Eski TMSF Başkan Yardımcısı Çalık'ın "Zimmet" Davası
Eski Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkan Yardımcısı Fethi Çalık'ın da aralarında bulunduğu 12 sanığın, Uzan Grubu'ndan el konulan lüks yatların satış sürecinde haksız yere ödeme yaptıkları iddiasıyla yargılanmalarına devam edildi.
Eski Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkan Yardımcısı Fethi Çalık'ın da aralarında bulunduğu 12 sanığın, Uzan Grubu'ndan el konulan lüks yatların satış sürecinde haksız yere ödeme yaptıkları iddiasıyla yargılanmalarına devam edildi.
İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, sanıklar Fethi Çalık, Murat Çağatay, Nazım Barış Cağcağ, Hasan Erşen, Hakan Kemal İmir ve Deniz Bozkurt ile TMSF'nin avukatları katıldı.
Duruşmada söz alan Fethi Çalık'ın avukatı, kovuşturmanın genişletilmesi ve tanık dinletilmesine yönelik taleplerinin olduğunu belirterek, hazır olan Rasih Muhammed Danış'ın tanık olarak dinlenmesini istedi.
Mahkeme heyetinin kabulü üzerine tanık Danış kürsüye çağrıldı. Tanık Danış ifadesinde, TMSF'de 200-2006 yılları arasında hukuk dairesinde, 2006-2012 yılları arasında ise fonda yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını söyledi.
Uzanların iki yatına el koyduklarını anlatan tanık Danış, "Bu yatlar yurtdışı menşeili şirketin malı olması nedeniyle 5-6 yıllık bir süreçte ancak satışı gerçekleşti. Bu süre zarfında yatçılık teknik bir konu olduğundan teknik yardım almamız gerekti. Yatların satışa hazırlanması ve bakımlarının yapılması açısından 'Levent Yatçılık' ile fon arasında bir sözleşme imzalandı. Fon kurulunun yatçılık şirketi ile yapılan sözleşmeden haberdar olmaması bu sebeple mümkün değildir. Fon başkanının ve üyelerinin de bu konudan bilgisi vardı. Zira sanık Celal Levent Sadıkoğlu, yatçılık şirketinin sahibi olup, kendisi bizzat TMSF Başkanı ve diğer üyeler ile bu konuları görüşüyordu" dedi.
Anlaşmaya göre yüzde 7 prim alınacağını ancak sürecin uzaması nedeniyle yüzde 3'lük bir ödemenin daha öngörüldüğünü belirten tanık Danış, 2009 yılında 53,5 milyon dolar gibi çok iyi bir fiyat ile yatların satışının gerçekleştiğini söyledi.
Tanık Danış, Polonya'da Uzan Grubu'na ait bir çimento fabrikasının var olduğunu, İsviçre bankalarında da bu gruba ait bir para tespit ettiklerini kaydederek, konuyla ilgili şunları anlattı:
"Telsim'in satışında da Motorola'nın ve Nokia ile de zorlu bir hukuki süreç yaşadık. İsviçre'deki para üzerinde Motorola'nın ve bizim tedbirimiz vardı. Bu para ile ilgili görüşmeleri Varşova'da gerçekleştirdik. Bu görüşmede, ben, Fethi Çalık, şirketlerin danışmanı Cem Duna, Şişli Cumhuriyet Savcılığı'ndan Mecit Ceylan, fondan ismini hatırlayamadığım bir avukat da vardı. Buradaki görüşmeyi Motorola ve Nokia yetkilileri ile yaptık. Görüşmenin ardından 200 küsür milyon dolar para Türkiye'ye geldi. Bu görüşme yapılmamış olsaydı bu para Türkiye'ye gelmeyecekti."
