FETÖ'NÜN DARBE GİRİŞİMİNİN 9. YILI - Yazar Yusuf Dursun ve Bestami Yazgan, 15 Temmuz darbe girişiminin kültür sanata etkilerini anlattı

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yazar Yusuf Dursun ile şair ve yazar Bestami Yazgan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin kültürel ve sanatsal etkilerini anlattı.

Yazar Yusuf Dursun ile şair ve yazar Bestami Yazgan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin kültürel ve sanatsal etkilerini anlattı.

AA muhabirine açıklamada bulunan Dursun, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye'deki diğer darbelerden farklı olduğunu vurgulayarak, "15 Temmuz çok yönlü ve çok uluslu bir hazırlık dönemine sahiptir. Bu öyle bir dönemdir ki temelleri nerdeyse 40 yıl öncesine dayanmaktadır. Türk milletinin en önemli değerlerinden biri olan İslam dini, bu harekette paravan olarak kullanılmaya başlandığında maalesef pek çok kişi kurulan tezgahın farkında değildi. Bu bakımdan neredeyse hemen her ailede bu gruba, en iyimser ifadeyle, sempati duyan bir veya birkaç kişi bulunuyordu." dedi.

Dursun, darbe girişiminin ana aktörü FETÖ'nün faaliyetlerine dikkati çekerek, "Zamanla öyle oldu ki askeriyede, emniyette, ticarette, kültür ve sanatta, bürokraside, hatta siyasette ileri gitmek isteyenler bir şekilde bu gruba bağlanmaya başladı. Hareketin önemli bir projesi de zeki ve istikbal vadeden öğrencilere el atılmasıydı. Bu öğrenciler, dershanelerin özel sınıflarında, özel öğretmenler eliyle eğitildi ve örgütün istediği üniversitelere yerleştirildi. Toplum ve devlet kademeleri istedikleri kıvama gelince düğmeye basılacak ve yönetime el konulacaktı." ifadesini kullandı.

"Aradan geçen 9 yıla rağmen devletimiz hala örgütün bıraktığı enkazı temizlemeye çalışıyor"

FETÖ'nün amacının geçen zaman içinde dahi iyi anlaşıldığını vurgulayan Dursun, şunları kaydetti:

"Türkiye'mizde öyle insanlar ve kurumlar vardı ki ta başından beri bu gruba mesafeli davranmayı tercih etti. Önceden samimi duygularla bu gruba yakın olan önemli bir kesim de zamanla işin ciddiyetini anlayıp safını ve tavrını değiştirdi. Artık örgütle Türk milleti arasında kıyasıya bir mücadele başlamıştı. FETÖ denilen ihanet şebekesi, son olarak darbe kozunu oynadı ve kaybetti. Aradan geçen 9 yıla rağmen devletimiz hala örgütün bıraktığı enkazı temizlemeye çalışıyor. Zira beynini bir başkasına satan mankurtlar temizlenmekle bitmiyor. Önünde sonunda bitecek. Bitmese de bu milletin başına bela olacak güce hiçbir zaman erişemeyecek."

Yusuf Dursun, darbe girişiminin Türkiye'ye çok farklı zararlar verdiğinin altını çizerek, "Her şeyden önce masum ve mütedeyyin insanların hayallerini yıktı. Bunun bir sonucu olarak halkın, gerçek din adamlarına bile mesafeli davranmasına yol açtı. Her biri birer kahramanlık destanı yazan 251 şehit ve yüzlerce gazi, aziz milletimizin hafızasında yerini aldı. Bu travma uzun yıllar süreceğe benziyor." diye konuştu.

Bunun, kültür sanat alanındaki etkilerine de değinen Dursun, "Darbe girişimi ülkemize ciddi zararlar verdi. Aziz milletimiz hala bu zararlardan kurtulmaya çalışıyor. Kültür sanat camiasının büyük bir bölümü bu olaya karşı kesin bir şekilde tavır koydu ve eserlerinde bu konuyu işledi. Maalesef bir kısım sanatçı da bu darbe girişimini bir tiyatro olarak yorumladı ve halen böyle düşünmeye devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Milli ve manevi değerlere yönelmek gerek"

Dursun, darbe girişiminin şiirlere konu olduğunu belirterek, "Bu olaya ihanet gözüyle bakan şairler duygularını şiir yoluyla dile getirdi. Konuyu çeşitli yönleriyle anlatan belgeseller televizyon kanallarında yerini aldı. Ne yazık ki hikaye, roman, tiyatro, sinema, dizi, film gibi dallarda bu konuda fazla eser ortaya çıkmadığını görüyoruz. Bizim de birkaç şiirimiz ve 'Bir Destandır 15 Temmuz' adlı bir romanımız olduğunu belirtmeliyim." görüşlerine yer verdi.

