Fetö'nün "Vıp" Dinleme Davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) usulsüz dinlemelerine ilişkin davanın müştekisi CHP Parti Meclis (PM) üyesi Çetin Soysal, "2012'de İsrail'den teknik takip cihazı alındığı ve envanterde olmadığı ortaya çıktı, bu yapı hakkında Mecliste basın açıklaması yapıp, gensoru teklifinde bulunduktan bir...
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) usulsüz dinlemelerine ilişkin davanın müştekisi CHP Parti Meclis (PM) üyesi Çetin Soysal, "2012'de İsrail'den teknik takip cihazı alındığı ve envanterde olmadığı ortaya çıktı, bu yapı hakkında Mecliste basın açıklaması yapıp, gensoru teklifinde bulunduktan bir gün sonra hakkımda dinleme kararı alınmış." dedi.
Siyasetçi, sanatçı, gazeteci ve iş adamı birçok kişiyi usulsüz dinledikleri iddiasıyla eski Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) İstihbarat Dairesi Başkanları Ramazan Akyürek ve Ömer Altıparmak, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ile Yurt Atayün'ün de arasında bulunduğu 45'i tutuklu 185 kişinin yargılandığı "VIP dinleme" olarak bilinen davanın görülmesine Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.
Duruşmaya eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Altıparmak ile eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Lokman Kırcılı'nın da aralarında bulunduğu 45 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.
Başka suçlardan tutuklu 7 sanık ile ise tutuklu bulundukları cezaevlerinden telekonferans sistemi üzerinden bağlantı kuruldu.
CHP PM üyesi Soysal, EGM İstihbarat Dairesi Başkanlığınca 2012'de İsrail'den teknik takip cihazı alındığı belirterek, "Bu cihazların envanterde olmadığı ortaya çıktı. Bu yapı hakkında Mecliste basın açıklaması yapıp, gensoru teklifinde bulunduktan bir gün sonra hakkımda dinleme kararı alınmış. Siyasi anlayışımla ve kişiliğimle örtüşmeyen bir şekilde terör örgütü Hizbullah üyesi olduğum gerekçesiyle dinlenmişim." ifadelerini kullandı.
Dinlenme olayının onur kırıcı bir durum olduğunu ve bu olaydan dolayı utanç duyduğunu bildiren Soysal, "Gururum zedelendi, İstanbul milletvekili olduğum dönemde borsada manipülasyon yaptığım hakkında 155'e yapılan bir ihbar sonrası tekrar dinleme yapılmış. Hakkımda belli basın organlarında çıkan haberlerden dolayı aktif siyasete ara vermek zorunda kaldım. Demokratik hukuk devleti gereği teknik takiplerin kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Hakkımda dinleme kararı veren ve beni dinleyenlerden şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum." diye konuştu.
Soysal'ın beyanından sonra bazı sanıkların ifadeleri alındı.
FETÖ'nün darbe girişimi gecesi İstihbarat Dairesi Başkanlığı önünde yakalanan ve daireyi ele geçireceği ileri sürülen tutuklu sanıklardan, eski emniyet müdürü Lokman Kırcılı, FETÖ'nün şifreli haberleşme programı ByLock ile ilgili iddiayı kabul etmediğini söyledi.
ByLock'u kullanmadığını ileri süren Kırcılı, "ByLock kullanmadım, İstihbarat Dairesi Başkanlığı ve MİT'ten gelen belgeler değersiz olduğu ve delil niteliği taşımadığı için açıklama yapmak istemiyorum. İddianamede, benimle ilgili bir örgüt bağlantısı ya da suç olduğunu düşünmüyorum." dedi.
Kırcılı, hakkındaki iddiaları kabul etmemesi üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, "15 Temmuz gecesi İstihbarat Dairesi Başkanlığını ele geçirmek üzere olduğuna dair medyada çıkan görüntüleri sorması üzerine, şu ifadeleri kullandı:
"Hakkımızda yakalama kararı olan arkadaşlarla, darbe gecesi Çankaya'da dolaşırken kimlik kontrolünde gözaltına alınarak, İstihbarat Dairesi Başkanlığına götürüldük. Orada çok ağır şartlarda ifademiz alındı, bu konu ile ilgili yasal haklarımın saklı kalmasını istiyorum. Gürsel Aktepe ile birlikte hiçbir yasal dayanağı dayanmayan ve bu çağa yakışmayan yaklaşımlara maruz kaldık. İstihbarat Dairesi Başkanlığında ve savcılıkta verdiğim ifademi kabul etmiyorum."
Sanık Ahmet Ümit Seçgin de ByLock kullanımı ile ilgiyi Yargıtay raporlarında da yer alan delillerin CMK usulünce incelenmesi gerektiğini savundu.
