Eski Vekilden Türban Sitemi
1999'da Meclis'e Girerken Başını Açtığı İçin AKP ve İslami Basının Sert Eleştirilerine Maruz Kalan MHP Eski Milletvekili Nesrin Ünal, Bu Çevrelere Bir Mektupla Sitem Etti.
1999’da Meclis’e girerken başını açtığı için AKP ve İslami basının sert eleştirilerine maruz kalan MHP eski milletvekili Nesrin Ünal, bu çevrelere bir mektupla sitem etti. Ünal, "Keşke benim gibi başını açan AKP Van Milletvekili Gülşen Orhan’a gösterdiğiniz anlayışı bana da gösterseydiniz" dedi.
MHP eski Milletvekili Nesrin Ünal, 1999 seçimleri sonrası Meclis’e girerken başını açmasını sert bir şekilde eleştiren Vakit, Yeni Şafak, Zaman gazeteleri ile AKP’li Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik’e bir mektup göndererek "Gülşen Orhan"ı sordu. Meclise girmek için türbanını çıkaran Van milletvekili Gülşen Orhan’ın durumunun AKP’li olduğu için görmezden gelindiğini iddia eden Ünal, mektubunda, şu görüşlere yer verdi: "Gülşen Orhan’a gösterdiğiniz anlayışı olumlu buluyorum; çünkü Anadolu kadınının siyasette de önü açılmalı. Keşke aynı anlayışı 1999’da bana da gösterseydiniz de, siyasete bu dönem de devam edebilseydim. Ama bu adaletsizliği yapanlar Allah önünde hesap verecektir."
YALNIZ DEĞİL ÜZGÜN HİSSETTİM
Antalya’da özel bir poliklinikte dahiliye uzmanı olarak çalışan Ünal, şunları söyledi: "Seçim sürecinde hep kurallara uyacağımı söyleyerek oy istedim. Ancak, meclise girdiğimde Vakit, Yeni Şafak, Zaman gazeteleri beni ve şahsımda MHP’yi ağır şekilde yargıladılar. Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik kürsüye her çıkışlarında ’MHP erkek değil ürkek çıktı. Başörtüsünü çözerek problemi çözdü’ dediler. O günlerde partim yanımda olduğu için yalnız hissetmedim ama çok üzüldüm. Çünkü, Anadolu’da bir kadın eğer başını inancından dolayı örtüyorsa, bu kadın da kurallara uyarak bir yerlere gelebilmeli. Kadının erişebileceği en üst makam Başbakan eşliği olmamalı.
AKP’Lİ OLDUĞU İÇİN KORUNDU
Ben bu olanlara çifte standart diyorum. Bunu hiçbir şeyle bağdaştıramıyorum. ’İyi müslümanım, iyi muhafazakarım’ diyen insanların asla bunu yapmaması gerektiğini düşünüyorum. Adaletsizlik bu. Bu durumu sadece Gülşen Orhan’ın AKP’li olmasına bağlıyorum. Ama ’Orhan’ın tavrı yanlış’ da demiyorum. Keşke ona gösterilen anlayış bana da gösterilseydi, mecliste bizim gibi daha çok kadın olurdu diyorum. Çünkü son seçimlerde benim aday adaylığım söz konusu olduğunda Vakit beni her gün baş sayfada ’Nesrin Hanım başını çözdü, örtü problemini çözdü’ diye hatırlatarak verdi. Ama ne zaman Gülşen Orhan ortaya çıktı, onu görmemezlikten geldiler. Aday olamamamda tüm bu tartışmaların etkili olduğunu düşünüyorum.
ARAMIZDA BİR FARK YOK
Gülşen Orhan’ın benden farklı olarak geleneksel biçimde örtündüğünü söylüyorlar. Anadolu’daki insanlara da örtü İslamiyetle gelmiş. Ama bunun şekli her yöreye göre değişik. Kimi benim gibi bağlıyor başörtüsünü, kimi değişik. Ama ben Gülşen Orhan’la benim aramda bir fark olduğunu düşünmüyorum. Ben kanun çıkınca Tıp Fakültesi’nin yarısını başım açık okudum, dahiliye stajımı fakülte içinde başımı açarak yaptım. 3 yıl çalıştığım Antalya Devlet Hastanesi’ne tayinim bu şartla yapıldı. Yani Gülşen Orhan’la benim şartlarımda bir fark yok. Bunlar, bu konuda bize çok haksız davrandıkları böyle bir savunma mekanizması oluşturuyorlar.