-TMSF'de "Paralel yapının" hakim olduğu iddiası
Sanık Çalık'ın avukatının sorularını da cevaplayan tanık Danış, "2010 yılında fonda ciddi değişiklikler oldu. Ahmet Ertürk'e belki de ulaşılamayınca Fethi Çalık ve aslında eski gruba yönelik bir soruşturma başlatıldı. 2010 yılından önceki ekip ciddi bir tahsilat sağlamıştı. Bundan sonraki ekibin fazla yapacağı bir işlem kalmadığından böyle bir soruşturma başlatıldığı kanaatindeyim. 2010'dan sonra gelen yönetim, Çalık'ın içinde bulunduğu 3-5 kişi hakkında bir şeyler öğrenebilmek amacıyla 'görevinize son verilmek istemiyorsanız' gibi sözler söylediklerine de şahit oldum" dedi.
Sanıklar Yusuf Adıgüzel'in avukatı Tahsin Kaplan'ın, "Fondaki üyeler ile şirket üyeleri arasındaki hiyerarşi nasıldır. 2010 yılından sonra TMSF yönetimine medyaya yansıyan bilgilerden paralel yapının hakim olduğu bilinmektedir. Önceki yönetime ilişkin yapılan incelemelerin bununla alakası var mıdır?" sorusuna tanık Danış, "Şirketlerin sahibi esasen fondu. Böyle olunca işleyişi ile ilgili zaten talimat verme yetkisi vardı ve bu talimat da şirket üyeleri yerine getirirdi. 2010 yılından önce yoğun bir çalışmamızdan dolayı kim paralel yapı kim değil bunun idrakinde dahi değildik. Sonrasında da ne olduğunu kimin ne olduğunu tam olarak bilemem ancak 2010'dan sonra Oğuz Akyüz birden Çalık ile uğraşmaya başladı. ve Oğuz Akyüz'ün de paralel yapıya mensup olduğunu duymuştuk. 2010 yılından sonra özellikle önceki dönemin açığını arayan bir grup vardı" cevabını verdi.
Tanık beyanlarının ardından söz alan bazı sanık avukatları, müvekkilleri yönünden davanın ayrılmasını, kovuşturmanın genişletilmesine ilişkin taleplerini sunmak ve duruşmada dinlenilmesi için tanıkların isimlerini bildirmek için süre talep etti.
Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının müvekkilleri yönünden dava dosyasının ayrılması talebinin reddine, tanık isimlerinin bildirilmesi ve kovuşturmaya ilişkin taleplerin sunulması için taraflara süre verilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklardan Fethi Çalık'ın suç tarihinde TMSF Başkan Yardımcısı ve Uzan Grubu Ortak Yönetim Kurulu Başkanı, Deniz Bozkurt'un ise yine Uzan Grubu Ortak Yönetimi'ne ait şirketlerin Genel Müdürü olduğu belirtiliyor. İddianamede diğer sanık Celal Levent Sadıkoğlu'nun ise Levent Yatçılık Turizm ve Ticaret AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı olduğu ifade ediliyor.
İddianamede, Fethi Çalık ve Deniz Bozkurt'un suç tarihinde kendi görevleri gereği zilliyeti kendilerine devredilmiş olan ve gözetimiyle yükümlü oldukları TMSF denetimindeki şirketlerin maddi kaynaklarını ihalesiz ve usulüne uygun teklif alınmaksızın yapılan işlemlerle, geçmişe dönük yönetim kurulu kararları ve sözleşmeler düzenlemek, abartılı ve gerçeği yansıtmayan faturalarla ödemeler yapmak, ödemelerin gizlenmesine yönelik faturalar düzenlenmesi şeklinde zimmetin açığa çıkmasını önleyici hileli davranışlarda bulundukları anlatılıyor.
Sanıklar Çalık ve Bozkurt'un, sanık Levent Sadıkoğlu ile hareket ederek kamu zararına yol açtıkları ve Sadıkoğlu lehine haksız kazanç sağladıkları öne sürülen iddianamede, Fethi Çalık, Deniz Bozkurt ile ödemenin yapıldığı Sadıkoğlu'nun, "zimmet" suçundan 5 yıldan 12 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor. Ayrıca birleşen dava dosyalarının iddianamesinde sanık Yusuf Adıgüzel ve Yaşar Akgün ile 4 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezası talep ediliyor. Farklı mahkemelerde görülen davaların, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dosya ile birleştirilmesine karar verilmişti.