Faili Meçhul Cinayetler Davasından Mehmet Ağar'a Kötü Haber
Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılmasının ardından Mehmet Ağar, Korkut Eken, bazı eski özel harekat polisleri ve Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da arasında bulunduğu 19 kişinin, 1990'lı yıllarda işlenen 18 faili meçhul cinayetle ilgili yargılanmasına başlandı.
Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılmasının ardından Mehmet Ağar, Korkut Eken, bazı eski özel harekat polisleri ve Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da arasında bulunduğu 19 kişinin, 1990'lı yıllarda işlenen 18 faili meçhul cinayetle ilgili yargılanmasına başlandı. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Ağar'ın duruşmalardan vareste tutulma kararını kaldırırken, 19 kişi hakkında 765 sayılı TCK'nın "cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında adam öldürmek" suçlamasıyla açılan dava ile bu sanıklardan 12'si hakkında Altındağ İlçe Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın'ın 1993'te öldürülmesine ilişkin aynı suçlamayla açılan davanın birleştirilmesine karar verdi.
Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılmasının ardından Mehmet Ağar, Korkut Eken, bazı eski Özel Harekat polisleri ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da arasında bulunduğu 19 kişi hakkında, 1990'larda işlenen 18 faili meçhul cinayetle ilgili "cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında adam öldürmek, adam öldürmeye iştirak" suçundan açılan davanın görülmesine başlandı. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kapatılmasının ardından Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesine devredilen davanın duruşmasına tutuklu sanık Ayhan Çarkın ile tutuksuz sanıklar Mehmet Korkut Eken, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Seyfettin Lap, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Uğur Şahin ve Lokman Külünk, bazı müştekiler ve tarafların avukatları katıldı. Davanın bugünkü duruşmasında Mehmet Korkut Eken, savunmasında, savcılıkta ve Abdulmecit Baskın'ın öldürülmesine ilişkin dava kapsamında daha önce verdiği ifadeleri tekrarladığını belirterek, "Bu arkadaşların sadece eğitim programlarını yaptım. 1982'den beri bu arkadaşları yetiştirdim. Hepsini takip ettim. Biliyorum ve gurur duyuyorum. Benim aslında burada olmamam gerekiyordu. Adı geçen şahısları tanımıyorum. Zaten o dönemlerde Menteş'te eğitimdeydim. Sonrasında eğitim için Balıkesir'e gittim" dedi. Sanık Ahmet Demirel'in avukatı, müvekkilinin 10 gün önce üçüncü kez kalp krizi geçirdiğini ifade ederek, öncelikle ifadesinin alınmasını ve ardından duruşma salonundan ayrılmasına izin verilmesini istedi. Savunması alınan Demirel, kalp hastası olduğunu kaydederek, "Bizler katil değiliz, devlet adına görev yapmış insanlarız. Çarkın da bizlerle çalıştı. Çok ufak boyutta telefonla münakaşamız olmuştur. Onun dışında husumetimiz söz konusu değil. Başkalarının telkinleriyle bizleri suçladığını düşünüyorum. O dönemlerde nerede olduğumu dahi hatırlamıyorum. Örnek olarak, beni bir olaya karıştırmış. O olay sırasında yurt dışında olduğumu çok iyi hatırlıyorum. Ne kanunsuz emir aldım ne verdim. Tamamen arkadaşımızın senaryosu olduğunu düşünüyorum. Behçet Cantürk olayında yurt dışındaydım" diye konuştu.
-ÇARKIN SAVUNMA YAPMADI-
Savcıya 2011'de verdiği ifadede, Namık Erdoğan'ın öldürülmesi konusunda söylemediği şeylerin yer aldığını savunan Sanık Ercan Ersoy ise kendisinin böyle bir ifadesinin bulunmadığını, maktulleri tanımadığını ve suçlamaları kabul etmediğini belirtti. Kanunsuz hiçbir emir almadıklarını, kendi başlarına da hareket etmediklerini ifade eden sanık Seyfettin Lap da olay sırasında Balıkesir'de olduğunu, isimlerinin olaylara serpiştirildiğini iddia etti. İstanbul'da terörle mücadele amirliği yaptığını ifade eden Lap, kötü muameleden hiçbir soruşturma geçirmediğini kaydetti. Sanık Ayhan Özkan da öldürülen kişileri tanımadığını belirterek, Ayhan Çarkın'ın kendisini Mecit Baskın cinayetinde fail olarak gösterdiğini ifade ederek, suçlamaları reddetti. Faik Candan cinayetiyle suçlanan sanık Lokman Külünk ise cinayet tarihinde Balıkesir'de kursta olduğunu, Candan'ı tanımadığını iddia ederek, suçlamaları kabul etmediğini ve neler olduğunu bilmediğini kaydetti. Sanık avukatları müvekkillerinin savunmalarına katıldıklarını bildirirken, sanıklardan Ayhan Çarkın avukatı hazır bulunmadığı gerekçesiyle bugünkü duruşmada savunmasını yapmadı.
