Fetö Çatı Davası
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çatı davası kapsamında tanık olarak ifadesi alınan Latif Erdoğan, Samanyolu televizyonunda Gülen’e danışılmadan bir programın gösterilmesinin imkansız olduğunu belirterek, Zaman gazetesindeki bütün manşetlerin Gülen tarafından...
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çatı davası kapsamında tanık olarak ifadesi alınan Latif Erdoğan, Samanyolu televizyonunda Gülen'e danışılmadan bir programın gösterilmesinin imkansız olduğunu belirterek, Zaman gazetesindeki bütün manşetlerin Gülen tarafından atıldığını söyledi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 14'üncü celsesinin öğleden sonraki kısmında tanık ifadelerinin alınmasına devam edildi. Cemaatin eski üyesi köşe yazarı Latif Erdoğan, Fetullah Gülen'i 1968 yılında tanıdığını, daha sonra her türlü faaliyetlerde Gülen ile birlikte olduğunu anlattı. O dönemlerde İslami, imani değerleri anlatım şeklinde çalışmalarda bulunduklarını kaydeden Erdoğan, o dönemlerde herhangi bir yapılanmanın olmadığını belirtti. Zaman gazetesi kurulduktan sonra orada yazar olarak çalıştığını söyleyen Erdoğan, "Sivas'ta bulundum ve orada imamlık yaptım. Daha sonra Samsun'a geçtim ve orada 1 yıl kalmamın ardından da İstanbul'a geçtim. İstanbul'da, Gülen'in hayatı ile ilgili kitap hazırlamaya başladım. Hizmeti temsilen 6 ay kadar ABD'ye gittim. ABD dönüşünde de Gülen ile birlikte Gazeteciler ve Yazarlar Vakfını kurduk. Daha sonra da Gülen'in ABD'ye gitme durumu oldu" diye konuştu.
Örgütte 'tayin heyeti' denen bir ekibin olduğunu ve o ekibin içinde yer aldığını anlatan Erdoğan, "2 sene o ekibin içinde kaldıktan sonra yapılan adaletsizliği gördüm. Tayinler konusunda insanlara istenilen ölçüde hassas davranılmadığı gördüm. 2001 yılında teşkilat yapılanmasından ayrıldım. 2011 yılında Gülen ile gelen bir tebliğ üzerine Mustafa Yeşil cemaatten ihraç edildiğimi söyledi ve yapıyla tamamen ilişkim kesildi" şeklinde konuştu.
Erdoğan, Gülen'in yapılanmasının şematik bir yapılanma değil, kaotik bir yapılanma olduğunu ve kimin ne görevde yer aldığını sadece Gülen'in bildiğini vurguladı. Erdoğan, örgütün bölge imamlarının olduğunu ve Altunizade'de aylık toplantılar yapıldığını, Gülen'in de bu toplantıya katıldığını belirterek, "Burada her ilin sorunu görüşülürdü. Gülen'e meseleler açılırdı ve karar alınırdı. Bu toplantılar Gülen İzmir'de ise İzmir'de yapılır, İstanbul'da ise İstanbul'da yapılır. Gülen ABD'ye gittikten sonra toplantı için oraya heyetler halinde gidildiğini biliyorum. Gülen'i ziyarete gittiğimde çevre illerden gelen arkadaşların toplantı yaptığını biliyorum" ifadelerini kullandı.
"Mahrem imamlarıyla direk Gülen irtibat halindeydi"
Erdoğan, "Askeri hizmetlere, emniyete, yargı işlerine 'mahrem hizmetler' adı verilirdi. Burada görev alanlar direk Gülen ile irtibat halindeydi. Onlar nasıl çalışırlar bilmiyorum ama çalıştıklarını biliyorum" dedi.
"Bizim düşüncemiz askeriye dini bütün insanların yer almasıydı"
Örgütün himmet çalışmaları hakkında bilgi veren Erdoğan, her sene mutlaka Ramazan ayından önce bir himmet toplantısının yapıldığını, Kurban Bayramı öncesinde ise deri ve kurban himmetinin yapıldığını söyleyerek, ek ihtiyaçlar olduğu takdirde yine himmet istendiğini belirtti. Örgütün kuruluşunun ilk yıllarında devlette kadrolaşma olduğunu düşünmediklerini ifade eden Erdoğan, "Bizim o zamanki düşüncemiz askeriyede dini bütün insanlar yer alsın yönündeydi. Daha sonra kadrolaşma olduğunu gördük. Ağabeylik önceleri saygı ifadesiydi daha sonra ağabeylik sistemi gelişti ve hiyerarşik yapı haline geldi. Önceleri saygı ifadesiydi" diye konuştu.
"Gülen 15 Temmuz'da devleti yıkmaya çalıştı"
Erdoğan, "Cemaatte önceden temel amaç imanlı, ahlaklı kişiler yetiştirmekti. 17-25 Aralık sonrası bu amaçtan sapmayı gördük. 17-25 Aralık sonrası bazı gazeteciler beni aradığında tüm bu olaylardan Gülen'in haberinin olmayabileceğini söyledim. Gülen buna sahiplenirse ben de karşı duruşumu sergilerim. Ama Gülen sahiplenmezse diye bekleyin dedim. O beddua olayından sonra Gülen 17-25 Aralık'ı sahiplenmiş oldu. Gaye ve hedefin devleti ele geçirme şeklinde olduğu algılandı. 15 Temmuz sonrası bunun devleti ele geçirmekten daha fazlası olduğunu gördük. Burada devleti yıkmaya çalıştılar. Gülen, doğrudan doğruya Türkiye Cumhuriyetini yıkmaya teşebbüs eden bir insan konumunda şuan" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, cemaat mensuplarında Gülen'in Mesih olduğu yönünde hakim bir düşüncenin olduğunu belirterek, Gülen'in doğrudan doğruya bunu kendisinin söylemediğini ancak söyleyenleri de yalanlamadığını kaydetti. Erdoğan, "Gülen'in genel sözleri arasında Peygamber Efendimizle görüşme meselesi her zaman baki olan bir şeydir onun için. Daha 5-6 yaşında çocukken bile kendisinin peygamberi gördüğünü söylüyordu. Rüya meselesinde aşırılığa gidilmesi taraftarı değildi ama kendisiyle ilgili görülen rüyaları ve cemaatle ilgili rüyaları kitaplaştırdı. Rüyaya ayrı bir önem veriyor. Kendi aleyhinde bir rüya görüldüğünde 'yalan rüya' deyip kestirip atıyordu, lehine olan rüyaların hepsini kabul ediyordu" şeklinde konuştu.
Örgütün medya yapılanmasını anlatan Erdoğan, Samanyolu televizyonundaki her türlü programın Gülen'e danışıldığını, Gülen'e danışılmadan bir programın gösterilmesinin imkansız olduğunu ifade etti. Gülen'in Zaman gazetesine de müdahale ettiğini anlatan Erdoğan, gazetede bütün manşetlerin Gülen tarafından atıldığını belirtti.
Masonlardan Gülen'e destek
Mahkeme Başkanı Giray'ın Gülen'in Masonlar ile bir bağının olup olmadığını sorması üzerine Erdoğan, öyle bir şeyin olup olmadığını bilmediğini ancak İzmir'de bulunan ve Mason olduğu iddia edilen bazı kişilerin Gülen'i desteklediğini anlattı. Gülen'in dini bakımdan derinliği olmadığını ifade eden Erdoğan, Gülen'in ezberinin iyi olduğunu, ilmi okuma konusunu otorite kurmak için kullandığını ve kendine bağlı militan yetiştirmek istediğini kaydetti. - ANKARA