Haberler

Eski Rejimlerin Güçlenmesi, Büyük Depremlere Yol Açacak"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

SABİTİ - Eski Tunus Cumhurbaşkanı Muhammed Munsif el-Marzuki, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki değişim sürecinin kazanımlarını ortadan kaldıran "karşı devrim"lerin güç kazandığını belirterek, buna karşı koymak amacıyla "Arap Devrimlerini Savunma Konseyi" adlı bir girişim başlattıklarını ve bu oluşum temelinin ortaya çıktığını söyledi.

ADİL ES-SABİTİ - Eski Tunus Cumhurbaşkanı Muhammed Munsif el-Marzuki, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki değişim sürecinin kazanımlarını ortadan kaldıran "karşı devrim"lerin güç kazandığını belirterek, buna karşı koymak amacıyla "Arap Devrimlerini Savunma Konseyi" adlı bir girişim başlattıklarını ve bu oluşum temelinin ortaya çıktığını söyledi.

Marzuki, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgedeki gelişmeler ve yeni girişime ilişkin açıklamalarda bulundu. Nobel Ödüllü Yemenli Aktivist Tevekkül Karman ve Mısırlı muhalif lider Eymen Nur ile "Arap Devrimlerini Savunma Konseyi"nin temelini oluşturduklarını belirten Marzuki, "Arap Devrimlerini Savunma Konseyi'nin ilk çekirdeklerini oluşturma aşamasına geldik. Gençleri yetiştirmenin yanı sıra barışçıl devrimlerin değeri, tarihi ve muhtevasını duyuracak yayın mecrası oluşturmak için bir çalışma programımız var" dedi.

Bölgede devrim sürecinin ciddi tehdit altında olduğunu söyleyen Marzuki, "Halihazırda karşı devrimler her yerde zafer elde etmiş durumda ve Arap devrimleri de henüz hedeflerini gerçekleştirmedi. Bizler, barışçıl devrimciler, yaptığımız hataları göz önünde bulundurarak neler öğrenmemiz gerektiğine bakmalıyız. Sonuç olarak devrim süreci devam ediyor" diye konuştu.

"Özgürlük ve eşitlik gelmeden devrimler bitmez"

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki devrimleri, halklara yönelik yıllardır devam eden baskı ve zulümlerin tetiklediğini belirten Marzuki şunları söyledi:

"Basın tarafından hedef alınan ve imajı zedelenmeye çalışılan Arap devrimleri, büyük zorluklarla karşı karşıya. Hatta bazı kesimler bu devrimlerin ortaya çıkmasındaki etkenleri unutarak her türlü belayı Arap devrimlerine yüklemeye çalışıyor. Bölgemizdeki toplumların maruz kaldığı yoksulluk ve zulmün yanı sıra eski rejimlerin güçlenmesi, geri gelmesi, büyük volkan ve depremlere yol açacak. Dolayısıyla bu aşamada en iyi rolü üstlenmemiz için konumumuzu belirlemeliyiz. Özgürlük taleplerini gündeme getiren bu devrimler, zulüm ve toplum tabakaları arasındaki eşitsizlik sonucu ortaya çıktı. Bu nedenle adalet, özgürlükler ve eşitlik gelmeden devrimler bitmez."

Arap devrimlerinin "gelgit aşamalarından" geçtiğini savunan Marzuki, Tunus, Mısır, Yemen, Libya ve Suriye'de 2011-2013 yıllarında devrimlerin güçlendiğini, şu anda ise her yerde gerileme dönemi yaşadığını, ancak Arap devrimleri için bu aşamanın henüz başlangıç safhası olduğunu vurguladı.

Arap devrimlerinin bazı ülkelerde şiddet olaylarına dönüşmesinden üzüntü duyduğunu aktaran Marzuki, "İşe bu, Arap devrimlerine yönelik en büyük suçtur. Devrim düşmanları, Suriye'deki diktatör rejim örneğinde görüldüğü gibi, bunları kanlı eylem ve şiddete dönüştürme konusunda ısrar etti" diye konuştu.

Gerçek devrimlere karşı savaş başlatıldı

Bölgedeki ülkelerde karşı devrimi barışçıl yollarla yapabilenlerin bu yolu seçtiğini, yapamayanlar ise gerçek devrimlere karşı savaş başlattığını söyleyen Marzuki, "Bu ülkelerde karşı devrimlerin arkasında duran azınlıklar, kendilerini efendiler tabakasından diğerlerini ise köle tabakasından görüyordu. Dolayısıyla var oldukları sürece yönetimde kalacaklarını sanıyorlardı. Devrimlerin ardından ilk aşamada görülen sükunetin ardından devrimlerin başarısızlığına odaklandılar. Onların bu tavrı geçiş sürecinin barışçıl olmasını engelliyor. Yeryüzünde işkence, zulüm ve fesadı kabul eden hiçbir halk yok. Dolayısıyla gerçekleşecek değişim konusunda tarihi fırsatı kaçırdılar. Benim endişe duyduğum, değişimin istediğimiz barışçıl yollar dışında gerçekleşmesidir."

