Eski Haber Spikeri Alp Buğdaycı Cezaevinde Ölü Bulundu
Metris Cezaevi'nde yatan eski haber spikeri Alp Buğdaycı, cezaevinde ölü bulundu. Buğdaycı'nın ismi yazar Metin Kaçan'la tecavüz iddiasına karışmıştı.
Eski haber spikeri Alp Buğdaycı, Metris Cezaevi'nde ölü bulundu. Buğdaycı'nın ölüm nedeniyle ilgili inceleme sürüyor.
Buğdaycı, Boğaz Köprüsü'nden atlayıp intihar eden yazar Metin Kaçan'la, 18 yıl önce Güneş K.'ya tecavüz edip şiddet uyguladıkları iddiasıyla yargılanmıştı.
KÖRFEZ SAVAŞI'NDAKİ PERFORMANSIYLA PARLADI
Cezaevinde ölü bulunan Alp Buğdaycı bir dönemin en parlak televizyon spikerlerindendi. İyi bir gazetecilik kariyerine sahip olan Buğdaycı, 21 Temmuz 1964'te Diyarbakır'da doğdu. Pek çok dergi ve gazetede staj yaptıktan sonra asıl kariyerine 1989'da TRT'nin açtığı spikerlik sınavını kazanmasıyla başladı. Hem TRT radyolarında hem de televizlonda başarılı programlara imza attı. 1990'da ise Türkiye'nin ilk özel televizyon kanalı Star 1 (Magic Box) ekranında haber spikerliği yaptı. Özellikle Birinci Körfez Savaşı dönemindeki canlı yayın performansı ile yılın en iyi spikeri olarak gösterildi.
İŞKENCE VE TECAVÜZ İDDİASI KARİYERİNİ BİTİRDİ
Buğdaycı'nın bu parlak kariyeri ise tıpkı parlak bir romancı olan ve 2013'te intihar eden Metin Kaçan ile birlikte Güneş K. adlı kadına işkence ve tecavüzden tutuklanmasıyla son buldu. O dönemde aylarca gündemi işgal eden olayda Güneş K.'nın iddiasına göre Buğdaycı ve Kaçan kendisine saatlerde işkence ve tecavüz etmiş, sonra da ölümle tehdit etmişlerdi.
SESSİZLİĞİNİ BOZMUŞTU
Metin Kaçan'la birlikte Güneş K.'ya tecavüz edip şiddet uyguladıkları iddiasıyla yargılanan eski spiker Alp Buğdaycı o geceyi şöyle anlatmıştı:
"Beyoğlu'nda hızlı bir geceden sonra Taksim'de evi müsait olan birine, gece yarısı konaklamaya gelen 4 kızdan ve 2 erkekten bahsediyoruz. Uslu durulan bir gece değildi, ama vahşet tiyatrosu da değildi. Gece kulüpleri, uyuşturucu hap, alkol ve seks vardı. Sabaha kadar, orta sınıf ahlakına ters gelebilecek başka zevkler de yaşandı. Ama 1 kadın ve 2 erkek arasında tecavüz söz konusu değildi.
"İŞKENCE DE TECAVÜZ DE YOKTU"
Devamında bağırışlı çağırışlı, kavgalı, itişmeli kakışmalı bir geceye dönüştü, ama işkence de tecavüz de yoktu. O dönem hakkımdaki 'profesyonel cani' portresi, homoseksüellik, sapıklık, işkence, vücutta söndürülen sigaralar, sadizm gibi etiketleri içeriyordu. Kamusal edep dairesinin dışında bir hayatım vardı ve kamunun kanlı vicdanı, yüzüme ve ruhuma jilet atarak beni cezaevine tıktı. Bu, tüm hayatımı ayaklar altında çiğneten bir linçti, hâlâ da devam ediyor."
MAĞDUR GÜNEŞ K.: ANLATMAYACAĞIMA DAİR SÖZ VERDİRDİLER
Tecavüze uğradığını ve darp edildiğini öne süren Güneş K. ise olaylı geceyi şöyle anlatmıştı:
"İkisi de çıldırmış gibiydi. Dövmeye başladılar. Sürekli yumruk atıyorlardı. Komutları hep Alp veriyordu. Metin'e kulağımdaki küpeleri koparmasını söyledi. Bir ara yorulur gibi oldular. Ben tam kurtuldum derken, 'Hadi tecavüz edelim' dediler. İşte, ondan sonra yatak odasına sürüklendiğimi hatırlıyorum. Alp beni aşağılamak ister gibi, 'Bu kadında beş yıl boyunca ne buldun, beni heyecanlandırmıyor bile, bak tahrik bile olamıyorum' diyordu. Ama salonda orgazm sonrası sigalarını içmeyi de ihmal etmediler. O sigaralarını da benim üzerimde söndürdüler. Alp, birden, 'Hadi öldürelim' deyince korktum. 'Bu anlatır, öldürmek gerekir' diyordu Alp. Sonra bana anlatmayacağıma ve ikisi dışında hayatım boyunca kimseyle yatmayacağıma dair söz verdirdiler."