Eski Eşini Öldüren Koca "Tasarlayarak Öldürmedim"
Olay, geçen 15 Aralık'ta Buca'ya bağlı Kaynaklar semtinde meydana geldi.
Olay, geçen 15 Aralık'ta Buca'ya bağlı Kaynaklar semtinde meydana geldi. Dokuz Eylül Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde öğretim görevlisi 38 yaşındaki Serpil Erfındık, 4 yıl önce hayatını birleştirdiği 37 yaşındaki V.A.?dan geçen temmuz ayında, şiddet gördüğü gerekçesiyle boşandı. Ancak boşanmalarına rağmen V.A., Serpil Erfındık'ı rahatsız etmeye devam etti. Bunun üzerine eski kocasına karşı koruma kararı aldıran Erfındık, evinin bulunduğu bölgede jandarma, Tınaztepe yerleşkesindeki okulunda ise polis ya da özel güvenlik görevlilerince korundu. Eşini sürekli rahatsız eden V.A., koruma kararının bittiği gün, oğlunu görmek için Serpil Erfındık'ın evine gitti. Evde çıkan tartışmada, V.A., eski eşini altı yerinden bıçaklayıp öldürdü, oğlunu da yanına alarak kaçtı. Eve giden anne Tülay Aksakal, eski eşinin geldiğini telefonla kendisine bildiren kızının cesediyle karşılaşınca, durumu polise bildirdi. Zanlı V.A., bir hafta sonra jandarmaya gidip teslim oldu. Adliyeye sevk edilen V.A. tutuklandı.
İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanık V.A. ve avukatı, Erfındık'ın annesi Tülay Aksakal ve avukatları, İzmir Barosu Yönetim Kurulu üyeleri Ayşegül Altınbaş ve Özkan Yücel, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu sözcüsü Sanem Deniz Kural ve platform avukatları Çağla Deniz Felamur ve Aysu Yazıcıoğlu Çerçe katıldı.
Sanık V.A, Erfındık ile 2011 yılında evlendiğini, E.B.A. isminde çocukları olduğunu, Erfındık ile ailesinin tutumu nedeniyle anlaşmazlık yaşadıklarını ve boşandıklarını, daha sonra ortak çocukları olduğu için tekrar ev tutup birlikte yaşamaya başladıklarını, sonra yine ayrıldıklarını, olay günü çocuğunu almak için eski eşi Erfındık'ın evine gittiğini, oğlunun o sırada uyuduğunu, Erfındık'ın kendisine daha sonra gelmesini söylediğini, bunun üzerine dışarıda bir süre oyalandığını anlattı.
Eski koca V.A., ifadesinde, 'Eve geldiğimde, çocuğum hazırdı alıp çıktım. Otobüs durağında altını kirletti. Eve dönüp temizlemesini söyledim. Bu sırada aramızda tartışma çıktı. Bana 'Sen nasıl adamsın' dedi. Ağır küfürler etti. Elindeki bıçakla bana saldırdı. Ben de bıçağı almak için hamle yaptım. Boğuşma sırasında, bıçak yere düştü. Ben de bıçağı alıp, rastgele sapladım. Kaç kez vurduğumu hatırlamıyorum. Çantasını ve telefonunu aldım. Oğlum annesini öyle görmemesi için yüzüne havlu örttüm. Kız kardeşime 'Serpil'i öldürdüm' diye mesaj attım. Eve gidip üstümü değiştirdim. Oğlumu da aileme bıraktım. Bir hafta boyunca Gümüşpala semtinde ormanlık alanda, kullanılmayan bir evde gizlendim. Daha sonra pişman olunca da gelip jandarmaya teslim oldum. Attığım mesajlar tehdit amaçlı değil, kendisiyle barışmak amacıyla attım. Böyle olmasını ben de istemezdim. Şimdi çok pişmanım, eşimi seviyordumö dedi.
Müşteki avukatlarının sanığın, koruma kararının bittiği gün maktulün evine gitmesinin ve cinayeti o gün işlemesinin farklı çağrışım yaptığını belirtmesi üzerine, sanık bunun bir 'tesadüfö olduğunu söyledi.
Erfındık'ın annesi Tülay Aksakal ise, sanıkla kızının evliliklerine birbirlerine uygun olmadıkları, sanığın hal ve tavırlarının güven vermediği için başından itibaren karşı olduğunu, evlendikten sonra kendi evinde kızıyla damadının kaldıklarını, ancak damadının evin faturalarını bile ödemediğini, bunun üzerine işe girip çalışmasını sağlamak amacıyla kızına evinden çıkmalarını istediğini söylediğini anlattı.
Kızıyla o tarihten itibaren ilişkilerinin kesildiğini, daha sonra kızının eşinden boşanmasıyla tekrar görüşmeye başladıklarını, kızının bir müddet sonra sanıkla tekrar aynı evde yaşam başladığını ifade eden anne Erfındık, kızının olaydan 4-5 ay kadar önce, sanığın kendisini tehdit ettiğini, şiddet uyguladığını söylemesi üzerine Almanya'da yaşayan ve Türkiye'ye tatile gelen babasını çağırmasını söylediğini, bir süre babasının kızıyla birlikte kaldığını dile getirdi.
Jandarmaların kendisini aramasıyla olayı öğrendiğini belirten Aksakal, sanıktan şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini belirtti. Sanık avukatı ise dinlenen tanık ve delillere göre olayın planlayarak işlenmediğini belirtti. Tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İzmir Barosu ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun davaya katılma taleplerinin kabulüne, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformuna üye bir grup, duruşma sonrası, öldürülen Serpil Erfındık'ın annesi ile çocukları cinayete kurban giden diğer ailelerin katılımıyla basın açıklaması yaptı.
Platform Sözcüsü Sanem Deniz Kural, 'Burdayız çünkü bir kadın, bir eğitimci, bir can artık yok. Serpil Erfındık, devlet koruması altında olduğu halde eski kocası V.A., tarafından öldürüldü. Hem de çocuğunun gözünün önünde. Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi olan Serpil Erfındık kardeşimiz, koruma altında olduğu halde savcıya defalarca kez şikayette bulundu. Son kez kapısını çaldığında savcı ona 'yine mi sen geldin?' dedi. Bir kadın daha korunmadığı için öldürüldü. Devlet her zamanki gibi kadın katillerinin sırtını sıvazlıyor, 'helal olsun' diyor, 'hak etmiştir, tahrik etmiştir' diyor. Devletin kolluk kuvvetleri, koruma talebiyle başvuran kadınlara 'sürekli geliyorsun, A4 kağıtlarımızı harcıyorsun' gibi akıl almaz bahaneler sunarken, kendi korunma yasalarını bile uygulamazken, hiç insanlıklarından utunmıyorlar. TOMA'ları, kaskları ve coplarıyla alanlarda cengaver kesilen, sözüm ona 'destan yazan' polis teşkilatı, ne hikmetse bir kadını korumak mevzu olunca acizleşiyor. Serpil hocamızın duruşmasında belki bir sanık yargılanıyor, fakat aslında bu bir vicdan yargılanmasıdır. Çıkacak karar devletin kendi kadınlarına biçtiği değerin kanıtı olacaktır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, müdahillik dışında yaptığı bir şey yok. Bakan seçildiğinden beri kadın cinayetleri ile ilgili bir açıklama yapmadı. Son günlerde kadın cinaşetleri yine arttı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Plafformu olarak, tüm gücümüzle kadın cinayetlerini durdurmak için mücadelemize devam edeceğizö dedi.