Haberler

Faili Meçhul Davası (3/son) Çarkın'ın Ruh Sağlığı İncelenecek

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Altındağ İlçe Nüfus Müdürü Abdulmecit Baskın'ın 1993'te öldürülmesine ilişkin açılan davanın Ayhan Çarkın ile birlikte iki tutuklu sanığından biri olan Ziya Bandırmalıoğlu'nun tahliyesine karar verildi.

Altındağ İlçe Nüfus Müdürü Abdulmecit Baskın'ın 1993'te öldürülmesine ilişkin açılan davanın Ayhan Çarkın ile birlikte iki tutuklu sanığından biri olan Ziya Bandırmalıoğlu'nun tahliyesine karar verildi. Çarkın'ın ruh sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi sevk edilmesine karar verildi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki oturumunda savunmasını yapan sanık Seyfettin Lap, Baskın öldürüldüğünde Ankara dışında olduğunu sandığını ve Ankara'da hiç çalışmadığını ifade etti. Adının geçtiği olayların asılsız ve soyut olduğunu söyleyen Lap, görevi süresince kanun dışı hiçbir emir almadığını ve böyle bir şey yapmadığını belirtti. Lap, "Abdülmecit Baskın'ı da, Altındağ'ı da, Nüfus Müdürlüğünü de hayatımda görmedim. Ayhan Çarkın'la da hiçbir husumetim yoktu. Bizim psikolojimiz de zaman zaman bozuldu" ifadelerini kullandı. Sanık Ahmet Demirel de 1993'te Özel Harekat Daire Başkanlığı kurulunca, İbrahim Şahin'in teklifi üzerine Özel Harekat Daire Başkanlığına katıldığını bildirerek, şunları söyledi:

"Çarkın, 'Ahmet Demirel ve ekibi' diye bahsetti. Emniyeti bilenler bilir, o rütbedeki birinin ekibi olmaz. İdari bürodaydım ve kurs görmediğim için geri görevdeydim. Behçet Cantürk öldürüldüğünde de yurtdışında görevliydim. Bahsi geçen olayları basından öğrendik. Hukuk dışı bir olaya adımın karıştırılmasından üzüntü duydum. Kimsenin adam öldürmeye, adam kaldırmaya yetkisi yok. Kanunsuz bir eyleme katılmadım."

-"AYHAN ÇARKIN ARKADAŞIMIZ HATALARINI ANLAYACAKTIR"-

İbrahim Şahin'in de Özel Harekatta kanun dışı bir konuşmasını hatırlamadığını ifade eden Demirel, "Ayhan Çarkın arkadaşımız hatalarını anlayacaktır. Mağdur edilmeyi hak etmediğimizi düşünüyorum" dedi. Sanık Ayhan Özkan da Baskın İstanbul'daki görevinden ilişiğinin 9 Kasım 1993'te kesildiğini, Baskın cinayeti olduğunda da İstanbul'da bulunduğunu anlattı. Çarkın'ın suçlamalarının nedenini bilmediğini söyleyen Demirel, "Ne arkadaşlarımla ne Ayhan Çarkın ile böyle bir eylemde bulundum. Mahkemeye çıktığım güne kadar böyle bir olay olduğunu da bilmiyordum" dedi. Psikolojik tedavi gördüğünü ve travma sonrası stres bozukluğu teşhisi konulduğunu bildiren Özkan, ailece görüştükleri dönemde Çarkın'ın da kendisine, "Senin tedavi gördüğün hastanede yatışım olabilir mi?" diye sorduğunu ifade etti.

Özkan, "Çarkın'ı hocaya götürdüm, terapi yapıldı. Bakırköy Psikiyatri Bölümüne yatış için referans gösterildi. Ertesi gün Çarkın'ı aradığımda ulaşamadım. Sonra memlekete gittiğimde Ayhan Çarkın'ın basına açıklamalar yaptığını gördüm" dedi. Söz alan Ayhan Çarkın, "Her insanın psikolojik sorunları olur. Psikologla görüşmek istedim. Sadece psikolog istemiştim" dedi.

