Eskişehir Afyonkarahisar'daki Cephanelik Patlamasında Avukatın İddiası.
Afyonkarahisar'da 25 askerin şehit olduğu mühimmat deposundaki patlama olayının tutuksuz sanıkları Kıdemli Albay Veysel Özbay, Binbaşı Ali Duran ve Üsteğmen Tuncay Aydın'ın yargılanmalarına 18-19 Haziran 2013 tarihlerinde Eskişehir'deki Askeri...
Afyonkarahisar'da 25 askerin şehit olduğu mühimmat deposundaki patlama olayının tutuksuz sanıkları Kıdemli Albay Veysel Özbay, Binbaşı Ali Duran ve Üsteğmen Tuncay Aydın'ın yargılanmalarına 18-19 Haziran 2013 tarihlerinde Eskişehir'deki Askeri Mahkeme'de başlanılacak. Şehit ailelerinin avukatlarından Altan Ulutaş, patlamanın el bombasının üzerine sandık düşmesinden kaynaklandığını belirten bilirkişi raporunu kabul etmeyeceklerini söyleyerek, Sabotaj olduğu noktasında yoğun şüphelerimiz var dedi. Ulutaş, şehit yakınlarının patlamanın olduğu yere anıt yapılmasını istediklerini belirtti.
Geçen yıl 5 Eylül tarihinde Afyonkarahisar'da meydana gelen ve 25 askerin şehit olduğu askeri mühimmat deposundaki patlamayla ilgili olarak, olay tarihinde Afyonkarahisar 500'üncü İstikam Ana Depo Komutanlığı 4'üncü Mühimmat Bölge Komutanı olan Kıdemli Albay Veysel Özbay (51), Bölük Komutanı Binbaşı Ali Duran (44) ve Üsteğmen Tarık Aydın (31) hakkında soruşturmayı yürüten Eskişehir 1'inci Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Savcılığı iddianame hazırladı.
13.5 MİLYON LİRALIK HAZİNE ZARARI DA İSTENİYOR
İddianamede 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 22'şer yıl 6'şar ay hapis cezası ile patlama sonucu oluşan 13 milyon 594 bin 114 liralık hazine zararının karşılanmasının istendiği 3 sanık subayın yargılanmalarına önümüzdeki hafta Eskişehir'de başlanacak. Duruşma, Eskişehir'deki 1'inci Hava Kuvveti Komutanlığı'ndaki Askeri Mahkeme'de 18-19 Haziran tarihlerinde yapılacak.
Askeri savcılık tarafından hazırlanan iddianamede Susurluk 44'üncü Mühimmat Bölük Komutanlığı'nın lağvedilmesi nedeniyle, anılan bölüğün cephaneliklerinde mevcut mühimmatların bölgelerdeki (Afyonkarahisar, Sivas, Bozüyük, Yahşihan vs.) mühimmat bölüklerine tertip ve dağıtımının yapıldığı; bu kapsamda, Afyonkarahisar 41'inci Mühimmat Bölük Komutanlığı'na da (özellikle uzun süre kullanılmayacak veya kullanılması planlanmayan) 248 ton muhtelif el bombası ile (kullanım dışına alınması beklenen) 336 ton 105 milimetre top mühimmatının tertip edildiği belirtildi.
BİLİRKİŞİEL BOMBASININ ÜZERİNE SANDIK DÜŞTÜ YA DA OYNARKEN PİM ÇEKİLDİ
İddianamede Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr.Lemi Türker, Emniyet Genel Müdürlüğü Bomba Uzmanı Osman Türe, Tuncay Güngör, Cumhur Aydınlı, Makine Kimya Enstitüsü (MKE) Mühimmat Fabrikası Başuzmanı İdris Aydoğdu, MKE Kapsül Fabrikası Üretim Müdürü Muhammet Güneş ve Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı'nda görevli askeri personelden oluşan bilirkişinin patlama ile ilgili hazırladıkları rapora da yer verildi.
Raporda patlamaya 'Kötü istifleme sebebiyle devrilen ya da ızgarası konulmadan yapılmış yüksek bir istifin üzerine, yeni mühimmatın konulması veya acele ile yapılan bir hareket sonucu, kişi ya da kişilerin veya taşıdıkları sandıkların istife çarpması gibi bir hareketle, yahut kazaen bir müdahale ile devrilmesi sonucu; devrilen istifteki düşen ve parçalanan-dağılan el bombası sandığının üzerine ya da dağılan sandıktaki yere saçılan el bombaları üzerine sandık düşmesi sonucu patlamaya sebebiyet' verdiği kaydedildi.
Bilirkişi raporda ayrıca askerlerin merak ile el bombaları ile oynamaları veya karıştırmaları sonucu el bombalarının pimini çekmeleri sonucunda, korku ile el bombasını sandığa koymaları sonucu patlamanın meydana gelerek cephanelikte bulunan yaklaşık 20 bin el bombasının patlamış olabileceği de belirtildi.
