Evladı dağa kaçırılan babadan Kılıçdaroğlu'na çağrı: "Samimiysen, gel bir de Kandil'e yürüyelim"
Teröristlerin oğlunu kaçırdığını iddia ederek HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde evlat nöbetinde olan acılı baba; Kılıçdaroğlu'nun Ankara'ya yaptığı Adalet Yürüyüşü'nü hatırlatarak, "Samimiysen, gerçekçiysen, yüreğin varsa gel bu ailelerle beraber Kandil'e yürüyüş yapalım" dedi.
Neredeyse bir yıldır HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde evlat nöbetinde olan olan acılı anne babalardan birisi de Celil Begdaş. Oğlu Yusuf'un teröristler tarafından kaçırılmasının 1. yılı nedeni ile parti binası önüne siyah çelenk bırakan Begdaş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun daha önce ''barış'' için Ankara'ya yürümesine atıfta bulunup "Samimiysen, gerçekçiysen, yüreğin varsa gel bu ailelerle beraber Kandil'e yürüyüş yapalım" dedi.
''BENDEN BİR PARÇA ALDILAR''
Amed Direniş Grubunun oğlunu sattığını savunan Celil Begdaş, "Ben burada vicdanı olan insanlara sesleniyorum, acaba sizin evlatlarınız bir saat eve gelmezse siz ne düşünürsünüz? Beni kendi yerinize koyun, benim evde huzur yok. Ben burada bir Kürt olarak, bir Kürt Celil olarak sesleniyorum, ben Kürt'üm, şerefsiz değilim. Kimsenin çocuğunu satmadım, kimsenin evini yıkmadım. Benim ve buradaki ailelerin evini yıkanların Allah evini yıksın. Allah, hakkımızı onlara koymasın. Ben evimde yatamıyorum. Benden bir parça aldılar. Parça nedir, ciğer aldılar. Burada ciğeri olanlar konuşsun.'' dedi.
''BİZİM İÇİN DE KANDİL'E YÜRÜYELİM''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenen Begdaş, şunları söyledi: ''Sen kalktın Ankara'ya yürüyüş yaptın, tamam. İnsan hakları için, barış için, gel de bizim için Kandil'e bir yürüyüş yapalım, bir zahmet. Samimiysen, gerçekçiysen, yüreğin varsa gel Kandil'e bu ailelerle beraber yürüyüş yapalım. Bu evlatlarımızı getirelim. Benim oğlumu sattılar, nereden biliyorum, gelen çocuk söylüyor. Peki madem ki devlet bizi buraya getirdi bu 13 çocuk nereden geldi. O zaman Allah razı olsun. Kim benim çocuğumu getirse Allah razı olsun, kim getirmezse Allah belasını versin. Benim evladım gelmeyene kadar ben buradan kalkmayacağım. Ya ölümüm ya da benim evladım. Gelin bu çocuklarımızı alalım bunlardan. Yeter artık, yeter artık analar ağlamasın"