Marzuki, Arap Baharı sürecinde ortaya çıkan terör örgütlerinin tehlikesine ilişkin ise "Doğu Avrupa ve Latin Amerika ülkelerine bakıldığında demokratikleşme sürecinin nispeten kolay olduğu görülür. Zira bu bölgelerde demokrasi yanlıları ve karşıtları olarak başlıca iki kesim vardı. Üçüncü bir taraf yoktu. Demorasi yürüyüşümüz, bu üçüncü tarafın ortaya çıkmasının tehdidi altında" değerlendirmesinde bulundu.

Demokratlar iki cephede mücadele ediyor

"Bizler, demokratlar olarak bir tarafta eski diktatör rejimler, diğer taraftan da bunların eseri terör örgütlerine karşı mücadele ediyoruz" diyen eski cumhurbaşkanı, "Suriye rejiminin, barışçıl devrime karşı savaşında kendini tek alternatif olarak göstermek için DAEŞ örgütünü ortaya çıkardığını herkes biliyor" diye konuştu. Marzuki şöyle devam etti:

"Terör örgütleri, bizim sunduğumuz seçeneğin tam aksini temsil ediyor. Çünkü onlar yönetimin bazı grupların kontrolüne geçmesi için savaşırken, bizler ise barışı ve yönetimin halkın elinde olmasını talebini temsil ediyoruz. Toplumsal ve ideolojik bir kaosun ortasında yeni altenatif oluşturmaya çalışıyoruz. 19. asırda yoksulluk, kaos ve savaşın pençesindeki Çin'den yeni Çin'in doğuşu ya da yeni Avrupa'yı yeşerten, 1. Dünya Savaşı ila 1950 yıllarında Avrupa'nın yaşadığı korkunç sürece benzer bir dönemden geçiyoruz"

"Özgürlük filosuna katıldığım için gurur duyuyorum"

İsrail'in müdahale ettiği Gazze'ye 3. Özgürlük Filosu'nda da yer alan Tunus eski Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki, bu konuda da "Filoya katıldığım için gurur duyuyorum. Gemide gençlerden, özellikle Avrupalı olanlardan yeni bir nesille karşılaştım. Klasik Siyonist söylem artık kabul görmüyor. İsrail, Filistin halkının bir bölümüne baskı ve terör uygulayan bir devlet oldu. Bu algıyı görmek içimi ferahlattı" değerlendirmesinde bulundu.

Filoda kendisiyle barışçıl direniş konusunda düşüncelerini paylaşan insanlarla beraber olduğunu kaydeden Marzuki, "Gazze'ye ulaşamamış olmamıza rağmen kuşatma altındaki 1 milyon 700 bin kişinin yaşadığı Gazze adında bir hapishanenin varlığını hatırlattık" şeklinde konuştu. Marzuki, 4. Özgürlük Filosu'na da destek vereceğini ancak gemide yer almayacağını ifade ederek, filoya katılmak için Tunus'tan yola çıkacak bir gemi organize etmek için çaba göstereceğini söyledi. Marzuki, "Abluka bitene kadar her yıl bir filonun harekete geçmesi gerekiyor" diye konuştu.

Mursi hakkındaki idam kararı

Mısır'da darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye idam cezası verilmesine de değinen Marzuki şunları söyledi:

"(Mısır Cumhurbaşkanı Adulfettah) Sisi'nin, Mursi'yi idama götüreceğini sanmıyorum. Ancak her ihtimali göz önüne alarak, Papa Franciscus'e ve BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a çağrıda bulunuyorum. Onlara, yalnızca Mısır için değil tüm dünya için çok vahim sonuçları olacak bir şeyin gerçekleşmesini en güçlü ve kararlı şekilde engellemeleri için mesaj gönderdim. Allah'tan aklın galip gelmesini ve bir felakete gitmememizi istiyorum. Tüm savaşların barışla, tüm çatışmaların uzlaşıyla sonuçlanacağına inanıyorum."

Eski Tunus Cumhurbaşkanı Munsif Marzuki, er ya da geç Mısır'da milli uzlaşmaya varılmasını ve bunda çok vakit kaybedilmemesini umduğunu söyledi.

Kaynak: AA / Güncel
title
Close