Evlilik Programlarıyla İlgili Kapsamlı Çalışma Yapacağız"
TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesindeki Evlilik Programlarının Aile Kurumuna Olumsuz Etkilerini Araştırma Alt Komisyonu Başkanı Canan Candemir Çelik, alt komisyon olarak gerek programların taraflarıyla gerek de izleyici temsilcileriyle bu konuyla ilgi en geniş ve kapsamlı çalışmaları...
MEHMET AKİF PARLAK - TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesindeki Evlilik Programlarının Aile Kurumuna Olumsuz Etkilerini Araştırma Alt Komisyonu Başkanı Canan Candemir Çelik, alt komisyon olarak gerek programların taraflarıyla gerek de izleyici temsilcileriyle bu konuyla ilgi en geniş ve kapsamlı çalışmaları yapacaklarını belirterek, "Somut bir çalışmayı milletimizin istediği bir şekilde huzura getirmeyi düşünüyoruz." dedi.
Ak Parti Gaziantep Milletvekili Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, televizyonlardaki evlilik programlarına toplumdan büyük tepkiler geldiğini, bunun en büyük kanıtının da Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna (RTÜK) yapılan binlerce şikayet olduğunu söyledi.
Toplumun evlilik programlara yönelik rahatsızlığına duyarsız kalamadıklarını dile getiren Çelik, "Tabii bu şikayetlerin Meclis boyutu da var. Meclis'e gelip bize bu konuları şikayet eden çok sayıda vatandaşımız bulunuyor. Vatandaşlar şikayet ederken direkt bu programlar kapatılsın diye eleştirip bu şekilde konuyu kapatıyor. Toplumun bu duyarlılığına bizim sessiz kalmamız mümkün değil. Bir kadın, anne ve sorumluluk sahibi bir vekil olarak bu konuda TBMM çatısı altında konuyu görüşmek üzere bir komisyon kurduk. Burada amacımız bilimsel, teknik ve hukuki bir inceleme yapıp toplumumuzun ihtiyacı ve duyarlılığına en doğru sonucu çıkartacak yöntemi hazırlamaktır." diye konuştu.
Evlilik programlarının özünde toplum ve aile değerlerine aykırı, aile bütünlüğünü tehdit eden, insan ve kadın haklarına aykırı bir şekilde evlilik kurumunu dejenere edecek içerikler barındırdığını aktaran Çelik, toplumda söz konusu programların daha sık denetlenmesi için büyük bir fikir birliği olduğuna işaret etti.
Anayasada aile bütünlüğünün korunmasının devlete bir sorumluluk olarak yüklendiğini hatırlatan Çelik, bunun için kurumların harekete geçtiğini, özellikle RTÜK'ün bu konuda üzerine düştüğünü yerine getirdiğini söyledi.
"Toplumumuzun ihtiyacına göre bir cevap vereceğiz"
Çelik, televizyon ve program yapımcılarının kamu hizmeti yaptıklarını unutmaması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Kamu veya özel de olsa burada yapılan kamu hizmetidir. Toplumun değerleriyle bağdaşmayan mesajları vermek burada terör kadar tehlikeli bir süreç doğuracak demektir. Bizim en büyük zenginliğimiz aile mefhumu ve bunun temelini oluşturan evlilik kurumuna verdiğimiz değerdir. Burada biz temeli en sağlam şekilde muhafaza etmek zorundayız. Bu bizim en büyük zenginliğimiz ve bunu kurmamız lazım. Evlilik gibi kutsal bir kurumu bir eğlence malzemesi gibi görsel bir şov haline getirmek, milyonları eğlendirmek için ekran karşısında insanların onurlarıyla oynayarak fiziki ve kişisel özelliklerini, mali varlıklarını dalga geçer gibi sunmak insanlara ve topluma en büyük haksızlıktır. İnşallah bu konuyla ilgili meclis sürecinde biz elimizden geleni yapacağız. Bütün siyasi partilerden komisyonumuzdan arkadaşlar var. Herkesin bu konuda duyarlılığı çok yüksek. İnşallah toplumumuzun ihtiyacına göre bir cevap vereceğiz."
Alt komisyon olarak gerek programların taraflarıyla gerek de izleyici temsilcileriyle bu konuyla ilgi en geniş, kapsamlı çalışmaları yapacaklarını dile getiren Çelik, "Somut bir çalışmayı milletimizin istediği bir şekilde huzura getirmeyi düşünüyoruz." ifadesini kullandı.
"Her kanal öz denetimini yapmalı"
Çalışmalarının daha büyük bir sorunla karşılaşmamak adına net ve radikal olacağını kaydeden Çelik, şunları söyledi:
"Maalesef insanlarımızın günde ortalama 3-4 saat televizyonun başında geçirdiğini biliyoruz. Buradaki programların yapım sürecinde de bunların göz önünde bulundurulması lazım. Vatandaşın bize gelen şikayet ve talepleri çoğunlukla kapatılsın yönünde ama tabii biz bir hukuk devletiyiz bunu ilgili denetleme kurulu çerçevesinde gözden geçireceğiz ve hukuk içinde bu konuya bir çözüm üretmemiz gerekiyor. Burada denetleyici kurulların çok daha güçlendirilmesi, her kanalın kendi içerisinde kendi öz denetimini yapabilmesi ve bu programların alternatiflerinin seyircilere sunulabilmesi lazım."
Sivil toplum kuruluşları aracılığıyla sponsorlar üzerinde ciddi bir baskı oluşturulması ve toplum ahlakına aykırı fiilleri içeren konularda sponsorların programlara desteklerini tekrar gözden geçirmesi gerektiğine değinen Çelik, "Bu programlar yapılırken iyiyi örnek gösterecek şekilde, aile bütünlüğünü destekleyen programları teşvik edecek mekanizmaları kurmamız lazım çünkü bugün bunu kapatırsınız yarın başka bir programda aynı şekilde bizim değerlerimizi rencide edecek içerikler olabilir. Burada bütün bunları göz önünde bulundurmak lazım." dedi.