-"TUTARSIZ İFADELER"-

Sanık Uğur Şahin de Baskın cinayeti işlendiğinde İstanbul'da olabileceğini ifade etti. Çarkın'ın açıklamalarını psikolojisine yorumladığını söyleyen Şahin, "Hiçbir zaman kavgamız, husumetimiz olmamıştır. Neden benim ismimi vermiştir, onu da kendisine sormak lazım" dedi. Sanık Ayhan Akça da Çarkın'ın beyanlarının tamamen hayal ürünü olduğunu savunarak, "Tutarsız ifadeler. Ben bunu arkadaşımın rahatsızlığına veriyorum" dedi.

Baskın'ın çalıştığı nüfus müdürlüğünü dahi bilmediğini söyleyen Akça, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu arkadaşın (Çarkın) konuşmasının esas nedeni neyse, kimler konuşturuyorsa onları söylesin. Devletin kurumlarını da zor durumda bıraktı. Ben kesinlikle kanunsuz emir almadım. Ayhan ile ilgili ne diyelim? Diyecek bir şey bulamıyorum. Herkes rahatsız. Ayhan, geçmişe dönük haksızlığa uğradığını söylüyor. Ne yapalım? Hepimiz uğradık. Devletten hesap mı soralım? Ben, hukuk dışı en ufak bir emir almadım, böyle bir şey yapmadım."

Sanık Ercan Ersoy da Baskın öldürüldüğünde İzmir'de Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde çalıştığını söyledi. Cinayetin 1993'te işlendiğini, oysa Çarkın ile 1994'te tanıştığını bildiren Ersoy, ise şöyle konuştu:

"Yani, 1993'te Çarkın beni Ercan Ersoy diye bilmez. Öldürülen şahsı tanımıyorum. Kimlerce, ne zaman öldürüldüğünü bilmiyorum. Ayhan bizim sevdiğimiz bir arkadışımızdır, efsane bir polistir. Bulaştığı uyuşturucu müptelalığı vardı, bir de sanıyorum ruhsal sıkıntıları var. Bunları neden yapıyor, yönlendiriliyor mu, bunlar hayal ürünü mü, bilmiyorum. Bunları birileriyle yaptılarsa da ben bunları bilmiyorum."

-"FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLERİN ARAŞTIRMASI YAPILMAMIŞTIR"-

Duruşmada daha sonra sesli ve görüntülü sistem aracılığıyla cezaevinde bulunan sanık eski Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin'in savunması alındı. Ayhan Çarkın'ın ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını ve hayal ürünü olduğunu söyleyen Şahin, "Faili meçhul cinayetlerin araştırması yapılmamıştır. Bizim üzerimizden Özel Harekatçılar suçlanmıştır. Susurluk kazası uluslararası güçler ve piyonları tarafından yapılmıştır. Bu operasyondan önce Mehmet Eymür MİT'en kovulmuş, Kontrterör Daire Başkanlığı kapatılmıştır. Balıkesir'in Susurluk ilçesindeki kaza planlanandan 1,5 ay geç yapılmıştır. Bundan Mehmet Eymür sorumludur. Bu operasyonun 1 buçuk ay geç yapıldığı MİT içindekilerce bana söylenmiştir. Susurluk olayı trafik kazası değil, CIA ve MİT cinayetidir.Bunu yapan da Eymür ve ekibidir" dedi. Faili meçhul olayların Özel Harekatçılarla ilgisi olmadığını savunan Şahin, "Faili meçhul cinayetlerde hayatlarını kaybedenlerin birçoğu PKK terör örgütüne hizmet eden ajanlardır. Birçoğu da uluslararası güçler tarafından bazı paylaşımlar için öldürülmüştür, polis özel timlerini suçlamışlardır" iddiasında bulundu.

"PKK, ASALA adına uyuşturucu ticareti yapanların Kürt işadamı olarak gösterildiğini" iddia eden Şahin, "bunların Türk ve Türkiye düşmanlıklarının belgeli olduğunu" savundu.