ÜSTEĞMEN ÇOK SAYIDA MİHİMMATIN BÖLÜĞÜMÜZE GÖNDERİLMESİ HATA
İddianamede tutuksuz sanıkların askeri savcılığa verdiği ifadeler de bulunuyor. Sanık Üsteğmen Tuncay Aydın, ifadesinde şunları öne sürdü
Bölük komutanım Binbaşı Ali Duran Ekim ayı başında yapılacak olan denetleme öncesinde, depoların tümünün muayene ve istif işlemlerinin bitirilmesini istiyordu. Bu konuda sürekli telkinlerde bulunuyordu. Bu nedenle emir vererek personeli depolarda geceleri de çalıştırdığı oluyordu. Depolarda aydınlatma tertibatı bulunmadığından bu işlem araba farı ve el feneri eşliğinde yapılıyordu. Benim kanaatime göre geceleyin bu faaliyetlerin yapılması son derece tehlikeli idi. Olay günü ben nöbetçi subayıydım. Veysel albayıma mesaiden ayrılırken gerekli tekmili verdim ve depolarda halen çalışmaların sürdüğünü söyledim. 32 nolu depoda çalışan kısa dönem erlere bildiğim kadarıyla el bombası ve diğer patlayıcı maddelerin güvenliğine, tasnif ve yerleştirme işlemlerine ilişkin herhangi bir eğitim verilmedi. Mevzuata uygun bir şekilde yerleştirme yapılamadı. Zira yeterli sayıda depomuz yoktu ve bunların sığdırılması gerekiyordu. Olaydaki en büyük hata plansız bir şekilde çok sayıda mühimmatın bölüğümüze gönderilip, yetersiz depolarımıza konulması işlemidir. Bölük komutanı tarafından tarih verilerek dar bir takvime sığdırılması, bunun yanında işin aceleye getirilmesi sebebiyle çok fazla sayıda sandık istiflenmek üzere dışarı çıkarılıp çalışma karanlığa bırakılmıştır.
BİNBAŞI VE ALBAYIN İFADELERİ
Sanık Binbaşı Ali Duran ise personele cephanelikteki mühimmatların istiflenme işleminin belli bir tarihe kadar bitmesi yönünde emrinin olup olmadığını hatırlamadığı yönde savcılığa ifade verirken, Olay günü ve önceki gün askerlerin gece geç saatlere kadar çalıştırılması dışarıya çıkarılan sandıkların muayene işlemlerinin uzun sürmesinden kaynaklanmış olabilir dedi.
Diğer sanık Kıdemli Albay Veysel Özbay da askeri savcıya verdiği ifadesinde, Ben söz konusu 32 Nolu depoda yapılan işlemler esnasında bu depoyu ziyaret etmedim. Herhangi bir denetlemede bulunmadım. Seferberlik ve benzeri olağanüstü bir vaziyet olmadığı sürece el bombası tasnifi gibi oldukça tehlike arz eden bir işlemin geceleyin yetersiz ışık kaynağı altında icra edilmesi kanaatimce çok büyük bir güvenlik zafiyetine yol açar. Ayrıca böyle bir çalışmayı personelin en doğal hakkı olan dinlenme ve istirahat hakkına tecavüz olarak algılarım diye konuştu.
BİLİRKİŞİ RAPORUNU KABUL ETMİYORUZ
Şehit yakınlarının avukatlarından Altan Ulutaş, olay sonrası bilirkişi tarafından cephaneliğe mühimmat taşınması sırasında sandığın el bombalarının üzerine düşmesi sonucu patlamanın meydana geldiği yöndeki bilirkişi raporunu kabul etmediklerini söyledi. Eskişehir Barosu avukatlarından Ulutaş DHA muhabirine yaptığı açıklamada şöyle dedi
Biz, izin alarak şehit aileleriyle birlikte patlamanın meydan geldiği cephaneliğin bulunduğu birliğe gittik. Burada incelemelerde bulunduk. Civarda oturan köylüler ve halkla görüştük. Tespitlerimizi yaptık. Ve, bilirkişi raporunun tespitleriyle bu işin açıklanmadığını daha net bir şekilde gördük. Bilirkişi raporuna göre el bombasının üzerine 5 kere sandık düşürüyorlar ve el bombası patlıyor. Bu patlama zincirleme bir patlamaya, en sonunda büyük bir patlamaya neden oluyor. Konunun hiçbir uzmanı, bunun mantıklı ve makul olmadığını düşünüyor. Zira el bombasının yapısı niteliği ve bir sandığın düşmesi sonucu patlayabileceği noktası bize çok inandırıcı gelmiyor. Bilirkişi raporunu kabul etmiyoruz ve yeni bir bilirkişi, bağımsız bir bilirkişiden rapor alınmasını talep edeceğiz. Ayrıca bu olayın bir kaza ya da intihar neticesinde meydana gelebilmiş olduğunu da düşünmüyoruz. Zira teknik olarak ve dosyadaki delil durumuna göre bunun bir kaza ya da intihar olmadığını düşünüyoruz.
SABOTAJ İDDİASI
Patlamanın sabotajdan kaynaklanmış olabileceğini öne süren avukat Altan Ulutaş, Sabotaj olduğu noktasında yoğun şüphelerimiz var. Bu noktada ileri süreceğimiz, duruşma sırasında ileri süreceğimiz delillerimiz var. Olayı gören halkımızdan, Afyon hakkından ve görgü tanıklarından yardım istiyoruz, yardım bekliyoruz. Maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını istiyoruz, ancak ailelerin yürekleri bu şekilde tatmin olacaktır dedi.
AİLELER ANIT İSTİYOR
Avukat Altan Ulutaş, şehit yakınlarının patlamanın olduğu yere anıt yapılmasını istediklerini belirterek Şehit aileleri, çocukları için orada bir anıt itiyor. Bir anıt yapılmasını istiyorlar ve bunda da haklılar. Bir söylentiye göre anıt için karar alınmış. Ancak ödenek olmadığı için henüz bir faaliyete geçmemiş. Bunun ne derece doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Ama müvekkilim olan şehit aileleri adına diyebilirim ki bu anıtın mutlaka ve mutlaka yapılması gerekiyor. Orada bir anıt olması gerekiyor. u konuda müracaatlar yapılmış şehit aileleri tarafından. Ancak henüz bir geri bildirim söz konusu değil diye konuştu