Fetö/pdy Çatı Davası

Darbe girişiminden önce açılan ve aralarında terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in de yer aldığı 73 sanığın yargılandığı Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çatı davasına devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar İlhan İşbilen, Dilaver Azim, Abdulkadir Aksoy, Ali Çelik ve Alaeddin Kaya, bazı müştekiler ve tarafların avukatları katıldı. Sanık Hidayet Karaca ile Kazım Avcı ile de İstanbul'da tutuklu bulundukları cezaevinden telekonferans sistemiyle bağlantı kuruldu.

Duruşmada, müştekilerin beyanları alındı. Müştekilerden sonra Ergenekon terör örgütü adına "mühimmat" gizlediği iddiasıyla Silivri'de 5 yıl 2 ay hapis yatan emekli Yarbay Mustafa Dönmez'in talep ettiği, Zir Vadisi'ndeki kazılara ilişkin FETÖ'nün yayın organlarından kapatılan Samanyolu haber kanalının haber bültenindeki yayınlar, polis kamerasına ait görüntüler ve kazılarda görev alan bazı emniyet mensuplarına ait görüntüler izlendi.

Görüntülerin ardından söz alan Dönmez, yargılamayı gerçekleştiren mahkemenin tarihi bir mahkeme olduğunu belirterek, "Sayın Mahkeme Başkanı, siz sanıklara şefkatli davranıyorsunuz. Bizler aynı durumdayken hakimlere değil böyle konuşmak, ailelerimize bile baktırmıyorlardı. Sizlere teşekkür ediyorum. Adalet böyle bir şey, böyle de olmalı." dedi.

FETÖ'nün yayın organı Samanyolu haber kanalında mühimmatlar bulunmadan 1,5 saat önce, mühimmatların bulunduğu, cinsleri ve adetleri hakkına bilgi verildiğini anlatan Dönmez, kazı alanına Cumhuriyet savcısı gelmeden televizyon yayınlarının başladığını ve yayınlarda bulunan mühimmatların bile sergilendiğinin anlatıldığını belirtti.

Emekli Yarbay Dönmez, kendi evinde çıktığı iddia edilen krokiyle başlayan Zir Vadisi'ndeki kazılarda bulunan mühimmatların, şu an Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli Serdar Yıldız tarafından yerleştirildiğini anlatarak şunları söyledi:

"O dönem komiser olan Serdar Yıldız, Zir Vadisi'ne mühimmatları koyup, kazılarda 'bulundu' diyen kişidir. Hakkında da suç duyurusuda bulunuyorum. 12 Ocak 2009'da bomba imha uzmanı olan Serdar Yıldız'ın kazılarda görev alması manidar. Tüm mühimmat koyma, bulma oyununda herkeste kroki çıkıyor. Bulan da rapor yazan da aynı kişi. Serdar Yıldız'ın kendisinin FETÖ üyesi olduğu çok açık. Bu kişi evrakta sahtecilik, görevi kötüye kullanma suçlarını da işlemiştir. Bunlara ilişkin de somut delilleri ibra etmeye hazırım."

İzletilen görüntülerden birinde Zir Vadisi'ne Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin'in, FETÖ üyesi olduğunu iddia ettiği emniyet mensupları Hamdi Selçuk ve Serdar Yıldız ile kol kola geldiğinin görüldüğü belirten Dönmez, savcının olay yerine, Samanyolu haber kanalında mühimmatların bulunup, sergilendiği haberi yayınlandıktan 50 dakika sonra geldiğini, savcı kazı alanından ayrıldıktan sonra da emniyet personelinin savcının cinsel tercihlerine yönelik iftiralarda bulunduklarının, kapatılması unutulan polis kamerasına yansıdığını öne sürdü.

