FETÖ'NÜN DARBE GİRİŞİMİNİN 9. YILI - Yapımcı ve senarist Uğur Uzunok, 15 Temmuz'un isimsiz kahramanlarını anlattı Açıklaması

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

TRT'de yarın akşam yayınlanacak "Son Sefer" filminin yapımcılığını üstlenen Uğur Uzunok, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, "Belki o gece kirasını nasıl ödeyeceğini düşünen, iş arayan, sınavına hazırlanan, nişan alışverişi yapan, kısacası hayata...

TRT'de yarın akşam yayınlanacak "Son Sefer" filminin yapımcılığını üstlenen Uğur Uzunok, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, "Belki o gece kirasını nasıl ödeyeceğini düşünen, iş arayan, sınavına hazırlanan, nişan alışverişi yapan, kısacası hayata dair farklı dertleri, meseleleri olan insanlar bir araya geldi ve bir ruh ortaya koydu. O ruh milletimizin kolektif bilinçaltında olan, lüzumunda ortaya çıkan büyük bir ruh." dedi.

"Payitaht: Abdulhamid" dizisiyle "Ben ve Babam-Vatan" ve "Direniş: Karatay" adlı yapımlara imza atan Uzunok, 15 Temmuz gecesinin sessiz kahramanlarını anlatan, TRT'de yarın akşam yayınlanacak "Son Sefer" filmine ilişkin AA muhabirine açıklamada bulundu.

Uzunok, geçen sene de yapımcılığını ve senaristliğini üstlendiği "Ben ve Babam-Vatan" adlı, yine 15 Temmuz gecesi için bir film yaptıklarını dile getirerek, "Film yaz olmasına rağmen çok iyi izlenme oranlarına ulaştı. O film de darbe gecesi bir baba oğulun Ankara'nın ortasında kalmasını ve onların mücadelesini anlatıyordu. Aynı zamanda darbecilerin TÜRKSAT baskınını konu alıyordu. Film yayınlandıktan sonra her kesimden övgüler aldık, hamdolsun. Çünkü çok gerçek ve temel duygular üzerinden hareket etmiştik. Bu sene de yine o gecenin bilinmeyen kahramanlığından bir örnek seçmek istedik. Biliyorsunuz, Atatürk Havalimanı darbecilerin ana hedefindeydi o gece. Biz de darbeyi otobüste evlerine gitmek üzereyken öğrenen aslında bir Türkiye mozaiği olan yolcuların hikayesini anlatmak istedik." diye konuştu.

"15 Temmuz'da eşine az rastlanır bir cesaret örneği gösterildi"

Uzunok, 15 Temmuz'da Türk toplumunun genelinin tavrını net olarak ortaya koyduğunu vurgulayarak, şunları aktardı:

"Farklı yaşlardan farklı dünya görüşlerinden ama darbe gecesi aynı şey için mücadele edip, birlik olan insanlar beni en çok etkileyen unsur oldu. Yani millet olmak, bir ve beraber olmak ne demek o gece hepimiz anladık. Sanırım dünya tarihinde eşine az rastlanır düzeyde bir cesaret örneği gösterildi o gece. Filmi yaparken de bu duyguyu temel aldık. Belki o gece kirasını nasıl ödeyeceğini düşünen, iş arayan, sınavına hazırlanan, nişan alışverişi yapan, kısacası hayata dair farklı dertleri, meseleleri olan insanlar bir araya geldi ve bir ruh ortaya koydu. O ruh milletimizin kolektif bilinçaltında olan, lüzumunda ortaya çıkan büyük bir ruh. Bence o gece Türkiye neresi, Türkiye'de nasıl insanlar yaşıyor, bunların hepsini tüm dünyaya gösterdik. Hamasi bir yerden söylemiyorum. Dünya tarihinde namluyla burun burunayken cesurca karşı koymuş çok az millet vardır."

"Son Sefer" filminde, 15 Temmuz'u anlatıp darbe girişimine sinema yoluyla ayna tutan Uzunok, "Her şeyden önce çok dikkat ediyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri, bu memleketin gözbebeği. Hikayeyi çekerken askerimizi üzecek, imajına zarar verecek tüm ayrıntılara dikkat ediyoruz. Öte yandan darbe heveslilerine de bazı hatırlatmalar yapmak istiyoruz filmimizde. Türkiye tarihi, darbeler tarihiyle beraber okunur. Millet reyinin geri plana itildiği zamanlar yaşadık. Belki bu, Türkiye'de sandık olgusunun güçlenmesine sebep olmuştur. Bu yüzden de zaten milletin reyine nasıl sahip çıktığını, kendi seçtiği idarecisinin arkasında nasıl durduğunu hepimiz gördük. Yaşanmış hadiseleri film yapmak her zaman risklidir. Hele yakın dönem politik bir olayı perdeye taşımak daha büyük hassasiyetler gerektiriyor. Bu sebeple senaryo aşamasından çekim aşamasına kadar dikkatli davrandık." ifadelerini kullandı.

