Eski Uruguay Devlet Başkanı Mujica, İstanbul'da

Eski Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujica, "Çok uzun bir süre bizi birleştiren şey sömürgecilik olduğu için, piyasalarımızı sömürmek isteyen Batı Avrupa ve ABD olduğu için kendi komşularımızla birleşmekten değil, dışarı piyasalara bağımlılık üzerinden yaşadık" dedi.

Mujica ile Uruguay Parlamentosu milletvekili eşi Lucia Topalansky, DİSK'in ev sahipliğinde İstanbul Tabip Odası'nda düzenlenen "Mujica İşçilerle Buluşuyor" etkinliğine katıldı. Etkinlikte, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve çok sayıda işçi de yer aldı.

Jose Mujica, Ortadoğu'nun Batı medeniyetinden epey uzakta, Uruguay'ın da sömürgecilik döneminde Batı'nın başka bir ucunda şekillendiğini anlattı.

Batı'nın sömürgeleştirme sürecinde pek çok yerli halkın tamamen yok olduğunu vurgulayan Mujica, şöyle devam etti:

"Benim küçük ülkem bütün bu sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı süreçlerinde oluştu. Kapitalizmin tarihinde çok özgün bir süreçtir Latin Amerika'nın piyasalarının ve aynı zamanda sömürgeciliğe karşı bağımsızlık hareketlerinin oluşması. Çok uzun bir süre bizi birleştiren şey sömürgecilik olduğu için, piyasalarımızı sömürmek isteyen Batı Avrupa ve ABD olduğu için kendi komşularımızdan değil, kendi komşularımızla birleşmekten değil, dışarı piyasalara bağımlılık üzerinden yaşadık."

Kendi güçlerini kazanabilmek ve kendi içlerine bakabilmek için çok zor bir süreçten geçtiklerini dile getiren Mujica, "Milyonlarca insan olmamıza ve aşağı yukarı aynı dili konuşmamıza rağmen kendi potansiyelimizi görmek ve birleşmek için çok çok zorlu bir süreç yaşıyoruz. Son 20 senede aynı dili konuşabildiğimiz, ortak düzenlemelere gidebildiğimiz kurumlar kurduğumuzdan bahsedebiliriz. Görüyoruz ki dünyada artık büyük bölgesel bloklarda gruplaşma var" şeklinde konuştu.

"Geleceğimizi yalnız bir şekilde kuramıyoruz"

Başka ülkelerle küçük gruplar kurmaya çalıştıklarını ancak bunu yalnız şekilde başaramayacaklarını dile getiren Mujica, "Dünyanın geleceğinde büyük bölgesel grup bloklar yatıyor" dedi.

Mujica, Türkiye'nin bulunduğu bölgede çatışmalar yaşandığını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bu büyük çatışmalar ve savaşlarla bu bölgenin blok olma sürecinden tamamen koptuğunu görüyoruz. Bu coğrafyada tek başına bir ülke olarak kendi gerçekliklerini, kendi farklılıklarını geçerli kılmanın herhangi bir yolunun olmadığı bir dünyada çok büyük bölünmeler yaşanıyor. Son 40 yılda ülkemdeki birleşme adına, ideallerini geçerli kılma adına verebileceğim en önemli örneklerden birisi, tüm sendikal hareketlerin 40 sene önce bir çatı altında bulunmasıdır. Bir diğeri ise 40 sene önce siyasi düzlemde ülkenin bütün ilerici güçlerini birleştiren bir koalisyondur. Şu anda da halen ülkemizi yöneten geniş koalisyondur. 40 sene önce kurulan yaklaşık 20 farklı parti, 15 seneden beri iktidarda. 15 seneden beri farklılıklarımızı gözeten ortak bir programla ülkeyi yönetiyoruz. Eğer bu koalisyonu beceremeseydik hiçbir zaman iktidar olamazdık. Şunu bilin ki müzakere ediyoruz, farklılıklarımız var, bu farklılıklarımızı müzakereye tabi kılıyoruz ve müzakerelerin sonucundan da ortak bir programla ortaya çıkıyoruz. Farklılıkları koruyarak, farklılıkları verimli bir müzakerenin konusu yaparak birliği amaçlamak, bizim şimdiye kadar başardıklarımızın temelinde yatıyor. En büyük başarılarımız bu süreçten geçiyor."

Sol içerisinde farklılıklar olduğunu ve olacağını da kabul etmek gerektiğini kaydeden Mujica, "Solun en büyük birleştirici unsuru muhafazakar sağa karşı savunduğu değerlerdir. Bunları unutup, karşısındaki değerleri savunan cepheyi de unutup, kendi içinde tartışmaya ve savaşa girdiği her yerde kaybetmiştir" ifadelerini kullandı.

Mujica, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Herkesin aynı şekilde düşüneceğini ve aynı şeyi savunacağını düşünmek bu dünyaya uygun bir şey değil. Eğer sol yalnızca bir iddia, kendi sol değerlerinin bir ifadesi olmaktan çıkıp somut hayatı değiştiren bir alternatif olmak istiyorsa muhakkak ortak paydalarda buluşmak zorundadır. Siz, işçi yoldaşlarım eğer işçi kaderinizde bir şey değiştireceğinize inanıyorsanız onu savunun, eğer inanmıyorsanız da onu değiştirmeye çalışın."

DİSK Genel Başkanı Beko da Uruguay'daki devrimci hareketi 70 yıldan beri özlemle, hayranlıkla takip ettikleri belirterek, Uruguay'da yoksulluğun giderek azaldığını, asgari ücretin arttığını ve halkın ekonomi yönetimine katıldığını söyledi.

Beko, Uruguay sendikal hareketini önemsediklerini dile getirerek, "Yoksul ve zengin arasındaki adaletsizliğe son vermeyi, bireysel ve toplumsal özgürlükleri geliştirmeyi, temel ihtiyaçları ücretsiz hale getirmeyi amaçlayan bu hareketi selamlıyoruz" dedi.