Haberler
Körfez'in petrol zengini ülkesi ilk kez Ankara'da! Türkiye ve Umman arasında 10 kritik anlaşma imzalandı

Türkiye ve Umman arasında 10 kritik anlaşma imzalandı

Suriye'de patlak veren savaşta muhaliflerin ilerleyişi sürüyor

Yanı başımızda patlak veren savaşta son durumu en iyi anlatan görüntü

Putin'den yeni tehdit: Birden fazla Oreşnik füzesi, nükleer silaha eşdeğer

Putin, elindeki en güçlü silahla tehdit etti: Toz olursunuz

Turhan Çömez, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la arasını açan olayı ilk kez Haberler.com'a anlattı

Turhan Çömez, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile arasını açan olayı ilk kez anlattı

Eşref Bitlis'in Ölümüne İlişkin Soruşturma

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in 1993'teki ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmanın zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle "kovuşturmaya yer olmadığına" karar verildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in 1993'teki ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmanın zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle "kovuşturmaya yer olmadığına" karar verildi.

Kararda, Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait uçağın 17 Şubat 1993'te Güvercinlik'teki askeri üsten, Diyarbakır'a gitmek üzere havalandıktan sonra Yenimahalle Posta İşletme Merkezi bahçesine düştüğü, kazada Bitlis ile askeri personel Fahir Işık, Emin Öner, Posta İşletme Merkezi güvenlik görevlisi Ruhi Salay, Binbaşı Yaşar Erian ve Yüzbaşı Tuğrul Sezginler'in hayatını kaybettiği belirtildi.

Kararda, şüpheli olarak beyanı alınan "Ergenekon" davası sanığı Arif Doğan ile "şüpheli olabileceği değerlendirilen" Tayyar Tarhan'ın vefat etmeleri nedeniyle haklarında kovuşturma yapılamayacağı belirtildi. Şüpheli Aytekin Özen'in ise suçlamaları reddettiği ve hakkında dava açılmasını gerektirecek yeterli delil bulunmadığı kaydedildi.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, "olayda bomba kullanılıp kullanılmadığının tespitinin mümkün olmadığının bildirildiği" aktarılan kararda, "Bu nedenle, özellikle medyada speküle edilen sabotaj iddiasına ilişkin herhangi bir somut kanıt ortaya konamamıştır" denildi.

Olayın, "nitelikli şekilde insan öldürme" suçu oluşturulduğu kabul edilse dahi öncelikle zamanaşımı hükümlerine göre ele alınması gerektiğine yer verilen kararda, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve şüphelilerin lehine olan 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu'na göre, eylemin 20 yıllık asli, zamanaşımını kesen hallerin varlığı halinde ise toplamda 30 yıllık eklemeli-nihai zaman aşımı süresine tabi olduğu belirtildi.

Kararda, zamanaşımını durduran veya kesen bir işlem bulunmadığı ifade edilerek, bu sebeple soruşturmada "20 yıllık asli zamanaşımı süresinin dolduğunun" kabulüyle, kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği kaydedildi.

Kaynak: AA / Güncel
title