Müşteki emekli Yarbay Mustafa Dönmez, Zir Vadisi'ndeki kazıların yapıldığı dönemde Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürü olan Hamdi Selçuk, komiser Serdar Yıldız ve dönemin Ankara İl Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz ile aramalar için Ankara ve İstanbul'da oluşturulan polis ekibi hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

Dönmez, "Zir Vadisi olayı Türk Silahlı Kuvvetlerine FETÖ'nün kurduğu operasyonun, kumpasın ayak izi değil, bizzat kimlik belgesidir, parmak izidir. Silahlı Kuvvetlere yapılan bu iftira ve operasyonlar önceden Samanyolu'nda yayınlanan Şubat Soğuğu isimli dizilerde yapılan kumpaslara benzer figürler işlenerek anlatılmıştır. Darbeye ilişkin olarak anlatılan hususların en sonunda FETÖ örgütünün kendisinin darbe yapmasının manidar olduğunu düşünüyorum. Bana iftira atanların, TSK'yı yıpratmaya kalkanların hala dışarıda ve görevde olması da ayrıca manidardır." dedi.

Samanyolu yayın grubunun Türk Silahlı Kuvvetlerini itibarsızlaştırmak için yayınlar yaptığını, Gölbaşı, Zir Vadisi ve Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmatların bu grubun irtibatlı olduğu emniyet mensuplarınca konulduğunu belirten Dönmez, "Gölbaşı'ndaki kazıya ilişkin görüntülerde ele geçirilen mühimmatların Zir Vadisi'ndeki mühimmatlarla aynı olduğunu ispatlanmıştır. FETÖ ile Samanyolu televizyonu bu süreçte sürekli bizleri itibarsızlaştırıcı haber ve görüntülere yer verilmiştir. Bize bu kumpasın kimin tarafından kurulduğunu sanık Hidayet Karaca açıklamalıdır." ifadesini kullandı.

"...11 gün sonra garip şekilde intihar etti"

Mustafa Dönmez, Zir Vadisi'nde kazılar yapılırken Merkez Komutanlığına teslim olduğunu ve 14 Şubat 2009 tarihinde eski Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay'ın "O mühimmatlar Gölbaşı özel harekat polisinin deposundan ayrılan mühimmatlar" şeklinde bir açıklama yaptığını hatırlatarak, Oktay'ın bu açıklamasından 11 gün sonra 25 Şubat 2009'da garip şekilde intihar ettiğini söyledi.

Dönmez, "Behçet Oktay'ın intihar ettiğine inanmıyorum. Oktay'ın öldürüldüğünü düşünüyorum. Üstün zekalı oğlumu öldürdükleri gibi, Behçet Oktay'ın da öldürüldüğünü düşünüyorum. Oğlumu da 'Mustafa Dönmez çok konuşuyor, sussun' diyerek tehdit ediyorlar ve tehditlerden bir hafta sonra oğlumun cenaze haberi geldi. Oğluma bir aracın çarptığını, ayaklarından çarptığını söylediler ama oğlumun ayağında kırık yoktu. Ben Behçet Oktay'ın ölümünde de FETÖ'nün, CIA'nın parmağı olduğunu, emirle öldürüldüğünü düşünüyorum" dedi.

Görüntülere ilişkin diyecekleri sorulan kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı sanık Hidayet Karaca, görüntülerin dijital kopyalarının kaldığı cezaevine gönderilmesini, tekrar izledikten sonra kapsamlı savunma yapmak istediğini söyledi.

Sanık ve müşteki beyanlarının ardından Mahkeme Başkanı Selfet Giray, duruşmayı yarına erteledi.

İddianame

İddianamede, aralarında terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in de bulunduğu sanıkların, "anayasayı ihlale teşebbüs etmek" ve "hükümeti yıkmaya teşebbüs etmek" suçlarından 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yanı sıra "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek", "siyasi ve askeri casusluk", "hukuka aykırı olarak kişisel verileri ele geçirmek", "hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek", "nitelikli dolandırıcılık", "zimmet", "terör örgütü faaliyeti çerçevesinde resmi belgede sahtecilik" ve "suç gelirlerini aklamak" suçlarından 132 yıl birer aya kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.

FETÖ çatı iddianamesinde, FETÖ/PDY'nin devlet kurumlarını ele geçirmek, anayasal düzeni yıkarak yerine otoriter, totaliter bir "cemaat oligarşisi/zümre hakimiyetine dayanan devlet düzeni" kurmak ve hükümeti devirmeye teşebbüs etmek suçlarına ulaşmak için kurulduğu ifade ediliyor.