Bu tür girişimlerin tekrarlanmaması için herkesin, "Türk milletini tarih sahnesinde var eden milli ve manevi değerlere yönelmesi" gerektiğini aktaran Dursun, şunları söyledi:

"Yapmamız gereken, bu değerleri baş tacı etmek ve bunun için üstüne düşen bütün görevleri eksiksiz yerine getirmektir. Şair ve tabip Abdülhak Molla'nın, 'Bu mesel üzre bulur cümle milel fevz ü felah / Hazır ol cenge ister isen sulh u salah' sözü bu konuda yapılması gerekenleri gayet güzel açıklamaktadır. Biz de hem ülkemizde hem de çevremizde barış ve huzur istiyorsak her an savaşa hazır olmak zorundayız. Bu savaş, devletimizi ve milletimizi her alanda olduğu gibi kültür sanat alanında da en ileri seviyelere taşıma gayretinden başka bir şey değildir. Bu hain darbe girişimi, yaşlısıyla genciyle aziz milletimizin, devletimizin bekası için neler yapabileceğini göstermesi bakımından da önemlidir. Bu bakımdan diyoruz ki:

'Atalar mirası aziz vatanda

Modern çağın çocukları yaşıyor.

Zamanı gelince kullanmak için

Süngüsünü yüreğinde taşıyor.'"

"Sanatçı, milletten ayrı bir şahsiyet değildir"

Şair ve yazar Bestami Yazgan da bugüne kadar birçok darbeye şahit olduğunu vurgulayarak, "Her seferinde milletimizin yanında olduk. Sanatçı, milletten ayrı bir şahsiyet değildir. Sanatçı, milletin manevi şahsiyetinin bir parçasıdır. " dedi.

15 Temmuz darbe girişiminin diğerlerinden farklı olduğuna işaret eden Yazgan, "Önceki darbeler hükümete karşı, bu ise devlete karşı bir darbeydi. Bu sebeple ilk tepkimi bir dörtlükte ortaya koydum ve hemen paylaştım:

"Devletimiz var olsun,

Milletine yar olsun;

Al bayrağın altında

Yurdum bahtiyar olsun."

Yazgan, eşinin ablasıyla telefonda konuşurken, "Bunlar vatansız." dediğini, bunun üzerine de şu dizeleri yazdığını dile getirdi:

"Vatan/sızlar

Vatan sızlar,

El güler, vatan sızlar;

Bu mübarek toprağın

Kadrini, kıymetini

Ne bilir vatansızlar!"

"Sanatçı milletin yanında olmalıdır"

Darbe girişimine karşı milletin büyük bir direniş sergilediğinin altını çizen Yazgan, "15 Temmuz'da milletimiz çıplak elleriyle milli iradeye sahip çıkmış ve darbeyi durdurmuştur. Destanı yazılmayan zaferler boynu bükük kalır. Bundan sonrası yani bu destanın yazılıp yayılması sanatçıların görevidir. Sanatçı milletin yanında olmalıdır." görüşünü paylaştı.

Yazgan, 15 Temmuz Destanı şiirini kaleme aldığını belirterek, "15 Temmuz destanını şiir, hikaye, roman ve sinemayla yeni nesillere aktarmak sanatçıların görevidir. Bu duyguya sahip olanlar, ellerinden geldiğince gayret etmiştir. Daha fazlasını yapmak için çalışmaya devam etmeliyiz. Şehitlerimizi rahmetle yad ediyoruz." ifadesini kullandı.

15 Temmuz Destanı şiiri

"Ayağımız kavi, başlarımız dik,

Karanlığa karşı kıyam eyledik.

Kadın erkek sefer marşı söyledik,

Seksen milyon yürek çarptı beraber:

Ya Allah, bismillah, Allahu ekber!

Tekbirle başlayan yiğit gecesi,

Oldu hainlerin ağıt gecesi.

Göklere yazıldı şehit gecesi,

Selalarla geldi müjdeli haber:

Ya Allah, bismillah, Allahu ekber!

Zulme karşı bir yay gibi kurulduk,

Uçaklarla, füzelerle vurulduk,

Kanımızla abdest alıp doğrulduk,

Yeniden canlandı Bedir'le Hayber,

Ya Allah, bismillah, Allahu ekber!

Kimdi bunlar; divane mi, deli mi?

Kimse durduramaz iman selimi.

Boğaz Köprüsü'nde boğduk zalimi,

Düşmana ders oldu bu kutlu zafer,

Ya Allah, bismillah, Allahu ekber!

Hurşitler, Gülşahlar, Hasanlar vardı,

Özü halis/demir insanlar vardı,

Canını göndere asanlar vardı,

Yiğitler aşkına başlasın mehter:

Ya Allah, bismillah, Allahu ekber!

Kükreyince genç, ihtiyar aslanlar,

Süt dökmüş kediye döndü korsanlar.

Konuştu tarihe mühür basanlar,

"Ölümüne!" deyip yürüdü rehber,

Ya Allah, bismillah, Allahu ekber!

Yalın kılıç daldık Allah aşkına,

Nasıl da kaçıyor, bakın şaşkına.

Olçoklar kuruldu şehit köşküne,

Cennete yükselmek ne güzel kader,

Ya Allah, bismillah, Allahu ekber!

Orman gibi gümrah, gür oldu canlar,

Külliye önünde bir oldu canlar,

Bedenden kurtulup hür oldu canlar,

Ezan sesleriyle süslendi seher:

Ya Allah, bismillah, Allahu ekber!"

Kaynak: AA / Ümit Aksoy - Güncel
title