Şahin şöyle konuştu:

"1993'te İstanbul'da görevliydim. Mehmet Ağar bana Özel Harekatla ilgili çalışma yapma talimatı verdi. Haziranda Ankara'ya atandım. O kişinin (Abdulmecit Baskın) öldürüldüğü tarihte daha ortada binamız yok. Böyle bir emir vermedim. Ayhan Çarkın'ın ifadelerinin mantıkla alakası yok. Tüm faili meçhul cinayetlerin arkasında Mehmet Eymür var. Abdullah Öcalan, Mahmut Yıldırım, MİT elemanıdır. Mehmet Eymür'ün adamıdır. Bunun MİT'ten sorulmasını istiyorum. Emre Taner'in tanık olarak dinlenilmesini istiyorum. 2007'den sonra işlenen faili meçhul cinayetlerin araştırılmasını istiyorum."

-"ÇARKIN'DAN ALLAH RAZI OLSUN"-

Müşteki avukatlarından Zahit Eyhanoğlu da olayın üzerinden 20 yıl geçtiğini hatırlatarak, "Sanık Ayhan Çarkın'dan Allah razı olsun. Bu olayı aydınlatmıştır" diye konuştu.

Cumhuriyet Savcısı Sadık Bayındır, ifadesi alınmayan sanıkların ifadelerinin alınmasını ve tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamını talep etti Tutuklu sanıklar Ziya Bandırmalıoğlu ve Ayhan Çarkın'ın avukatları müvekkillerinin tahliyelerini istedi.

Çarkın'ın avukatı Deniz Uçar, "Olayın işlendiği tarihten 20 yıl geçmiş. Karartılacak delil kalmamıştır. Müvekkilimin tahliyesini istiyorum" dedi.

Çarkın da "Herkesin beyanına katılıyorum. Diğer faili meçhullerle alakalı dava açılana, dosya birleştirilene kadar tutukluluk halimin devamını istiyorum. Ruh sağlığımın yerinde olup olmadığının tespiti için tam teşükküllü hastaneye sevkimi talep ediyorum. Psikolojik tedavi veya uyuşturucu tedavisi görmedim. Uyuşturucu kullandığım benim samimi beyanımdır. 2 buçuk senedir içerideyim, bir sıkıntı çekmedim. Ruh sağlığım yerinde" diye konuştu.

Bandırmalıoğlu ise "Bu infaz olayı ile ilişkim olmadığını belirtmiştim. Buradakilerin cinayet işlediğine tanık olmadım. Devletin verdiği görevleri yaptık. İllegal operasyonlara katılmadım" dedi.

-ÇARKIN'IN PSİKOLOJİSİ İNCELENECEK-

Davanın tutuklu sanığından biri olan Ziya Bandırmalıoğlu'nun tahliyesine karar verilen duruşmada, Çarkın'ın ruh sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi sevk edilmesine karar verdi. Çarkın'ın özellikle soruşturma ve kovuşturma aşamalarında verdiği ifadelere itibar edilemeyeceği hususlarında rapor düzenlenmesine karar verilen duruşmada, EGM'ye yazı yazılarak sanıkların 1993 eylül ve ekim aylarında nerede hangi birimde ve hangi sıfatla görev yaptıklarının sorulmasına hükmedildi. Mehmet Ağar'ın savunmasının sesli ve görüntülü sistemle alınmasına karar verilen duruşma 19 Şubat'a ertelendi.

Kaynak: ANKA / Güncel
Karadağ'a 3-1 yenilen A Milli Takımımız, A Ligi'ne yükselme şansını play-offa bıraktı

Elimizdeki bileti Galler'e kaptırdık

Duruşmada kullandığı Kurtlar Vadisi repliği dikkat çekmişti! Fırat Sarı'yı CİMER'e ilk şikayet eden kişi olduğu ortaya çıktı

Fırat Sarı'yı CİMER'e ilk şikayet eden kişi olduğu ortaya çıktı

Trump'tan doktor Mehmet Öz'e kritik görev

Doktor Mehmet Öz'e ABD'de kritik görev

Döner, iskender ve hamburgerde gramaj kaçağına son

Esnafa yazı gönderildi! Menüye eklemeyen yandı

title