"Bu film isimsiz kahramanların hikayesi"

Uğur Uzunok, sinemada gerçek hikayenin tek başına yavan olduğunu dile getirerek, şu bilgileri verdi:

"Bir trafik polisinin kaza tutanağını okursanız keyif almazsınız. Oysa Haldun Taner'in yazdığı bir tramvay kazasını okursanız o edebiyat olur ve ölümsüzleşir. Fakat 15 Temmuz, gerçekliğin içerisinde o kadar sağlam dramatik kodlar barındırıyor ki. Yani demek istediğim şu; o gece destan yazdık diyoruz ya, aslında evet, edebi bir tür olarak destan yazılacak kadar dramatik cesaret gösterdik. Bu yüzden gerçekliğin içerisinde dramatik durumları da barından o gecenin hikayesini yazmak kolay oldu. Senaryo, karakterinizin olağan akışında giderken başına onu sınayacak şeylerin gelmesiyle başlar. O gece hepimizin hayatı olağandı ve başımıza çok büyük bir musibet yaklaşıyordu. Tam bir film girişi oluyor bu cümle, öyle değil mi? Çünkü milletimiz o gece kendi senaryosunu kendi yazdı."

Filmde gerçek kişilerden daha çok, gerçek kişilerin toplamına yer verdiklerini vurgulayan Uzunok, "O gece işinden atılmış bir adam, darbeye karşı gelmiş midir? Var mıdır sokakta direnenler arasında? Vardır. Bizim hikayemizde de var. Böylesine bir millet hareketinin içerisinden seçtiğiniz senaryo kişileri gerçekçilik konusunda zorluk oluşturmaz. Dolayısıyla şöyle söyleyebilirim, senaryoda işlediğimiz karakterler gerçek ama isimsiz kahraman diyoruz ya, biz onları bire bir tanımıyoruz. İşte aslında isimsiz kahramanların hikayesi oluyor bu film de." değerlendirmesinde bulundu.

"Belki darbeleri işleyen bir film festivali yapılabilir"

Yapımcı Uzunok, set sürecinin zorlu geçtiğinin altını çizerek, şunları söyledi:

"Çünkü Atatürk Havalimanı gibi özel bir mekanda çekimler yaptık. Hala çalışan bir havalimanı. Dolayısıyla uçak iniş ve kalkışlarında kulede çekimler yaparken beklemek durumunda kaldık. Hepimiz için çok şaşırtıcı bir deneyimdi. İkinci olarak da bir otobüs ana mekanımız oldu. Özel bir sahnemiz var. Eğitimli sürücülerimiz defalarca otobüsle yapılacak bir U dönüşünün provasını yaptı, günlerce çalıştı. Her seferinde başarılı da oldu. Ama set günü kayıt dediğimiz ilk denemede otobüs kaza yaptı. Şükür büyük bir kaza değildi ama seti zorladı. Güvenlik tedbirlerimizi aldığımız için kimseye bir şey olmadı. Bizim için zorlu bir süreçti. Fakat en güzeli, aynı filmi çekmek için buluşmuş 200 kişinin filmin son sahnesini çektikten sonra başarmanın verdiği mutluluğunu görmek."

Türk sinemasının 15 Temmuz gibi kırılma noktalarını yeterince anlatamadığına işaret eden Uzunok, şunları kaydetti:

"Darbe sineması diye dünya sinemasında bir kitaplık oluştu. Gavras, Nae Caranfil, Porumboiu gibi darbe filmleri çekmiş dünyaca ünlü yönetmenler var. Yunanistan, Romanya sinemasından bu isimler. Bizim sinemacılarımızın o geceye ilişkin daha fazla hikaye anlatması gerekiyor. 'Unutulan şey tekrarlanır.' düsturunca unutturmak bir yana daha iyi anlamamızı sağlayacak filmlerimiz olmalı. Bu sebeple özel olarak belki bu konuda bir film festivali bile yapılabilir. Sadece 15 Temmuz darbe girişimini değil, 27 Mart, 12 Mart, 12 Eylül darbelerini, orada çekilen sıkıntıları anlamaya çalışacağımız bir film festivali. Aslında 12 Mart darbesini anlatmak istediğim bir dizi projem var. Nasip olursa yapmak istiyorum. 12 Mart'a giden süreç, trajik karakterleri ve anlatılmayan ayrıntıların olduğu bir hikaye."

Uğur Uzunok daha önce de darbelere karşı projeler ürettiğini dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"'En Uzun Yüzyıl' adında, Sultan Abdülaziz'e yapılan darbeyi anlatan bir mini dizinin senaristliğini yapmıştım. Sonrasında 'Ben Onu Çok Sevdim' adında Adnan Menderes'i anlatan bir dizinin ilk 6 bölümünden sonra senaristliğini devralmıştım ve Adnan Menderes'i daha çok siyasi mücadelesi ve darbe zamanı yaşadıklarıyla ön plana çıkarmıştım. Dolayısıyla darbe karşıtı bir söylem filmini ilk kez yapmıyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri, milletimizin gözbebeğidir. Şeref duyulacaklar listesinde birinci sırada gelir. Her zaman da milletinin refahı ve ileriye gitmesi için ön almıştır. Mesela tıp, mimari, mühendislik gibi alanlar Osmanlı'da önce orduda başlamış, sonra sivil hayata fayda sağlamıştır. Ara ara kendi hırs, çıkar ve menfaatleri için ordu içerisinde cuntalar kuran darbe heveslileri askerimizce de iyi hatırlanmaz. Evet darbe filmleri yapalım ama askerimizin memleket sevdalılarını da anlatalım. Bu farkındalığa da dikkat etmek gerekiyor."

Kaynak: AA / Hilal Uştuk - Güncel
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title