Evinden Çıkarken Üç Kez Helallik İstemiş
NURETTİN KİLİS - Siirt'in Şirvan ilçesinde özel maden ocağında meydana gelen heyelan sonucu toprak altında kalarak hayatını kaybeden kamyon sürücüsü Abdulbaki Aydın'ın, facianın yaşandığı gün evinden çıkarken üç kez helallik istediği ortaya çıktı.
ZEKERİYA GÜNEŞ - NURETTİN KİLİS - Siirt'in Şirvan ilçesinde özel maden ocağında meydana gelen heyelan sonucu toprak altında kalarak hayatını kaybeden kamyon sürücüsü Abdulbaki Aydın'ın, facianın yaşandığı gün evinden çıkarken üç kez helallik istediği ortaya çıktı.
Maden köyündeki maden ocağı sahasında 17 Kasım gecesi yaşanan heyelanın ardından bölgede Siirt, Batman, Bitlis, Diyarbakır, Van ve Erzurum'dan sevk edilen AFAD, Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE), Türk Kızılayı çalışanları ve jandarma ekiplerinin katılımıyla başlatılan arama kurtarma çalışmaları sürüyor.
Toprak altında kalan 16 işçiden şimdiye kadar 8'inin cesedi çıkarılırken, 8 işçi için arama kurtarma çalışmaları sürüyor.
Ailelerin bir umutla beklediği bölgede cesetleri çıkartılan işçilerin hikayeleri de yürek burkuyor.
Bu işçilerden biri de maden ocağında geçen yıl kasım ayında şoför olarak çalışmaya başlayan Abdulbaki Aydın.
Aydın'ın ekmek parası kazanmak için görev yaptığı maden ocağında yaşanan facia, eşini ve ailesini gözü yaşlı, çocukları kırk günlük Veysel'i, iki yaşındaki Vedat'ı ve dört yaşındaki Elif'i ise yetim bıraktı.
"Ekmek parası için bu işe girmişti"
Aydın'ın eşi Mukadder Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşinin maden ocağında işe başlamasının birinci yıl dönümünde hayatını kaybettiğini söyledi.
40 günlük bebeği ile iki ve dört yaşındaki çocuklarının babaları gibi yetim büyüyeceğini dile getiren Aydın, "Eşimin herhangi bir mesleği yoktu. Ekmek parası için bu işe girmişti. Bu işte tam bir yılını doldurmuştu. Çocuklarımız küçüktü, borcumuz vardı. Eşim mecburiyetten bu işe gidiyordu." dedi.
"Üç kez kapıdan uzaklaştı, geri dönüp vedalaştı"
Eşinin faciadan iki gün önce izne geldiğini belirten Aydın, "İzni bitip işe döneceği gün bana yaptığı işin tehlikesini anlattığında ona 'Gitme evinde kal, aç kalırız ama senin orada ölmene değmez.' dedim. Üç kez kapıdan uzaklaştı, geri dönüp vedalaştı. Evden bir türlü kopamıyordu. 'Çocuklarım sana emanet kendine ve çocuklarıma iyi bak. Hiç bir baba daha bir aylık çocuğunu bırakıp gitmek istemez ama mecbur olduğum için gidiyorum.' demişti.' ifadelerini kullandı.
"Korkuyorum, belki evime gelemeyebilirim"
Olaydan önce gördüğü bir rüyayı facianın yaşandığı gün telefonda görüştüğü eşine anlattığını kaydeden Aydın, eşinin de bunun üzerine yaptığı işin tehlikesinden söz ettiğini aktardı.
"Eşim, 'Korkuyorum, belki evime gelemeyebilirim' diyordu." ifadelerini kullanan Aydın, bu telefon görüşmesinden yaklaşık yarım saat sonra da heyelanın meydana geldiğini bildirdi.
Aydın, heyelan olduğunu eşinin arkadaşından öğrendiklerini vurgulayarak, olayın önce kendisinden gizlenmeye çalışıldığını söyledi.
Sabaha kadar haber beklediklerine işaret eden Aydın, bölgeye götürülmediği için eşinin cenazesini yakınları ile mesai arkadaşlarının teslim aldığını belirtti.
Aydın, "Bize bakacak kimse kalmadı." şeklinde konuştu.
Bebeğinin beşiğine fotoğrafını koydular
Abdulbaki Aydın'ın ablası Peyruze Çelik, 40 günlük bebeği Veysi'yi, yüzünü unutmaması için babasının fotoğrafıyla uyuttuklarını dile getirdi.
Kardeşini kaybetmenin üzüntüsünü anlatan Çelik, şöyle konuştu:
"Üç yetim bıraktı. Bebeğinin beşiğine babasının fotoğrafını koymuşuz. Kimse duygu sömürüsü zannetmesin. Çocuklar büyüdükleri zaman babalarını tanımayacaklar. Babalarını en azından o şekilde görmüş olacaklar."
Çocukların babalarının hayatını kaybettiğinden habersiz olduğuna işaret eden Çelik, yaşları küçük olduğu için bunu anlayabilecek durumda olmayan çocukların sürekli babalarının yanına gitmek istediklerini anlattı.
"Çocuklarıma yakın olayım"
Abdulbaki Aydın'ın kayınbiraderi Fikri Çelik de aynı zamanda çocukluk arkadaşı olan Aydın ile son olarak faciadan dört gün önce telefonda görüştüklerini söyledi.
Çelik, Aydın'ın bu işe girmesine vesile olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Geçen yıl bu dönemde beni aradı ve bu işe girmek istediğini söyledi. Benim de orada tanıdıklarım vardı ve girişimlerim sonucu Abdulbaki işe alındı. İşe başladığında bana, 'Bu çok zor ve tehlikeli bir iş.' dedi. Ben de 'Tamam başlama.' dedim. Aradan 10 gün geçtikten sonra bana, 'Başka bir çarem yok, gidip çalışacağım.' dedi. İşe girmesine ben vesile oldum ama böyle bir şey olduğu için pişmanım. Bir insana ekmek kapısı olmak kadar güzel bir şey yok. Şimdi o pişmanlıkla bu işe girmesine vesile olmak arasında gidip, geliyorum. Bu şirketin kapanma durumu olmuştu. O zaman İstanbul'a gelmişti ve 3. havalimanı inşaatında işbaşı yapacaktı ama Abdulbaki çocuklarından dolayı köye dönmek istedi. Buradaki şirketin açılacağını duyduğunda onun kadar sevinen olmadı."
Siirt'in Şirvan ilçesine bağlı Maden köyündeki maden ocağı sahasında 17 Kasım gecesi heyelan meydana gelmiş, bölgede yürütülen arama kurtarma çalışmalarında toprak altında kalan 16 işçiden Abdulbaki Aydın'ın bir gün sonra cesedi çıkartılmıştı.
Aydın'ın 40 günlük bebeği Veysel Aydın, Eruh ilçesine bağlı Cintepe köyünde önceki gün aniden rahatsızlanmış, Siirt Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Servisine kaldırılmıştı.