Fetö'nün İş Dünyası Yapılanması Davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) iş dünyası yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, kapatılan TUSKON'un başkanı Rızanur Meral ve genel sekreteri Mustafa Muhammet Günay ile Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü'nün de aralarında bulunduğu...
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) iş dünyası yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, kapatılan TUSKON'un başkanı Rızanur Meral ve genel sekreteri Mustafa Muhammet Günay ile Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü'nün de aralarında bulunduğu 21'i tutuklu 86 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan duruşmada, tutuklu sanık Tolga Güven, savunmasında, Genç Florya İş Adamları Derneği'ne 2009 ya da 2010'da üye olduğunu, kan bağışı kampanyası hakkında bilgi almak istediği sırada, bu organizasyonu derneğin yürüttüğünü öğrendiğini ve bu tarz sosyal sorumluluk projelerinden dolayı derneğe üye olduğunu ileri sürdü.
Güven, derneğe sadece sosyal sorumluluk projeleri için katıldığını, 2013 yılında üyelik iptali için mail attığını ancak iddianameden üyeliğinin iptal olmadığını öğrendiğini iddia ederek, "TUSKON hakkında bilgim yoktur. Neden yargılandığımı bile bilmiyorum. Yurtdışı işlerimden dolayı Skype, Tango gibi programlar kullandım. Erhan Öztürk ile yaptığım görüşmelerde, hain darbe girişimini İsrail-ABD'nin Ortadoğu'yu karıştırmak için yaptığını, suçu cemaate attıklarını söyledim. Ancak daha sonra bu hain darbe girişimin detaylarını öğrenince FETÖ'nün yaptığını öğrendim." diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Ali Öztürk'ün "Telefon içeriklerinde 'Erdoğan kendisini halife ilan etti' demişsin. Bunu Fetullah Gülen de söylüyor. Toplantı organizasyon konuşmaların var. Türkçe Olimpiyatları için bizimkiler diyorsun. 'Saray'a da kayyum atanır inşallah', darbeyle ilgili olarak 'Devlet tiyatrosunu iyi oynadı' demişsin." sözleri üzerine sanık Güven "Devletten kastım, İsrail, ABD'ydi." dedi.
Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Öztürk, "Sıkıyorsa İsrail desene. Niye bizim devletimizi diyorsun?" diye sordu.
Sanık Güven'in, "Kayyum atamalarının haksız olduğunu düşünüyordum. Bütün kayyum atamalarını şu an doğru buluyorum. Ne kadar doğru olduğunu anladım." demesi üzerine Öztürk, "Bu görüşmelerin çoğunu darbeden sonra yapmışsın ama" dedi. Sanık ise "Ben darbe olduğu sırada Hatay'daydım. Darbe detaylarını 1 hafta sonra öğrendim." iddialarında bulundu.
Tutuklu sanık Çetin Tekdemir de savunmasında, iş adamı olduğunu, gıda sektöründe etsiz çiğ köfte ürettiğini, 13 şirket kurduğunu ve işkolik bir adam olduğunu anlatarak, "Bylock kullanmıyor olmam, FETÖ'ye üye olmadığımın en büyük kanıtıdır. Yapılan aramalarda 1 dolar çıkmamıştır. Hiçbir talimatla Bank Asya'da ne hesap açtım, ne de artışa gittim. Bank Asya'nın milyonlarca kullanıcısından bir farkım yoktur. İnternet üzerinden hesap açılıp, açılmadığını denedim. 1 gün sonra da bu hesabı kapadım. Bank Asya'ya bu hesapla destek veremeyeceğim açıktır. İş adamıyım, 16 bankayla çalışıyorum. 16 kredi kartım vardır, toplam 680 bin lira limiti vardır, bu kartların. Bank Asya'da 67 bin liralık kredi kartına sahiptim. Bu da yüzde 12'lik bir dilime sahiptir. Başka bankalar 3-4 lira havale ücreti alıyordu. Bank Asya'da havale ücreti yoktu. EFT ücreti ödememek için parayı buraya havale eder, diğer bankalara gönderirdim." ifadelerini kullandı.
"Ceza ödememek için Samanyolu'nu bahane ettim"
Evini, arabasını satmadığını, banka işlemlerinde günlük harcamalar yaptığını savunan Tekdemir, örgütsel hiçbir işlem yapmadığını bankacılık işlemi yaptığını, örgütsel olarak da Digitürk aboneliğini iptal etmediğini öne sürdü.
Tekdemir, "Digitürk'e abone olduktan sonra sinyal problemi yaşadım. Benden teknik ücret parası istediler. Bayramlarda erotik kanallar açılıyordu, aile yapıma uygun olmadığı için iptal ettirdim. Paket almıştım, ceza ödememek ve Digitürk'ten kurtulmak için Samanyolu'nu bahane ettim. Müşteri olarak fırsat gördüm. Hiçbir şekilde TUSKON toplantısına katılmadım. İş çevremi genişletmek için Maltepe'de bir derneğe üye oldum. Rızanur Meral'in konuşmasında salonda değildim. İşin boyutunu anlamaktan uzaktım. Bu konuşma Meral'in kendi polemiğidir. Üzerimize almadık. TUSKON'a gitmedim." şeklinde konuştu.
Duruşma, yarına ertelendi.