Seçgin, "İlgili yönetmeliklerde de anlaşıldığı üzerine MİT raporu, iletişimin tespitine yönelik değildir. Rapor, ByLock abonelik bilgisidir. ByLock ile ilgili Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, KPSS davasında raporun geçersiz olacağı için MİT'ten değil EGM'den istenilmesi gerektiğini belirtmiştir. EGM Hukuk Müşavirliği, dinlemelerde imzam olduğu gerekçesiyle hakkımda 326 defa ihracıma karar vermiş ve meslekten ihraç edilmiştim. Bu kararın da usule aykırı olduğunu belirtmek istiyorum." ifadelerini kullandı.
"İdarenin sorumlu tutmadığı arkadaşlar adli açıdan sorumlu tutuluyor"
Tutuklu sanıklardan eski İstihbarat Dairesi Başkanı Ömer Altıparmak, mahkemenin dünkü oturumunda açıklanan ByLock listesinde adı geçtiği için söz aldı.
Yıllardır istihbarat birimlerinde çalıştığını belirten Altıparmak, şöyle devam etti:
"İstihbaratın elde ettiği belgelerin ne anlama geldiğini bilirim. İstihbari bilgiler hukuk devletlerinde delil olarak kullanılamaz. İstihbarat birimleri delil üretip adli mercilere götürüyorsa sıkıntılı işler olur. Mahkemelerin verdiği karalarda ise yanlışlıklar olur. Hukukun tecelli etmesi açısından, istihbarat yönetmeliği gayet açık, bence sorumlu olan arkadaşlar imzalarının arkasında dursunlar. Masum yatan arkadaşlar var, onlar da tutuksuz yargılansın. İdarenin sorumlu tutmadığı arkadaşlar adli açıdan sorumlu tutuluyor."
- "Sorumlulukları üzerime alıyorum"
İddianame tarafına ulaşamadığı için gelecek celse ifade vereceğini belirten sanıklardan Özgür Öztürk de "Toplam 7 dinlemede imzam olduğu iddiasıyla yargılanıyorum. Ben komiser olarak yargılanıyorum, bana bağlı olarak çalışan tüm memur arkadaşlarımın da sorumluluklarını üzerime alıyorum." dedi.
Kendi bürosundaki memurların hiçbir sorumluluğu olmadığını ileri süren Öztürk, "Bu arkadaşların sorumluluğu olmadığı için serbest bırakılması lazım. Savcılık bu arkadaşların sıfatını yanlış yazmış, bu kişiler sanık değil tanık olarak huzurda yer almalıydı. Haber Alma Bürosu çalışanı olarak tüm memurların suçsuz olduğunu düşünüyorum. ByLock iddiası çelişkili ve aşırı şüphe barındırdığı için delil olmaması gerekiyor. " ifadelerini kullandı.
Mahkeme, hazırda bulunan tutuksuz sanıklardan 23'üne görüşlerini sordu. Sanıklar, okunan belgelere karşı herhangi bir diyeceklerinin olmadığını belirterek gelecek celse ifade vereceklerini kaydettiler.
Mahkeme Başkanı Giray, bu sanıklardan 7'sine ByLock raporunda isimleri olduğunu hatırlattı. Sanıklar, konu ile ilgili yazılı savunma vereceklerini bildirdiler.
Sanık Selat Öztürk ise FETÖ/PYD üyeliği hususunda daha önce verdiği ifadelere ek olarak ByLock listesinde yer alan telefon numarasının kendisine ait olduğunu, fakat uygulamayı kullanmadığını öne sürdü.
Tutuklu sanık Bahtiyar Peşter de "ByLock kullandığıma dair bilgilerin ne kadar sağlıklı olduğuna dair şüphelerim var. Mahkemenizin bu konuda ara karar verilmesini talep ediyorum. Bu rapor nereden temin edilmiş?" dedi.
Sanık Yunus Hazar ise ByLock ile ilgili raporu kabul etmediğini ve tutuksuz yargılanmak istediğini kaydetti.
Duruşmaya sanık ifadeleriyle devam ediliyor.
Dava
Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanları Ramazan Akyürek ve Ömer Altıparmak, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ile Yurt Atayün'ün de aralarında bulunduğu çoğunluğu polis olan sanıklar, eski başbakanlardan Necmettin Erbakan, bazı Cumhurbaşkanlığı danışmanları ile Anayasa Mahkemesi üyelerinin yakınları, hakim, gazeteci, iş adamı, siyasetçi, emniyet müdürü ve insansız hava aracı projesinde yer alan isimlerin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişiyi usulsüz biçimde dinlemeye almakla suçlanıyor.
Sanıklar, "terör örgütü FETÖ/PDY üyesi olmak", "resmi belgede sahtecilik", "haberleşmenin gizliliğini ihlal", "özel hayatın gizliliğini ihlal", "kişisel verilerin kaydedilmesi" ve "iftira" gibi suçlardan yargılanıyor.
Hem Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine hem de başka bazı mahkemelere, usulsüz dinleme suçlamalarıyla açılan 7 davanın da bu davayla birleşmesinin ardından sanık sayısı 185'e yükselmişti.