Eski Genel Müdürlerin Dilinden Anadolu Ajansı
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatlarıyla Kurtuluş Savaşı'nın ilk yıllarında milli mücadeleyi dünyaya duyurmak amacıyla kurulan Anadolu Ajansı (AA), 97. kuruluş yıl dönümünü kutluyor.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatlarıyla Kurtuluş Savaşı'nın ilk yıllarında milli mücadeleyi dünyaya duyurmak amacıyla kurulan Anadolu Ajansı (AA), 97. kuruluş yıl dönümünü kutluyor.
Cumhuriyet tarihi içinde özel yere sahip Anadolu Ajansı, milli mücadelenin başladığı süreçte, bağımsızlık mücadelesini tek ve güçlü bir kanaldan hem yurda hem de dünyaya duyurmayı başarmanın haklı gururunu taşıyor.
Haber maratonunu 97 yıldır aksatmadan sürdüren Anadolu Ajansı, "güvenilir, tarafsız, etik, hızlı" habercilik anlayışıyla 100. yılına emin adımlarla yürüyor.
Kuruma değerli katkılar sunan eski AA genel müdürleri, 97. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Anadolu Ajansının önemini ve habercilik serüvenini anlattı.
Eski AA Genel Müdürü Kemal Öztürk, şu anda dünya medyasının en büyük probleminin yalan ve asılsız haberler olduğunu, bunun için de ABD ve Avrupa ülkelerindeki üniversitelerde asılsız ve yalan haberlerin nasıl tespit edileceğine ilişkin programlar geliştirildiğini anlattı.
Böyle bir ortamda Anadolu Ajansının ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu bir kez daha anladığını vurgulayan Öztürk, "Özellikle dünyanın en büyük kriz merkezi Ortadoğu'da Anadolu Ajansına ne kadar ihtiyaç olduğu, gerçek haberleri yayma açısından da dünyada ne kadar önemli fonksiyonu bulunduğu anlaşıldı." dedi.
Dünya medyasının en büyük krizinin doğru, sağlıklı ve güvenilir içerik üretmek olduğunu vurgulayan Öztürk, "Anadolu Ajansının 100. yıl projesini hazırlarken prensiplerimiz açısından birinci sıraya 'güvenirliği' koymuştuk. Bunun ne kadar önemli olduğunu herkes bir kez daha fark ediyordur. Ama ajans gerçekten de 97 yıldan beri güvenirlik üzerine kendisini inşa ettiği için bugün de aynı güvenirlik ve kalite açısından rakipleriyle büyük fark atıyor." diye konuştu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın, kendi ülkesinin medya organları için sarf ettiği sözleri hatırlatan Öztürk, şöyle devam etti:
"Böyle bir ortamda dürüst olan, kaliteli ve güvenilir içerik üreten herkes kazanacaktır. Bu içerikleri üretenler ayakta kalabilecektir. 2020 yılında dünyanın en büyük ilk 5 ajansından biri olma hedefi çok büyük hedefti. Bu hedefi koyduktan 3 yıl sonra dünyanın en büyük 10 ajansından biri olmayı başardık. 97 yaşımıza girdiğimize göre, 100 yıl hedefimize 3 yıl kaldı. Bu 3 yıl içerisinde ajansın ilk 10 ajanstan sıyrılıp ilk 5 ajans arasına girmesi lazım. Umuyorum ve dua ediyorum 100 yıl hedeflerine Anadolu Ajansı ulaşacak ve Türkiye'nin uluslararası sahadaki en büyük gücü olacaktır."
"İlkeli davranan herkes uzun vadede kazanacaktır"
AA'da çok iyi ve yetenekli kadronun bulunduğunu ve Türkiye'nin en nitelikli habercilerinin ajans bünyesinde çalıştığını belirten Öztürk, AA'yı gururla takip ettiğini vurgulayarak şu değerlendirmede bulundu:
"Aslında bir anlamda bir fırsat veriyor bize. Güvenilir habercilik ve sağlıklı analiz yapanlar, kendilerini popülizme kaptırmayanlar... İlkeli davranan herkes uzun vadede kazanacaktır. O yüzden medyanın genel durumuna bakmadan dürüst, ilkeli, bilgili, kaliteli, yalan habere kaymayan, bu alanda kendisini yetiştiren gazetecilerin kesinlikle çok iyi yerlerde olacağına inanıyorum. 97 yıldır 'Anadolu Ajansı yazmışsa doğrudur' ilkesi hep var olmuş. Logomuzun altında birinci sırada güvenilir kelimesi vardır. 'Ajans yazdıysa doğrudur' sermayesi, AA'nın en büyük gücüdür. Hasmınız bile sizin dürüst, güvenilir olduğunuza kanaat getirmişse burada büyük başarı var demektir."
