Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

'Ahmet Özer' tartışması tansiyonu yükseltti, İmamoğlu çileden çıktı

İBB Meclisi'nde tansiyon yükseldi, İmamoğlu çileden çıktı

Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Fetö'nün İstanbul'daki "Ana Darbe" Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin İstanbul'daki "ana darbe davası"nda, aralarında 4 generalin de bulunduğu tutuklu 14 sanığın yargılandığı davanın 25. duruşması tamamlandı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin İstanbul'daki "ana darbe davası"nda, aralarında 4 generalin de bulunduğu tutuklu 14 sanığın yargılandığı davanın 25. duruşması tamamlandı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ndeki büyük salonda yapılan duruşmada, tutuklu 10 sanık ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada AK Parti İstanbul Millekvekili Hasan Sert ile bazı gazi ve şehit yakınları de izleyici olarak bulundu.

Duruşmada, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapan tutuklu sanık eski kurmay binbaşı Murat Yanık, eksik delillerin bulunduğu davada, işlenmemiş suçlardan yargılandıklarını savundu.

"Darbe faaliyetleri içinde yer aldırıldığımı bilmeden ve idrak etmeden, darbe faaliyetine katılmakla suçlanabilir miyim? diyen sanık Yanık, "Benim tek idrak ettiğim hadise KOKTOD kapsamında yasal emir vasıtasıyla yapmış olduğum faaliyetleri içeriyor. Hiç tereddüt etmeden Uzay Şahin'in vermiş olduğu talimatları WhatsApp grubundan belli bir saate kadar bu kapsamda çektik." ifadelerini kullandı.

Yanık, mesajların içeriğinin ne olduğunu, ne için yazıldığını daha önceki savunmasında belirttiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Olayı öğrendikten sonra, işin aslının ne olduğunu öğrendikten sonra Uzay Şahin'in, Genelkurmay Başkanlığı tarafından bu faaliyetlerle ilgili ters faaliyette bulunanların cezalandırılacağını ifade etmesi ve belli bir tereddüt içerisinde olmam nedeniyle, bunu ısrarla söylemesinden sonra artık ben ses çıkartamadım. Artık o saatten sonra bulunduğumuz yerde sadece yapacağınız şey pasif suçtur. Başka bir şey yapamazsınız. Kaldı ki kendisi emniyet müdür yardımcılarını aradığı için nasıl olsa birileri gelecek, eninde sonunda bu irademiz olmadan çekildiğimiz hadisenin sonunda birileri gelip nihayete erdireceği hususu vardı.

Ancak benim durumum kışladaki diğer insanların durumu gibi değildi. Can tehdidiyle alakalı aynı olduğum grup tarafından ya da dışarıdan gelenler tarafından her iki ihtimalde de hayatımın sona ermesi söz konusuydu. O yüzden hiç bir zaman itiraz etmedim. Uzay Şahin ne dediyse yaptık. Hatta beraber çıktık kışladan dahi."

15 Temmuz günü ve gecesinde karşıt görünen askeri yetkililerin enterne edilmesi ve bunun planlanması ile ilgili malumatının bulunmadığını ileri süren Yanık, "Suçlamalarla ilgili hakkında somut bir delil olmadığından suçsuzluğunu nasıl ispat edeceğimi bilmiyorum. Hiçbir enterne olayına dair bilgim, görgüm katkım dahi bulunmamıştır." dedi.

"Uyduruk Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğum gerçeği yansıtmamaktadır"

Bu eylemlerin neresinde olduğu sorusunun cevabını hala bulamadığını savunan Murat Yanık, savunmasını şöyle sürdürdü:

"İddianamede ve savcılık mütalaasında yer alan, hakkımdaki diğer bir iddia da varlığı şüpheli olan uyduruk Yurtta Sulh Konseyi İstanbul yapılanması üyesi olduğumdur. Bu iddia da gerçeği yansıtmamaktadır. Sayın iddia makamı tarafından uyduruk Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğum ilan edilirken, atama listesinde bana görev verilmeyişi teessürle mi karşılanıyor acaba. Zaten pek çok masum insan da bu atama listesine yazılarak kirli bir oyunun parçası haline getiriliyor. İddia edilen Yurtta Sulh Konseyi diye bir uyduruk konseyin varlığı da söz konusu değildir.

Böyle uyduruk bir konseyin varlığından yola çıkılarak iddia edilen eylemlerin herhangi birisi de şahsım tarafından işlenmemiştir."

Aleyhinde objektif ve somut bir delil olmadığını ileri süren Yanık, "Darbe girişiminden haberi olmayan ben, darbe girişimi öncesinde, esnasında ve sonrasında hiçbir konuda karar verme yetkisi olmayan ve karar verememiş birisi olarak, sayın savcı tarafından konsey üyesi tabir edilen birisi olarak karşınızdayım. Ben olmasam da hiçbir şeyin değişmeyeceği faaliyetin planlamasında bulunmadım. Yetkim olmadı. Rütbem yetmediği için emir ve talimat vermedim. Varlığı şüpheli uyduruk konseyin darbe girişiminin sevk ve idaresinde bulunmadım."

Duruşma, sanıkların esas hakkındaki savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere Pazartesi gününe ertelendi.

Kaynak: AA / Güncel
title