-ÇARKIN'IN VİCDANI VİCDANSIZLIĞA DAYANAMADI-
Sanıkların ardından duruşmada hazır bulunan müştekiler ile avukatlarının beyanları da alındı.
Maktul eski Anavatan Partisi Keskin İlçe Başkanı Metin Vural'ın kızı Tülin Vural, "Ayhan Çarkın her şeyi itiraf etti ama ne yazık ki herkes yurt dışında şehir dışında olduğunu söylüyor, inkar ediyor. Lütfen artık yaralarımızı sarın. Her şey ortada zaten" dedi. Maktul Namık Erdoğan'ın kardeşlerinden Naif Erdoğan ise Çarkın'ın vicdanının vicdansızlığa dayanamadığını, bu nedenle davanın açıldığını belirterek, TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu'na verilen ifadelerin mahkemeye getirilmesi talebinde bulundu. Namık Erdoğan'ın kızı Begüm Erdoğan, "Burada olan ya da olmayan bütün sorumluların cezasını çekmesini istiyoruz. Biz 20 yıldır her gün ölüyoruz" dedi.
Maktul Yusuf Ekinci'nin oğlu Sertaç Kamil Ekinci ise cinayetlerin, devletin en üst kademelerinde alınan kararlar sonucu işlendiğine ilişkin ciddi iddialar bulunduğu anlatarak, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Mesut Yılmaz, Özer Uçuran Çiller, Orhan Taşanlar, Kemal Yazıcıoğlu ve Kutlu Savaş'ın da arasında bulunduğu kimi kişilerin dinlenmesini ve "ölüm listesi" iddialarının araştırılmasını istedi. Maktul Savaş Buldan'ın eşi, HDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan Avukatı Meral Danış Beştaş, "Bir sorgu mu yapıldı, emin değilim. Sorgu böyle yapılmaz. Onlarca cinayetten bahsediliyor. Sanıklar da 'Eğitimdeydim' diyor. Davanın bir numaralı sanığı özel celsede dinleniyor. Ayrıcalıklı bir sanık. Bizim adalet duygumuz alt üst oldu. Mehmet Ağar'ın bugün burada niye olmadığını mahkemenin açıklamasını istiyoruz" dedi.
-"KAÇMA ŞÜPHEM NEDEN OLSUN?"-
Cumhuriyet savcısı, bu dava ile Abdulmecit Baskın'ın öldürülmesiyle ilgili dava dosyasında tarafların ve dava konusunun aynı olduğunu belirterek, davaların dosyalarının birleştirilmesini talep eti.
Çarkın'ı, akıl sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesi için gözetim altına alan Adli Tıp Kurumu raporunun beklenmesini isteyen savcı, Çarkın'ın tutukluluk halinin devamını, diğer sanıkların ise tutuklanması yönündeki taleplerinin reddini istedi.
Söz alan Sanık Ayhan Çarkın, tahliyesini isteyerek, "Kaçma şüphem neden olsun? Ben neden kaçayım? Somut bir delil yok. En küçük bir delil yok. Ben neyi karartacağım? Müştekiler üzerinde nasıl bir baskı oluşturacağım? Tutukluluğumun devamı haksızlık değil midir? Suçluysam dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski Başbakanlar Tansu Çiller ile Mesut Yılmaz ve emniyet istihbarat teşkilatında görev yapan bazı kişilerin de tutuklanması gerekir. Eğer bunlar soyutsa, benim de mağduriyetime son verilmelidir" dedi.
-AĞAR DURUŞMALARA GELECEK-
Duruşmaya verilen aranın ardından Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi 1990'lı yıllarda işlenen 18 faili meçhul cinayetle ilgili Mehmet Ağar, özel harekat polisleri ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da arasında bulunduğu 19 kişi hakkında 765 sayılı TCK'nın "cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında adam öldürmek" suçlamasıyla açılan dava ile bu sanıklardan 12'si hakkında Altındağ İlçe Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın'ın 1993'te öldürülmesine ilişkin aynı suçlamayla açılan davanın birleştirilmesine karar verdi.
Mahkeme, celse arasında ifadesi alınan sanıklar Mehmet Ağar ile Yusuf Yüksel hakkında verilen vareste kararını kaldırdı. Ayhan Çarkın'a ilişkin Adli Tıp Kurumu raporunun birleştirilen dosya üzerinden beklenmesine hükmeden mahkeme, Çarkın'ın diğer dosyada da tutuklu olmasını göz önünde tutarak, tahliyesine karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.