Haberler
Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat: Yoğun savaşa hazırlanın

Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat

Türkiye sınırında kritik gelişme: Muhalifler, ikinci büyük kenti ele geçirmek üzere

Türkiye sınırında kritik gelişme! Muhaliflerin ikinci büyük kenti geçirmesi an meselesi

İslam Memiş uyardı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Kritik uyarı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Fuhuşa zorlanan 17 yaşındaki kızın anlattıkları kan dondurdu: Günde 180 kişi ile birlikte oluyordum

Günde 180 kişiyle birlikte olmaya zorlamışlar

Fetö Sanığı Eski Rektör: Başhekimlik İtibar Gören Bir Görev Değil

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

BOLU'da FETÖ/PDY'nin üniversite yapılanmasına ilişkin davada tutuksuz sanık Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) eski rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti.

BOLU'da FETÖ/PDY'nin üniversite yapılanmasına ilişkin davada tutuksuz sanık Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) eski rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Coşkun, firari sanık eski rektör yardımcısı Prof. Dr. Kenan Gümüştekin'i atamasıyla ilgili, "Bu kişiyi başhekimlik görevine atamış olmam, hakkımdaki iddiaları desteklese de dayanağı bulunmamaktadır. Aslında başhekimlik çok itibar gören bir görev olmadığı da görülecektir. Rektör yardımcılığının da abartılmasını doğru bulmuyorum" dedi.

Prof. Dr. Hayri Coşkun ile ikisi de firari olan eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kenan Gümüştekin ve Fethullah Gülen'in doktoru, kardiyolog Prof. Dr. Mehmet Yazıcı'nın da aralarında bulunduğu 30'u tutuklu, 10'u firari, 77 sanıklı davanın ilik duruşmasının görülmesine Belediye Nikah Salonu'nda devam edildi. 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçlarından tutuksuz yargılanan sanıklardan Prof. Dr. Hayri Coşkun savunmasında, 7.5 yıl AİBÜ'de rektör olarak görev yaptığını söyleyerek, "Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Örgüt üyesi olduğum tespit edilmemiş olmasına rağmen, terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım ettiğim iddia ediliyor. Bir araya gelen müfteri çetesi ortak beyanlarda bulunmak suretiyle benim sizin huzurunuza gelmemi sağladılar. Çabaları sadece zihin bulandırmaya yöneliktir. Bana duydukları husumet, düşmanlık ve öç alma bahanesiyle bir araya gelmişler. Hakkımda her türlü iftirayı atmışlardır. Allah'tan korkmadıkları gibi kuldan da çekinmemişlerdir. Bu kişilerin hiçbir beyanlarını kabul etmiyorum. Bülent Duran üniversitede tekrar çalışmak istedi ve kabul etmedim. Hakkımda asılsız beyanlarda bulundu. 7.5 yıl boyunca küçük bir üniversite olan AİBÜ'yü büyük ve saygın bir üniversite haline getirdim. Bu iddiaları kabul etmiyorum" dedi.

'FETÖ'YE KADRO SAĞLADIĞIM İDDİASI AHLAKIMLA UYUŞMUYOR'

FETÖ/PDY üyelerine üniversitede yoğun bir kadrolaşma ortamı sağladığı suçlamasının doğru olmadığını ifade eden Coşkun, şöyle konuştu:

"Sizlere sunduğum tabloda 82 kişinin ihraç edildiği görülecek. Benim dönemimde kadro alan 63 kişi ihraç edildi. Bu sayı mevcut akademisyen ve personel sayısı orantılandığında yüzde 2.7 gibi bir rakama denk geliyor. Sözkonusu oranın 'yoğun' tabiriyle ifade edilemeyeceği aşikardır. Yoğun kadrolaşma iddiasının gerçekle bağının olmadığı görülecektir. Üniversitenin tamamında 94 kişi hakkında işlem yapıldı. Tıp Fakültesi'nden ihraç edilen kişi sayısı 40, Diş Hekimliği Fakültesi'nden ise 33 kişidir. Diğer fakültelerden de azar sayıda kişi ihraç edilmiştir. Tıp Fakültesi'nden ihraç edilenler dönemin dekanı Hasan Koçoğlu tarafından, Diş Hekimliği Fakültesi'nden ihraç olanlar da dönemin dekanı İsmet Duran tarafından atanmıştır. Bu fakültelerde FETÖ/PDY'ye zemin hazırladığım iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır. Hasan Koçoğlu'nun benimle ilgili beyanlarına katılmıyorum. Kendisinin hangi okullarda okuduğu, hangi sosyal çevrelerde bulunduğu, Prof.Dr. Mehmet Yazıcı ile Prof.Dr. Kenan Gümüştekin ile nerede ve ne suretle tanıdığının sorgulanması gerekir. Bu kişinin dekan yardımcılarını malum yapıya mensup kişilerder seçtiği de malumdur. Üniversiteye gelmeden önceki çevresi de araştırılmalı. Üniversitede FETÖ/PDY mensuplarına kadro sağladığım iddiası benim ahlakım, şerefim, mantığım ve aklımla uyuşmuyor."

'BAŞHEKİMLİK İTİBAR GÖREN BİR GÖREV DEĞİL'

Coşkun, FETÖ/PDY'yi 17/25 Aralık sürecinden önce dini cemaat olarak gördüğünü, rektörlüğünün ikinci dönemindeki seçim zamanında cemaate mensup kişilerin desteğini aldığını, ancak bu kişilerle hiç bir şeyin pazarlığını yapmadığını belirtti. Firari sanık Prof.Dr. Kenan Gümüştekin'i rektör yardımcılığı görevinden alarak Tıp Fakültesi'ne Başhekim olarak atadığına işaret eden Coşkun, "Bu kişiyi başhekimlik görevine atamış olmam, hakkımdaki iddiaları desteklese de dayanağı bulunmamaktadır. Aslında başhekimlik, merkez müdürlük olarak nitelendirilen bir görev. Çok itibar gören bir görev olmadığı da görülecektir. Rektör yardımcılığının da abartılmasını doğru bulmuyorum. Ben Kenan Gümüştekin'i 'Kırkıncı Hoca' cemaatine mensup sanıyordum. Kenan Gümüştekin'i bana dönemin Tıp Fakültesi Dekanı Hasan Koçoğlu önerdi. Üniversite bünyesinde 17/25 Aralık sürecinin ardından illegal yapılara karşı gereğini yaptım. Gelen ihbar mektuplarını da değerlendirerek gerekli soruşturmaları açtık. Firari sanık Prof.Dr. Mehmet Yazıcı hakkında da gerekli ceza soruşturmaları açıldı" dedi.

Tutuksuz sanıklardan eski rektör yardımcısı Prof.Dr. Mehmet Bahar da savunmasında örgüt üyeliği suçlamasını reddetti. Kırmızı bültenle aranan Fethullah Gülen'in doktoru kardiyolog Prof. Dr. Mehmet Yazıcı ile 273 kez telefonla görüşmesi sorulan Bahar, "Eşimin tansiyon rahatsızlığı vardı. Sağlık sorunları nedeniyle kendisiyle bu kadar görüşme yaptım. FETÖ ile ilişkili bir görüşmem kesinlikle olmadı. Eğer bu yönde bir görüşmemin olduğu tespit edilirse, mahkemeniz tarafından verilecek her türlü cezaya razıyım" diye konuştu.

- Bolu

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title