" Türkiye'nin en tecrübeli haber kurumu"
Eski AA Genel Müdürü Hilmi Bengi ise AA'nın milli mücadeleyle yaşıt bir kurum olduğuna dikkati çekti.
Cumhuriyetin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 6 Nisan 1920'de AA'ya "En sahih havadis ile iç ve dış kamuoyunu aydınlatma" görevi verdiğini aktaran Bengi, 97 yıl içerisinde AA'nın verilen görevi en iyi şekilde, layıkıyla yerine getirdiğine işaret etti.
Bengi, Türkiye'nin en tecrübeli haber kurumu niteliğindeki AA'nın haber ve bilgi bankası olduğunu, arşivindeki görüntü ve haberlerin başka hiçbir kurumda bulunmadığını vurgulayarak, "Anadolu Ajansı, Türkiye Büyük Millet Meclisinden de önce kurulan ilk müessesedir. Anadolu Ajansı, Türkiye Büyük Millet Meclisinden iki hafta önce, bir anlamda yeni Türk devletinin, milli mücadelenin siyasi kurumu olan TBMM'nin kuruluş haberini iç ve dış dünyaya duyurabilmek amacıyla kurulmuştur. " ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin dünyadaki yerinin giderek güçlenen bir konuma ulaşması noktasında AA'nın emeği olduğunu dile getiren Bengi, AA'nın Türkiye ile birlikte büyüdüğüne işaret etti.
AA'da genel müdür yardımcılığı ve genel müdür görevlerinde bulunmaktan onur duyduğunun altını çizen Bengi, görev yaptığı süre içerisinde sadece Türkiye açısından değil, dünya açısından da AA'nın bir değer ifade ettiği bilinci içerisinde hareket etmeye çalıştıklarını belirtti.
Bengi, AA'nın dünya haberciliğinde de var olduğunu kanıtladığını, kendisinden sonra görev alanların da AA'yı bir dünya ajansı haline getirmek için büyük gayret gösterdiğini ifade etti.
AA'nın 15 Temmuz'da yaptığı haberciliğe de değinen Bengi, şunları kaydetti:
"Hepimizin yaşadığı bir kabus olan 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Anadolu Ajansı bütün yurtta muhabirleriyle korku nedir bilmeden görevini yerine getirdi. Ölüm riskini göze alarak habercilik yaptılar. Fotoğraflar çektiler, görüntüler aktardılar. Tarihe birer belge ulaştırdılar. Bunu Anadolu Ajansının çıkarttığı almanakta ve darbe girişiminden sonra yayınlanan kitapta da rahatlıkla görebiliyoruz. Muhabirlerin ne kadar önemli bir iş yaptığını, deklanşörlerin de silahlar kadar, kameraların da silahlar, tanklar, uçaklar kadar önemli ve değerli olduğunu kanıtladılar. Darbenin bastırılmasında Anadolu Ajansının muhabiri, foto muhabiri, kameranı da birer nefer gibi hizmet etti. Onlara şükran borçluyuz."
"AA referans olmayı başardı"
Eski Anadolu Ajansı Genel Müdürü ve Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü (BYEGM) Mehmet Akarca ise AA'nın kurulduğu günden bugüne sürekli bir gelişim içerisinde olduğunu vurguladı.
Anadolu Ajansının, dünyada haber anlamında referans bir kurum olmayı başardığını belirten Akarca, "Dünyanın her yerinde bürolar açtı, bu çok önemli. Olayı olduğu yerde takip ediyor ve tüm dünyaya iletiyor, sadece Türkiye'ye değil." dedi.
