Haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Bahçeli: Durum ciddi, Türkiye hazır olmalı

Bahçeli uyardı: Durum ciddi, Türkiye hazır olmalı

Bakan Güler: Zap'ta kilit kapatıldı, toplamda 2 bin 564 teröristin etkisiz hale getirildi

"Zap'ta kilit kapatıldı" diyen Güler ses getirecek rakamı ilk kez paylaştı

Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı

Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı

Fetö Çatı Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de yer aldığı 73 sanıklı Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çatı davasında tanık olarak ifadesi alınan eski polis memuru Hulusi Cemil Altınlı, geçmişte bir süre avukatlığını yapan sanık Ali Çelik'in, meslekten ihraç edilen ve...

Aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de yer aldığı 73 sanıklı Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çatı davasında tanık olarak ifadesi alınan eski polis memuru Hulusi Cemil Altınlı, geçmişte bir süre avukatlığını yapan sanık Ali Çelik'in, meslekten ihraç edilen ve yurt dışına firar eden eski savcı Zekeriya Öz için "Ailece görüşürüz. Hizmetten abimiz" diye bahsettiğini bildirdi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki oturumunda, Altınlı'nın "tanık" olarak ifadesi alındı.

Hulusi Cemil Altınlı, 1993'te Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığında polis memuru olarak göreve başladığını, Siirt, İzmir, Batman ve Edirne'de istihbarat şubelerinde 2005'e kadar görev yaptığını anlattı.

Eski İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun ile uzaktan akraba olduğunu kaydeden Altınlı, şunları söyledi:

"Sabri Uzun 1998'de benimle görüştü. Görüşmede, Fetullah Gülen cemaatinin devletin içine sızdığını, devleti ele geçirmek amacında olduğunu, bizim de bunların içine sızmamız gerektiğini söyledi. Güvenebileceği bir kişi olarak benim cemaatin içine sızmamı istedi. Kabul ettim. 'Mütedeyyin görüntü verirsen, sana yaklaşacaklardır.' dedi. Görev yaptığım Batman'da bu şekilde hareket ettim ve 2 cemaat mensubu benimle ilgilenmeye başladı. Beni ev toplantısına çağırdılar. Fetullah Gülen cemaatine mensup olduklarını söylediler ve beni de cemaate teklif ettiler. Bana, 28 Şubat sürecinden geçildiğini, namazımı ulu orta kılmamamı falan söylediler. Beni çağırdıkları ev Mustafa Günday'ındı, çağıran Ömer Kesinci'ydi, konuşmaları ise genelde Mehmet Gül yaptı. Cemaate girdikten sonra Gül'ün şube imamı olduğunu, Batman İstihbarat'ta polislerin hemen hemen yarısının cemaat mensubu olduğunu öğrendim."

Hulusi Cemil Altınlı, 6 yıl kadar sonra kurulan kumpasla meslekten atıldığını ve tutuklandığını belirterek, "Sanırım benim cemaate sızdığımı anlamışlar. Ama ben farkında değildim." diye konuştu.

Edirne'de tutuklu bulunduğu bir gün "Avukat görüşün var." denilerek çağrıldığını anlatan Altınlı, görüşmeye gittiğinde o zamana kadar tanımadığı avukat (sanık) Ali Çelik'in "Hulusi, sen misin? Beni Süleyman (Uysal) abi gönderdi." dediğini aktardı ve şöyle devam etti:

"Ali Çelik'in cemaatten olduğunu anlamıştım. Benden ücret almadan, cemaat adına savunmamı yapacağını söyledi. Cemaat, benim savunmalarımda cemaat aleyhine herhangi bir ifade verip vermeyeceğimi kontrol altında tutmak amacıyla Ali Çelik'i gönderdi. O sırada Edirne'de bir avukatım vardı. O avukatımın JİTEM ile irtibatlı olduğunu söyledi ve azletmemi sağladı. Benim cemaatle ilgili herhangi bir ifadem olmayınca, Ali Çelik'in bir gün mahkeme heyetine savunmamdan çekildiğini yazılı bildirdiğini öğrendim."

