Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

'Ahmet Özer' tartışması tansiyonu yükseltti, İmamoğlu çileden çıktı

İBB Meclisi'nde tansiyon yükseldi, İmamoğlu çileden çıktı

Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Ethem Sarısülük'ün Ölümüne İlişkin Dava

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sanık Şahbaz: "Maktülün ölümünde benim hiçbir kusurum ve hatam yoktur. Maktülün ölümüne sebep verenler havaya ateş ederken bana taş atanlar ve saldıranlardır"

Ankara'daki Gezi Parkı odaklı olaylarda Ethem Sarısülük'ün ölümüne ilişkin polis memuru Ahmet Şahbaz'ın, "meşru savunmada sınırın aşılması suretiyle adam öldürme" suçundan yargılandığı davanın üçüncü celsesi başladı.

Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Şanlıurfa'da bulunan sanık Şahbaz sesli ve görüntülü sistemle bağlandı.

Şahbaz'ın, Şanlıurfa'daki kimlik tespitinin ardından Sarısülük ailesinin avukatlarından Kazım Bayraktar, Şahbaz'ın ilk celseye perukla geldiğini hatırlattı. Bayraktar, "Gelen kişinin gerçek sanık olup olmadığını bilmiyoruz. Dosyada fotoğrafı yok. Kimlik fotokopisini görmek istiyoruz. Bir de TC kimlik numarasının kontrol edilmesini istiyoruz. Tasdikli fotoğrafı dosyada var mı?" diye sordu.

Mahkeme heyeti, sanığın kimliğinin tespit edilip, elektronik imzayla mahkemeye gönderileceğini belirterek, sanığın fotoğrafı ile kimliğinin fotokopisinin mahkemeye gönderilmesinin istenmesine karar verdi.

Şahbaz, kimlik tespiti sırasında ikamet adresinin sorulması üzerine, sabit adresinin olmadığını söyledi.

Müşteki avukatlarından Murat Yılmaz, duruşma salonundaki güvenlik görevlilerinin silahlarının bulunduğunu belirterek, güvenlik güçlerinin silahlarını çıkarmalarını talep etti.

Mahkeme Başkanı Afak İlleez, bu talebi dikkate almayarak, iddianamenin okunmasına geçileceğini söyledi.

Avukat Yılmaz'ın, ısrarı üzerine Başkan İlleez, iddianamenin okunması aşamasına geçildiğini tekrarladı ancak tepkilerin ardından talep tutanağa geçirildi. Talebe ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Mustafa Şahin, güvenlik görevlilerinin duruşma salonundaki herkesin güvenliğini sağlamakla görevli olduğunu, mahkemenin de görevlileri, güvenliği sağlamak adına çağırdığını ifade ederek, duruşma salonundaki güvenlik görevlilerinin silahlarını çıkarması talebinin reddini istedi.

Şahin, sanık Şahbaz'ın peruk ve takma bıyıkla gelip gelmediğinin tespitine ilişkin talep konusunda da bunun, Şanlıurfa'daki görevlilerce tespit edilip, mahkemeye bildirmesini talep etti.

Mahkeme heyetinin taleplerin reddine karar vermesinin ardından iddianamenin okunmasına geçildi.

-Savunma

Sanık Şahbaz, okuma tamamlandıktan sonra başladığı savunmasında, ayrıntılı yazılı savunmasını mahkemeye vermek istediğini bildirdi ve "Yazılı savunmamı tekrar ediyorum. Yazılı savunmam dışında konuşmak istemiyorum" dedi.

Mahkeme Başkanı İlleez'in talimatı üzerine Şahbaz yazılı savunmasını okudu.

Şahbaz, savunmasında, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde 2011'de görev yapmaya başladığını, olay günü kalkancı olarak görev yaptığını, Güvenpark'ta havuz başına gittiklerini ifade etti. Gruptaki diğer polislerin kalkancıların arkasında konuşlandığını belirten Şahbaz, çeşitli yerlerden üzerlerine taş, demir bilye ve torpil atılmaya başlandığını söyledi.

Bunu gören Güvenpark'taki grubun da polise saldırmaya başladığını savunan Şahbaz, şöyle konuştu:

"Bazıları kalabalığı tahrik edip, bize saldırtmaya çalışıyordu. Sapanla demir bilye atanlar da vardı. Kalkanı başımıza taş gelmemesi ve arkadaki grubu korumak için tutmaya çalışıyorduk. Ellerindeki flama ve sopalarla da vuruyorlardı. Göstericilerle aramızdaki mesafe iyice azaldı. Yakın mesafeden saldırılar devam ederken bir yandan geri çekilmeye çalışıyorduk. Beton koltuklar çekilmemize engel oldu. Polislerin bir kısmı yere düştü. Bazı arkadaşlarımız da kalkanları düşürdü. Yere düşen polislere saldırıldı. Kalkancılar olarak arkamızdaki grup çekildikten sonra biz de parktan en son çıkmaya çalıştık. Her yönden saldırılarını sürdürdüler. Parkla kaldırım arasında yaklaşık yarım metre yükseklik farkı vardı. Elimdeki kalkan parkın içine düştü, ben de parkın dışına sırt üstü düştüm. Bir göstericinin hamle yaptığını gördüm. Yerdeyken göstericilerin beni öldüreceğini sandım, içimden 'işim bitti' dedim. Bir an önce oradan kaçmak için hamle yaptım. Bir göstericiye tekmeyle vurdum. Vurmasaydım o yanıma gelerek, diğer grubun beni linç etmesini sağlayabilirdi. O sırada diğer göstericilerin üzerime gelerek, taş atmaya çalıştıklarını gördüm. Yerden kalkarken korkuyla silahımı çektim. Kaçma fırsatı yaratmak için tabancamın namlusuna mermi sürdüm. Amacım uyarı ateşi yapmaktı. Bir taraftan uyarı amacıyla ateş ederken, bir yandan da gösterici gruptan kaçmaya çalışıyordum. Üç el ateş ettim, sonra da uzaklaştım."

