Esin Öğretmen'in Eşine Müebbet
Mahkeme, uçurumdan düşüp ölen Esin Güneş davasında kocayı suçlu buldu.
Siirt'te, şiddet gördüğü iddiasıyla eşine açtığı boşanma davası sürerken, 2010 yılında Tillo Kalesi'ndeki uçurumun dibinde cesedi bulunan 25 yaşındaki öğreten Esin Güneş'in geçen duruşmada tutuklanan eşi Güven Güneş müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Güneş çiftini kaleye götüren ve tutuksuz yargılanan taksici Beşir Üzüm ise beraat etti.
UÇURUMUN DİBİNDE BULUNMUŞTU
Siirt'te özel güvenlik görevlisi Güven Güneş ile 75'inci Yıl İlköğretim Okulu sınıf öğretmeni Esin Güneş, 2008 yılında evlendi. Esin Güneş, iddiaya göre evliliklerinin ikinci yılında eşinden şiddet görmeye başlaması üzerine, boşanma davası açtı. Öğretmen Esin Güneş, 24 Ağustos 2010 günü eşi Güven Güneş ve taksici Beşir Üzüm ile gittiği Aydınlar İlçesi'nde 'Kale' olarak bilinen uçurumun dibinde ölü bulundu.
İfadesine başvurulan Güven Güneş pikniğe gittiklerini ve olayın kazayla meydana geldiğini öne sürerek, "Taksici arkadaşım Beşir Üzüm'ün kullandığı araçla bölgeye gittik. Eşim hava alsın, gezelim, piknik yapalım istedik. Kameriyede otururken ayağa kalkmak istedi. Bu sırada ayağı takıldı ve düştü" dedi.
AİLE İTİRAZ EDİNCE DOSYA YENİDEN AÇILDI
Olayla ilgili dosya önce 'kaza' denilerek kapatıldı. Ancak genç öğretmenin ailesi, kızlarının kaza sonucu ölmediğini, damatları tarafından öldürüldüğünü iddia etti. Aile fertleri kendi imkanlarıyla topladıkları delillerle Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, olayın soruşturulmasını istedi.
Başvuru üzerine savcılık, dosyayı yeniden açarak soruşturma başlattı. Soruşturma sonunda savcılık, Esin Güneş'in eşi ile taksici arkadaşı Beşir Üzüm hakkında, 'kasten adam öldürmek' suçlamasıyla dava açtı.
Siirt Ağır Ceza Mahkemesi'nde ömür boyu hapis istemiyle açılan davada Güven Güneş ile Beşir Üzüm'ün tutuksuz yargılanmasına başlandı. Davanın seyrinde olay yerinde yapılan keşifte, Esin Güneş'in kendiliğinden değil itme, itilme ya da bir dış kuvvete maruz kalarak düşmüş olabileceği kanaatine varıldı.
AYRINTILI RAPOR İSTENDİ
Siirt Ağır Ceza Mahkemesi de dosyanın Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'ne gönderilmesine karar verdi. Mahkeme, dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporları ışığında suça konu olayda maktulün bulunduğu yerden kendiliğinden veya bir dış kuvvetin etkisi ile düşmüş olup olmadığının tespitinin, tıbben mümkün olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nden ayrıntılı rapor istedi.
ADLİ TIP: DÜŞME VEYA İTMEYİ TIBBEN TESPİT ETMEK MÜMKÜN DEĞİL
Adli Tıp Kurumu tarafından mahkemeye gönderilen raporda şu ifadelere yer verildi:
"Her ne kadar ölüm sonrası otopsi yapılarak iç organ değişiklikleri araştırılmamış ise de, mahallinde yapılan ölü muayenesinde, dış muayenede, tanımlanan travmatik değişimlerin lokalizasyonların özelliklerinin ve ağırlıklarının dikkate alındığında, kişide tespit edilen lezyonların adli dosyada mevcut olay yeri inceleme raporunda tanımlaması yapılan yüksek düşmesi durumunda oluşabileceği sorulduğu üzere, düşme öncesi sürüklenme, bir başkası tarafından itilme veya atılıp atılmadığının mevcut adli ve tıbbi belgelerle tıbben tayininin yapılamadığına oy birliği ile karar verildi."
Esin Güneş'in ölümü ile ilgili davanın geçen duruşmasında savcının talebi üzerine Güven Güneş tutuklanırken, taksici Beşir Üzüm, hakkında adli kontrol yurtdışına çıkış yasağı konuldu.
Davaya bugün Siirt Ağır Ceza Mahkemesi'nde 12'inci duruşma ile devam edildi. Duruşmaya, tutuklu sanık Güven Güneş ile tarafların avukatları ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı temsilen avukat Hülya Yazar Günay katıldı. Duruşmayı BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan da takip etti.
SAVCI AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS İSTEDİ
Cumhuriyet Savcısı Ali Akın Doğuşlu, bir önceki duruşmada esas hakkında verdiği mütalaayı tekrarlandığını belirtti. Savcı Doğuşlu, önceki mütalaasında, "Esin Güneş'in yaralanması halinde yardım istemesinin önüne geçilmesi için her iki sanık tarafından cep telefonu ve şahsi eşyaları aracın torpido gözüne bırakılmıştır. Bu, her iki sanığın maktülün cep telefonuna el koyup araçta bırakılarak alınmış bir tedbirdir.
Yapılan tüm teknik incelemeler bir arada düşünüldüğünde sanık Güven Güneş'in eşini kasten, tasarlayarak kayalıklardan aşağı itmek suretiyle öldürme eylemini gerçekleştirdiği, Beşir Üzüm'ün de yardımda bulunduğu anlaşılmıştır" diyerek her iki sanığında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi.
"EŞİMİ ÖLDÜRMEDİM"
Tutuklu sanık Güven Güneş, esas hakkındaki mütalaaya ilişkin söz hakkı verilince, "Önceki savunmalarımı tekrar ediyorum. Yüklenilen suçlamayı kabul etmiyorum, ben eşimi öldürmedim. O gün kaleye gitmemizin sebebi tamamıyla kaynanamdan kaçıp, kayınbiraderim Murat ile buluşmaktı. Suçsuzum, beraatime karar verilsin" dedi.
Sanık Güven Güneş'in avukatı Tahir Yılmaz, esas hakkındaki mütalaaya katılmadığını belirterek, sanıkların beraatlerine karar verilmesini istedi.
Mahkeme daha sonra tutuksuz yargılanan taksici Beşir Üzüm'ün, yöneltilen suça iştirak ettiğine dair kesin delil elde edilmediğinden beraatine karar verdi.
KOCAYA MÜEBBET HAPİS CEZASI
Mahkeme, tutuklu sanık Güven Güneş'in, eşini kasten öldürme suçundan, suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çaptırılmasına karar verdi. Mahkeme daha sonra sanığın yargılanma sırasındaki tutum ve davranışları, verilen cezanın sanık üzerindeki olası etkisi gözönüne alınarak, bu cezayı müebbet hapis cezasına çevirdi.
DURUŞMA ÖNCEKİ GERGİNLİK
Duruşma öncesi öğretmen Esin Güneş'in yakınları ve duruşmayı izlemeye gelen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyelerine, müebbet hapis cezasına çarptırılan Güven Güneş ile davada tutuksuz yargılanan ve daha sonra beraat eden taksici Beşir Üzüm'ün yakınları tepki gösterdi. Kısa süren arbedeyi polis önledi.
Duruşmanın ardından öğretmen Esin Güneş'in annesi Fahriye Işık, hukukun yerini bulduğunu belirterek, kendilerini yanlış bırakmayan herkese teşekkür etti.