Hulusi Cemil Altınlı, aradığı Çelik'in, avukatlıktan çekilmesine gerekçe olarak ise "Ailen para vermiyor." dediğini söyledi.

Soruşturma sırasında savcıya ifade verirken odadaki diğer savcının söylediği sözleri Ali Çelik'ten daha sonra duyduğunu belirten Altınlı, bunu nasıl bildiğini Çelik'e sorduğunu aktardı.

Hulusi Cemil Altınlı, "Bana, 'Orada oturan başka savcı var mıydı? Beyaz tenli, renkli gözlü. O bizim Zekeriya abi' dedi. Zekeriya abi olarak kastettiği Zekeriya Öz'dü. 'Ailece görüşürüz. Hizmetten abimiz.' dedi. 'Zekeriya abimle görüştüm, savcılık senin tahliyeni talep edecek.' dedi. Hakikaten duruşmaya çıktığımda savcı tahliyemi talep etti. Duruşma savcısını Zekeriya Öz değil, Süleyman Pehlivan olarak biliyorum. O da sanırım şimdi tutuklandı." ifadelerini kullandı.

Altınlı, Ali Çelik'in savunmayı bırakmasının ardından başka avukata vekalet verdiğini, ancak avukatın temyiz başvurusunda bulunmaması üzerine hakkındaki mahkumiyet hükmünün kesinleştiğini anlattı.

Ancak cemaatin kendisinin peşini bırakmadığını, "Hizbullah üyesi" olarak telefonlarını dinlediklerini kaydeden Hulusi Cemil Altınlı, "2009'da bildiklerimi MİT'e anlatmaya karar verdim. Oraya sızamadıklarını düşünüyordum. Konuştuğum arkadaşım pazartesi sabahı MİT'e gitmemi istedi. Gideceğim gün İstanbul'daki bir soruşturma kapsamında gözaltına alındım." dedi.

Altınlı, bir soruyu yanıtlarken, başka bir yerde ifade veren gizli tanık "Kartal"a cemaat ile ilgili 6 sayfalık rapor verdiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Kartal, 'MİT, Fetullah Gülen grubuyla ilgili çalışma yapıyor.' dedi ve Emniyet imamlarının listesini istedi. Ben de o tarihte bildiğim emniyet imamlarını kod isimleriyle Kartal'a gönderdim. O da Batman'da TEM Şube Müdürlüğü yapan Ahmet Akbal ile devletçi bir insan olduğunu düşünerek bunu paylaşmış. Akbal hemen fotokopisini almış. Kartal, 'Sonra raporu MİT'e götürdüm.' dedi. Ondan sonra da MİT ile ilişkisi kesilmiş."

Sabri Uzun'un, "Öğrendiklerini telefonla konuşmayalım." dediğini, konuşmak için özel olarak gelmesini de istemediğini kaydeden Hulusi Cemil Altınlı, öğrendiklerini yılda bir Uzun'a aktardığını belirterek, Uzun'un, "Bu şekilde devam et. Bu bilgiler devletin işine çok geliyor." dediğini ifade etti.

Altınlı, 17-25 Aralık'tan sonra FETÖ'cü yapılanma çözülmeye başlayınca yeniden yargılanma başvurusunun kabul edildiğini ve bu defa bütün suçlardan beraat ettiğini bildirdi.

Sanıklardan Ali Çelik söz alarak, "Zamanında avukatlığını yaptığım, cezaevinden tahliye ettiğim, bunun için kıvrandığım bir insanın beni cezaevinde tutmak için çalıştığını görüyorum." dedi.

Çelik, Altınlı'nın sözlerinin çelişki dolu olduğunu savundu ve Sabri Uzun'un sözü üzerine yaptıklarını, "şahsa bağlı ajanlık" olarak niteledi.

Hulusi Cemil Altınlı, bu söz üzerine, "Ajanlık yapmadım. Devlet bu konuda görev verse, yine yaparım." ifadelerini kullandı.

Duruşmada daha sonra tanık Bülent Çanakçı'nın ifadesinin alınmasına geçildi.

Kaynak: AA / Güncel
title