Akarca, AA'nın iftihar edilen kurumların başında geldiğini, ajansın çok büyük bir hıza ve yüksek görüntü kalitesine kavuştuğunu aktardı.
AA çalışanlarının son derece eğitimli olduğunu ve ajansın açtığı haber akademisiyle de yeni haberciler yetiştirmede üzerine düşeni yaptığını kaydeden Akarca, AA'nın 21. yüzyıl Türkiyesinin örnek referans kuruluşu haline gelmeyi başardığını dile getirerek, ajansı tebrik etti.
16 Nisan'daki halk oylamasında da yabancı basını, Türkiye'deki yabancı basını BYEGM'nin açtığı salonlarda sonuçları takip etmeleri için davet ettiklerini anlatan Akarca, "Ekranlara yansıtacağımız rakamlar, görüntüler, oy sayımları AA'dan aldığımız son rakamlar olacaktır. AA'yı tüm dünya takip ederken elbette biz de yabancı basına AA'dan aldığımız rakamları iletmiş olacağız. Tüm seçim sonuçlarını en kestirme, hızlı, çabuk, doğru şeklide AA geçti, onunla da ayrıca iftihar ediyoruz." şeklinde konuştu.
"Anadolu'nun sesini dünyaya duyurdu"
Eski AA Genel Müdürü Atilla Onuk ise Anadolu Ajansının büyük Atatürk'ün Türkiye'ye kazandırdığı en büyük ve en önemli müesseselerden biri olduğunu söyledi.
Ajansın, Kurtuluş Savaşı'nda sivillerin cephede olup bitenler hakkında bilgi edinme, savaşçılarla siviller arasında iletişimi sağlama görevi ifa ettiğini anımsatan Onuk, "97 yıl zarfında ajans büyük gelişmeler katetti. Bunun en yakın takipçisi ve canlı şahidi olanlardanım. 1964-65 yıllarında AA Genel Müdürü olduğumda ajansın bütçesi 6 bin liraydı. Bugünkü ile bir kıyas edin. Ben ve benden sonraki tüm yöneticiler çok gayret sarf etmişler, kurumu çok güzel yerlere getirmişler. Bu ajans çok daha güzel şeylere de layıktır." dedi.
Onuk, AA'nın başladığı günden bu yana hiç taviz vermeden inanırlığını ve güvenirliğini artırarak yoluna devam ettiğini vurgulayarak, Türk halkının Anadolu Ajansına büyük itibar gösterdiğini dile getirdi.
Ajansı daha ileri götürmek, tekniğini daha da geliştirmek için gayret sarf edildiğini ve bunları da takdirle takip ettiğini aktaran Onuk şöyle devam etti:
"Benim genel müdürlük yaptığım dönemde yurt dışında üç yerde büromuz vardı. Şimdi pek çok noktada ofisleri olduğu, çok dilde yayın yaptığı bilgilerini alıyorum. Herkesin bu işlerde bir emeği alın teri var. Herkes yapılanların üstüne bir şeyler koydu. Kurumun başına gelen herkes iyi niyetli olarak Atatürk'ün hediyesi olan müesseseyi daha yukarılara taşımak için gayret sarf etti. 100 yıl bir kuruluşun ömrü için çok önemli zaman dilimidir."
Onuk, yıllar önce AA'da yaşanan bir olayı ise şöyle aktardı:
"Yıllar önce ajanstaki arkadaşlar, Atatürk'ün ölümünün yıl dönümü nedeniyle kurumun bir köşesinde Atatürk büstü yapmışlar. Oraya da Atatürk'ün AA ile ilgili bir sözünü yazmak istemişler. Tabii bulamamışlar. Bana sordular, ben de 'AA, Anadolu'nun sesini dünyaya duyuracak.' diye yazın dedim. Bunun üzerine patenti bana ait olan cümle, zamanla Atatürk'e aitmiş gibi gösterildi. Gerçek de budur. Anadolu Ajansı, Anadolu'nun sesini o günden beri dünyaya duyurdu, halen de duyurmaya devam ediyor. Anadolu Ajansının 97'nci kuruluş yıl dönümünü kutlarken, duam şudur, inşallah 3 sene daha yaşarım ve 100'üncü kuruluş yıl dönümünü hep birlikte idrak ederiz."