-"Hedef alarak ateş etmedim"

Şahbaz kaçtığı sırada da kendisine taş atıldığını öne sürerek, ateş ettiği sırada birinin yaralandığını fark etmediğini söyledi.

Çalışma arkadaşlarının, yaralandığı için ambulans çağırdığını anlatan Şahbaz, saat 22.00'ye kadar hastanede kaldığını, 16 gün de istirahat aldığını söyledi.

Şahbaz, "Hedef alarak ateş etmedim. Havaya ateş etmeseydim göstericiler beni linç edecekti" ifadesini kullandı.

Şahbaz, "Olay sırasında kanunun bana tanıdığı silah kullanma yetkisinin doğduğu kanaatindeyim. Ethem Sarısülük hayatını kaybettiği için üzgünüm. Maktulün ölümünde benim hiçbir kusurum ve hatam yoktur. Maktulün ölümüne sebep verenler havaya ateş ederken bana taş atanlar ve saldıranlardır" diye konuştu.

-"Linç etmek isteyen varsa..."

Şahbaz'ın avukatlarından Uğur Ceyhan, müvekkilinin savunmasına katıldıklarını bildirdi.

Sanık ifadesinin vekili olmadan alınamayacağını söyleyen Ceyhan, sanıkların, hakkındaki hüküm kesinleşene kadar masum olduğunu belirtti.

Savunma yapma haklarının daha önce engellendiğini iddia eden Ceyhan, salondan yönelen tepkilerin ardından, "Suçlamak isteyen varsa, linç etmek isteyen varsa, aynaya baksınlar" dedi.

Bu söz üzerine salonda gerginlik yaşandı.

-Susma hakkı

Müdahil avukatlarından Yılmaz, mahkemeye, sanığın da arasında bulunduğu 40 polis tarafından imzalandığını söylediği bir tutanak sunarak, tutanakta imzasının olup olmadığının Şahbaz'dan sorulmasını istedi.

Şanlıurfa'da olması nedeniyle tutanağın gösterilememesi üzerine Yılmaz, "Gördüğünüz gibi yargılama tıkandı" ifadesini kullandı.

Sarısülük'ün vurulmasından bir gün sonra tutulduğunu bildirdiği tutanağı okuyan Yılmaz, "Şahbaz'ın, evde yattığını söylediği sırada tutulan tutanakta imzasının bulunduğunu" kaydetti. Bunu AİHM'ye taşıyacaklarını bildiren Yılmaz, "Sanığa savunmasının ardından bu belgenin sorulması gerekirdi. Belge dosyada olmasına rağmen siz bu belgenin farkında değilsiniz" dedi.

Yılmaz, beyanının ardından Şahbaz'a, "tutanağı nerede, ne zaman imzaladığı, tutanağı kimin getirdiği, okumadan mı imza attığı" gibi bir dizi soru yöneltti.

Sorulara çoğunlukla, "olayın üzerinden çok zaman geçmesi nedeniyle hatırlamadığı" karşılığını veren Şahbaz, birkaç soru üzerine "susma hakkını" kullanacağını bildirdi.

Bunun üzerine Yılmaz, şu anda akıl sağlığının yerinde olup olmadığını sordu.

Şahbaz, "Olayı yaşadığım günlerde yoğun bir korku olmuştu, ama şu an sağlıklıyım" dedi.

Yılmaz'ın bir başka sorusuna Şahbaz, Sarısülük'ün ölümüyle sonuçlanan olayları hatırladığını, ancak evrakla ilgili bir şey hatırlamadığı cevabını verdi.

Şahbaz, evraka ilişkin başka sorular üzerine de "Avukat Bey çok detay soruyorsunuz. Ben size 6 ay önce, şu gün kimle yemek yediniz diye sorsam hatırlar mısınız?" dedi.

Avukat Yılmaz, evrakla ilgili polis amirleri hakkında görevlerini yapmadıkları gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduklarını, ancak takipsizlik kararı verildiğini bildirdi.

Sarısülük ailesinin avukatlarından Kazım Bayraktar'ın da beyanı alındıktan sonra duruşmaya öğle arası verildi. - Ankara

Kaynak: AA / Güncel
title