak aracı almaktan vazgeçtiğini, 2-3 saat diğer araçlarına baktığını, oradan ayrıldığını anlattı.

Kavacık'ta akşam yemeği yediğini dile getiren sanık Güngör, görev yeri Bursa'ya dönmek için otobüs beklediğini ancak otobüslerin gelmediğini, kendisine yakın olan arkadaşı Levent Özcan'ı aradığını, Özcan'a kalmak için gittiğini ifade ederek, "Eve gittiğimde Murat Binbaşı da vardı. Eve gidemediğini, köprü trafiği açılınca eve gideceğini söyledi. Haberlerden darbe olduğunu öğrendim. 15-20 dakika sonra Bilal Özel ile Hüseyin Yazıcı da eve geldi, karşıya geçemedikleri için onlar da gelmiş, sonra yattım. Ertesi gün Erdek'e gittim. Kesinlikle darbeci değilim. Kalbimde sorun olduğu için SAS'lığım düşmüş bir deniz personeliyim. Gölcük timine katılma durumum yoktu." dedi.

Tutuklu sanık Ahmet Kol da savunmasında, SAS'ta tim personeli olarak görev yaptığını belirterek, suçlamaları reddetti. Hakan Egemen'in kendisine görevlendirme yapılacağını söylediğini anlatan Kol, şunları kaydetti:

"11 Temmuz 2016'da görev emri çıkartıldı. 13 Temmuz'da Hakan Egemen, kuvvet koruma görevi olabileceğini, personel eksikliği yüzünden beni çağırabileceğini söyledi. 15 Temmuz'da izin alabileceğini söyledim. Hakan Egemen de bana ihtiyaç durumunda çağırabileceğini söyledi. 15 Temmuz günü göreve çağrılmadım. Hakan Binbaşı ile irtibatım olmamıştır. Suç teşkil etmeyen emirleri uygulamam söz konusu olamaz. Bana tam emir verilmemesine rağmen suç teşkil eden bir durum bulunmamaktadır. Başka bir emir almadım. 14 Temmuz mesaiden sonra ayrılan personel için düzenlenen yemeğe katıldım. Yemekten sonra evime döndüm. 15 Temmuz'da araba satın alacağım için izinliydim. Kayınvalidem ameliyatlı olduğu için ziyarete gittim. Evime yani lojmana geri döndüm."

SAS kursundaki amirinin kendisini arayarak arkadaşa yardıma gideceğini söylediğini aktaran sanık Kol, "Kavacık'a yola çıktık, bir yerde oturduk, televizyondan gelişmeleri takip ettik. Yardım etmek için Nihat Çelenk'in yanına vardık. Açılan bariyerlerden Çelenk geçebileceğini düşündü. Yolun aksi istikametine geçerek, beni Beykoz'daki evime bıraktı. Bir tim Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'na gitti. Nöbeti devraldım. 18 Temmuz'da mesaiye gittim. Olanları komutanımıza rapor ettim. Askeri savcıyla görüştürülmeyi beklerken, bir heyet tarafından odaya alındım." şeklinde savunma yaptı.

Savunma yapan tutuklu sanık Ahmet Ordu da hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, Binbaşı Hakan Egemen ile herhangi bir iletişiminin bulunmadığını ve hain darbe girişimiyle bir ilgisinin olmadığını savundu.

Duruşma yarına ertelendi.

Kaynak: AA / Güncel
4 bebeğin ölümünden sorumlu tutulan doktorun cevaplamak istemediği soru

4 bebeğin ölümünden sorumlu doktorun cevaplamak istemediği soru

Antalya sele teslim! Yüzlerce vatandaş tahliye edildi

Antalya sele teslim! Yüzlerce vatandaş tahliye edildi

Erdoğan'dan, İçişleri Bakanı'nı komisyon görüşmelerine almayan CHP'li vekillere sert sözler

İçişleri Bakanı'nı komisyon görüşmelerine almayan CHP'li vekillere sert sözler

Kılıçdaroğlu'ndan Akşener için olay sözler: Ailemi emanet ederim diyen 'işbirlikçi' çıktı, güvenmem hataydı

Akşener için öyle bir ifade kullandı ki, salon resmen buz kesti

title